Isfahan’da engellerle mücadele eden hastalara, Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’ndan esintiler…

Hiç kuşku yok ki, mevzu bahis; faziletlerin zirvesi, kerametler yurdu ve menkıbeler ocağı bir şahsiyet olunca kelimeler aciz kalıyor… Evet; Hz. Ebulfazl Abbas’ı (Allah'ın selâmı üzerine olsun) kastediyoruz…

Elbette ki, bu yüce makam boşuna değil. Hz.Ebulfazl Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Allah için her şeyini bağışladığı gibi, Allah-u Teâlâ da O’na (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hem dünyada, hem de ahrette her şeyi bağışladı… Ahrette, Masum İmam’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) da buyurduğu gibi istediği cennete uçabileceği kanatlar verilmesi başlı başına yeter. Hiçbirgözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçkimsenin aklına bile gelmeyen nimetleri hiç söylemiyoruz bile…

Allah (Azze ve Celle), O’na (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Dünyada da; kitap kitap, cilt cilt yazmaya kalksak bile sonunu getiremeyeceğimiz kadar kerametler ve menkıbeler bağışladı. Hastaların sürekli çaldığı “Bâb-ul Hewâic/ Dertlere derman kapı” makamı bile başlı başına yeter…

İşte bu hakikatten yola çıkan Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi, Isfahan’da düzenlediği “Cennet Yolu Kültür Haftası” organizasyonu kapsamında hastahanelere ziyaretler düzenledi. Bunlardan biri de bedenlerinin üst ya da alt bölümlerinde bulunan organlarının kopması sonucu engel yaşayan hastaların tedavisinden sorumlu bir hastaneydi. Ziyaretçi heyetin karşılamasında Hastane Müdürü’nün yanı sıra bazı hastalar da yer aldı. Yaşadıkları engel sebebiyle Kültür Haftası organizasyonlarına katılamamışlardı. Irak’tan ilk defa bir Mukaddes Türbe heyeti gelmiş olması hastaları daha da heyecanlandırdı ve Ziyaretçi heyeti görünce hızla heyete doğru hareket ettiler. Ziyaretçi heyet onlara dua etti, Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mubarek kabrinin bereketleriyle ve güzel kokusuyla sarılı özel hediyeler verdi. Bir de Hz. Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) nurlu ruhuyla dertlerini paylaşabilmeleri için; Kubbe-i Şerîfesi’nin sancağıyla onların etrafını sardı. Kuşkusuz; “Bâb-el Hawaîc” Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) makamı, Kabr-i Şerîfeleri’nden başka yerde yapılmış şikayetleri işitmemenin çok üstündedir…

Ardından Huseynî bir matem meclisi düzenlendi ve sonrasında da ziyaretçi heyet üyesi Seyyid Alâ Musewî hastalara namaz kıldırdı. Seyyid Musewî namaz sonrasında hastalarla yaptığı sohbet esnasında şunları söyledi “Allah-u Teâlâ beşer evladına sayılıp dökülemeyecek kadar çok nimet vermiştir. Bunların hepsi şükrü hakkeder. İnsanın bedeninin altından ya da üstünden bir bölümü yitirmesi; Allah-u Teâlâ’ya yakınlaşmanın karşısında bir engel değildir. Allah-u Teâlâ’yı onun aracılığıyla tanıyacağımız bir akıl (nimeti) vardır; O’nu (Azze ve Celle) hamd edip nimetlerini ve sebeplerini anmakla meşgul edeceğimiz bir dil (nimeti) vardır...”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: