Seyyid Safî “Şibbâk’ın (Zarîh’in) yapımında çalışanlar; yıllar boyunca göz dolduracak nadide bir sanat şaheseri yapmışlardır”

Seyyid Ahmed Safî
20 Nisan 2016 (12 Receb 1437) Çarşamba akşamı “Nûr Penceresi” Hz.Ebulfazl Abbas’ın (O'na selâm olsun) yeni Zarîh-i Şerîfi’nin (bir diğer adıyla Şibbâk-ı Şerîf’in) açılış töreni düzenlendi. Kılınan akşam ve yatsı namazlarının ardından sonra başlayan törende konuşan Seyyid Safî şunları söyledi:

“Burada bulunan kardeşlerim; bu yüce gecede, alınları nurlu ve savaşta ayakları sıkı sıkı bağlı (sarsılmaz) olanların komutanı, dinin ulusu (arıbeyi,büyüğü) ve Müminlerin Emîri Ali b. Ebi Talib’in (O'na selâm olsun) doğum gecesinin hatırasına; Allah’ın, mukarreb meleklerinin, tüm Peygamberler’in ve Sıddîk’ların selâmının üzerine olduğu O’nun Uğurlu Oğlu’nun, Taff’ın Kahramanı’nın, Şehit Torun Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) yareninin işte o efendimin yani Ebu Talib oğlu Ali oğlu Abbas’ın (Hepsine selâm olsun) Şibbâkı’nın açılışını katmaktan son derece şeref ve mutluluk duymaktayım. Yapımı yedi yıl süren bu “Nur Penceresi” Şibbâk (Zarîh), iyilikle dolu yiğitlerin ve becerikli zanaatkârlar tarafından; gecelerini gündüzlerine katmak ve tüm akli potansiyellerini seferber etmek suretiyle lisân-ı hâl ile şöyle denilerek yapılmıştır:

“Ey Taff’ın Ayeti (Kerbelâ’nın nişânesi) ruhuma Kabrinin Şibbâkı’nın tarihini yazmakla ruhlarımızdaki yaratıcılığı (üretkenliği) arttır”

Ey celâlet sahipleri!... Hiç kuşku yok ki sizler de köklü ve dev ülkemizin; özgeci, bonkör ve cömert halkımızı böylesine istikrarsız bir durumda görmekten acı duyuyorsunuz. Bu işin sonu nereye varacak bilmiyoruz. İşin başında olanlar her nasihate ve talimata karşı yüzlerini çevirmiş; gece gündüz çözümleri (çözüm üretmeye) ehil olmayan kimselerden çözüm dilenmekteler, Ali’deki saf pınarı terk etmişler ve (gerçek) çözümden fersah fersah uzaklaşmışlardır.”

“Eğer baştakiler yeteneklerimizi güzelce (değerlendirirse) potansiyellerimize ve yeteneklerimize duyduğumuz güven bu ülkeyi içinde bulunduğu krizlerden çıkaracağına dair kefildir. Ancak onlar derin bir kış uykusundalar. Allah-u Teâlâ’dan onları acilen bu sereserpe yattıkları uykularından uyandırmasını niyaz ederiz. Bizler bu mekânda, bu münasebette; ailelerini, evlatlarını, mallarını ve dünyanın lezzetlerini bırakıp ülkeyi, toprağı, ırzları (namusları) ve mukaddes değerleri katil DAİŞ (DAEŞ,IŞİD) teröristlerine karşı müdafaa etmek için yerlerinden fırlayıp (savaş meydanında) fırtına gibi esen kahraman savaşçıları unutmuyoruz. Savaşçı kardeşlerimize kesin zaferi ile yardım etsin, kalplerini sağlamlaştırsın, pazularına güç versin, atışlarına isabet versin ve artlarında bıraktığı kimseleri her türlü hayırla (üstlensin)!”

“Allah-u Teâlâ’dan pek bilgin ulemâmızı muhafaza etmesini, ömürlerini uzatmasını, onları bizim için gölgesi ile gölgeleneceğimiz birer çadır kılmasını ve hem ülkemizi, hem de tüm Müslümanların ülkelerini muhafaza etmesini niyaz ederiz… Allah-u Teâlâ’ya tüm nimetleri için şükrediyor ve burada bulunan saygıdeğer kimseler olan sizlere teşekkür ediyoruz. Aynı şekilde Irak’tan ve Irak’ın dışından bizi şereflendiren tüm kardeşlerimize teşekkür ediyoruz. Yine ikinci bir teşekkürümüzü de sarf ettikleri emekler, duaları ve burada bulundukları için Mukaddes Kerbelâ şehrimizin halkına ediyoruz.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: