Dilleri,renkleri ve yurtları ayrı ama ruhları bir: Dünyanın dört bir yanından gelen onlarca Ehlibeyt (Aleyhumusselâm) dostu Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Aleyhisselâm) ziyaretiyle müşerref oldu

Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Aleyhisselâm) Mukaddes Ziyaretgâhı her gün bir çok ziyaretçi kafilesini konuk etmektedir. Dünyanın dört bir yanından gelen ve Ehlibeyt (Aleyhumusselâm) Mektebinde yetişmiş ya da sonradan bu mekteple müşerref olmuş onlarca mümini bir araya getiren “Babul Hevâic Tur” kafilesi, Kerbelâ’daki mukaddes mekanlara ziyareti çerçevesinde Mukaddes Hz.Abbas (Aleyhisselâm) Türbesi’ni ziyaret etti.
Uluslar Arası El-Kefîl Ağı’na konuşan ve kendisi de İngiltere’de yaşayan meşhur tebliğci Seyyid Ammar Naqshawani’den başkanlığını yürüttüğü kafile hakkında bilgi aldık:
“Kafile Avrupa,Amerika,Afrika ve Asya’dan gelen 130 kişiden oluşmaktadır. Etnik köken çeşitliliği gibi yaş açısından da çeşitlilik içeren kafilede ergeninden genç,orta yaşlı ve ileri yaşta olanına kadar; birçok farklı yaştan mümin bey ve mümine hanımefendilerden oluşmaktadır. Bu denli çeşitliliği bir araya getiren şey Allah’ın dosdoğru sıratı ve kopmaz ipi Hz.Resûlullah’a ve paspâk Ehlibeyti’ne (Allah’ın en üstün salât-u selâmı üzerlerine olsun) sevgisi, velayeti ve mektebine bağlılık olgusudur. Onları uzak diyarlardan yolcululuğun tüm meşakkatine rağmen; seve seve getiren de bu mukaddes bağ ve sevgiyle şereflenmiş olduklarının açık bir nişanesidir.”
Nitekim sevginin karşılığı da, dünyanın geri kalan yerlerinin tümünden daha mukaddes bir mekânda ağırlanmakla verilmiştir. Çünkü orada; Hz.Resûlullah’ın (Allah’ın en üstün salât-u selâmı O’nun ve paspâk Ehlibeyti’nin üzerine olsun) ciğerparesi ve reyhânesi Hz.İmam Huseyn’in (Aleyhisselâm) kendini ve kendisi için her şeyi Allah-u Teâlâ için kurban ettiği mekan, veya eskilerin deyimiyle katligâhıdır. Orada “Huseyn bendendir; ben de Huseyn’denim.” Sırrı hükmünce; Allah-u Teâlâ’nın en şerefli varlığı Hz.Muhammed Mustafa’nın (Allah-u Teâlâ’nın en üstün salavâtı O’nun ve paspâk Ehlibeyti’nin üzerine olsun) kanı dökülmüş,evlatları ile ashabı katledilmiş ve haremi de esir edilerek şehir şehir gezdirilmiştir!
Naqshawani konukların; Uydu kanallarında,internet sitelerinde ve diğer medya organlarında Irak’ın durumunun Mukaddes Mekanlara ziyaret yapabilmeye uygun ve ortamın güvenli olduğuna kanaat etmelerinin konuklara bu güzel kararı vermeye vesile olduğunu aktardı. Naqshawani ayrıca, takipçileri oldukları Hidayet Önderleri’ne (Allah’ın en güzel salât-u selâmı üzerlerine olsun) duydukları yoğun ve samimi sevgiden de söz ederek; Paspâk Ehlibeyt (Allah’ın en güzel salât-u selâmı üzerlerine olsun) ile bir arada bulunmaya dair duydukları ve bizim de açık bir şekilde yüzlerinden okuduğumuz iştiyakı bizlerle paylaştı. Sözün geri kalanını fotoğraflara bırakıyoruz.
Mukaddes Hz.Abbas (Aleyhisselâm)Türbesi de konuklara; ziyaret amellerini eda edebilmeleri ve dualarını rahatça edip namazlarını özgürce kılabilmeleri için Mukaddes Ziyaretgâh’ın ana avlusu olan Sahn-ı Şerîf’te özel bir mekan tahsis etti ve kendilerini Hz.İmam Huseyn’in (Aleyhisselâm) matem grupları listesine ekledi.
Aynı şekilde Mukaddes Türbe bünyesindeki Kültürel ve Düşünsel İşler Bölümü de; Mukaddes Türbe’nin genişlemesi çerçevesinde inşa edilen ve Mukaddes Türbenin kuzeybatı tarafından Hz.İmam Kazım (Allah’ın salât-u selâmı üzerine olsun) Serdâb (yer altı katı) bölümündeki özel konferans salonunda konuklar ile bir araya geldi. Toplantıda Mukaddes Türbe bünyesindeki bölümler tanıtıldı ve Mukaddes Türbe’ye bağlı Kur’ân-i Kerîm Enstitüsü de Enstitünün Müdürü Şeyh Muhammed Selâmi tarafından anlatıldı. Sunumun tamamlanmasının ardından Enstitü hakkında bilgi alan konuklardan bazıları, Enstitü’de eğitim almayı arzuladıklarını dile getirdiler.
Mukaddes Türbe’ye bağlı Kültür ve Uluslar Arası Medya şubesi sorumlusu Cessam Muhammed Es-Saîdî de yapmış olduğu sunumda Mukaddes Türbe’nin tarih boyunca yaşadığı tahribi,katliamı, imar aşamalarını, gelişimini ve şu anda görev yapan idarenin imari,kültür, emniyet, hizmet vb. birçok alanda imza attığı başarılardan söz etti.