Hz.Ebelfazl Abbas’ın (Aleyhisselâm) doğduğu günde yanında olabilmek… Uluslar Arası Şahadetin Baharı Kültür Festivali konuklarından oluşan kalabalık heyetlerin de eşlik ettiği özel ibadet merasiminden

Mukaddes Hz.Huseyn (Aleyhisselâm) ve Hz.Abbas (Aleyhisselâm) Türbeleri tarafından Hz.İmam Huseyn’in, Hz.İmam Zeynelâbidîn’in ve Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah’ın salât-u selâmı onlara ve başta Hz.Resûlullah olmak üzere paspâk Ehlibeyt’in tümüne olsun) doğumları münasebetiyle ortaklaşa bir biçimde 9 yıldır ardı ardına düzenli bir biçimde düzenlenen “Şahadetin Baharı Festivali” etkinliklerinin üçüncü günü etkinlikleri Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Aleyhisselâm) doğum günü kutlamalarıyla başladı.
Bu yılki şiarı “İmam Huseyn; Üstün bir örnek ve güzel bir çağrı…” olan 9. “Şahadetin Baharı” festivali, Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Aleyhisselâm) doğum günü ve festivalin üçüncü günü olan 4 Şaban günü; Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Aleyhisselâm) Mukaddes Ziyaretgâhı’nın Sahn-ı Şerîfi’nde (ana avlusunda) düzenlenen özel ibadet merasimi programı ile başladı.
Festival nedeniyle Mukaddes şehir Kerbelâ’da bulunan birçok heyetin oluşturduğu büyük kalabalığın da katıldığı merasim Kur’ân-i Kerîm tilaveti ile başladı. Sonrasında sözü, ev sahibi Mukaddes Türbenin genel sekreteri Seyyid Ahmed Sâfî aldı.
Konukları selamlayan Sâfi söze Şaban ayında doğan kutlu nurların ve bilhassa Cennet Gençlerinin Efendisi Hz.İmam Huseyn’in (Salawâtullah Aleyh) kardeşi Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Aleyhisselâm) Mubarek doğumu münasebetiyle tüm İslam ümmetini başta Peygamberler, Paspâk Önderlerin mukaddes ruhları ve değerli taklit mercileri olmak üzere kutladığını ifade etmesinin ardından şunları söyledi.
“ Biz, şu anda; Taff Vakıası’nın (Kerbelâ Olayı’nın) kahramanlarından bir kahramanının karşısındayız: Hz.Abbas Aleyhisselâm’ın…”
“ Hz.İmam Huseyn’in (Salawâtullah Aleyh) kendi bereketlerinden çok büyük bir miktarda feyze boğduğu ve Hz.İmam Zeynelâbidin’in (Salawâtullah Aleyh) de, kendisini olduğu yerde bırakmayı buyurması suretiyle bu bereketleri taçlandırdığı yüce şahsın karşısında…”
“ Bu şehit düştüğü yerde bırakma kararı da Hz.Ebilfazl Abbas’ın (Aleyhisselâm) vefasına,imanına ve Allah-u Teâlâ’nın O’nun (Aleyhisselâm) için sevdiği yüce makama şahitlik etmektedir.
“Taff Vakıasının (Kerbelâ Olayının) üzerinde durmak kolay iş değildir: İnsan bu vakıayla ilgili herhangi bir şey yapmaya giriştiğinde acizlik ve yorgunluk hissine kapılmaktadır, kapılınan bu özel hissiyat da yaşanan olayın ve olayın karakterlerinin ne denli ulvi olduğuna dair delil oluşturmaktadır. Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Aleyhisselâm) şahsiyeti de pek özgün ve yüce bir kişiliktir. İftihar kaynağı olarak Hz.İmam Huseyn’in (Salawâtullah Aleyh) kendisine söylediği şu cümlesi bile başlı başına yeterlidir:”
“Bin (atına), canım feda olsun sana kardeşim!”
“Hz.İmam Huseyn’in (Salawâtullah Aleyh) O’na canını feda ettiğini ifade etmesi de bu şahsiyetin Allah-u Teâlâ katındaki pek ulvi menziletine (konumuna) dair apaçık bir ispat yotır.”
“ Bizler, gerçekten de zor bir işe girişmiş bulunmaktayız: Pek celil,pek şerefli ve pek asil olan hizmeti gerçekleştirirken tüm yaptıklarımız da Allah-u Teâlâ’ya yakınlaşmak için olmak zorundadır.Biz,her şeyini dinin namının daha da yükselmesi (dinin toplum içerisinde saygın,sözü dinlenir ve uyulur olması gibi anlamlar ifade eder – Arapça deyim) uğruna feda eden bu şahsiyetlere iman ettik. (Bu iman edişimizin neticesinde) Allah-u Teâlâ da bizleri mihenk taşına yerleştirip bu yüce şahsiyetlere nasıl erişeceğimize yönelik imtihana tuttuğu gibi, onlara nasıl hizmet sunacağımıza dair de imtihana tutmaktadır. Bu kolay bir iş değildir. Ancak biz Allah-u Teâlâ’nın rahmetinin geniş olduğuna, Hz.Peygamber’in Rahmet Peygamberi olduğuna ve Hane Halkı Ehlibeyti’nin de Rahmet Hanesinin Halkı olduğuna iman ettik. (Allah-u Teâlâ’nın en ulvi salât-u selâmı O’nun ve paspâk Ehlibeyti’nin üzerine olsun.)”
“Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Aleyhisselâm) şu anda bizim askeri selamlama merasimine çok benzeyen bir iş olan bu uygulamayı gerçekleştirmek için ayakta durmaktalar. Bu merasimi, azmimizi paslanmaktan korumak ve biraz olsun Hz.Ebulfazl Abbas’a (Aleyhisselâm) vefalı olmak adına sürdürmekte ısrarcı olduk. Bu yüzden söylenecek olanlar, yalnızca kafiyeli sözler ve birkaç beyit şiirlerden daha büyüktür; hem akaidi hem de fikri açıdan konsantre olmayı ve Mutahhar Ziyaretgâh’ın Sahibi’ne hizmetin amelî yönüne odaklanmayı hedeflemektedir. Merasim aynı zamanda burada çalışanlara çok önemli bir sorumluluğu eda ettiklerini ve başarılı olmak zorunda olduklarını hatırlatıcıdır da. Zira bu mubarek mekana (hizmete) atılan her insan başarısızlık seçeneği olmadığını ve başarısız olursa da kaybedenlerden olacağını bilir. Çünkü bu mekanın her bir tarafında hakkı söyleyen bir şeyler vardır.”
Daha sonra hep birlikte Cennet gençlerinin Efendisi, Hidayet meşalesi ve Özgürlerin yol göstericisi Hz.İmam Huseyn’in (Salawâtullah Aleyh) can kardeşi, alemdarı ve Hz.Emîrulmuminîn Ali bin Ebi Talib’in (Salawâtullahi we selâmuhu Aleyh) evladı Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Aleyhisselâm) ziyaret edildi. Ve sonrasında da “Lahn-ul İbâ” adındaki Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Aleyhisselâm) Mukaddes Türbesinin özel marşının okunmasıyla birlikte kapanış sona erdi ve diğer faaliyetlere geçildi.


Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: