Ünsiyet kaynağı, Güneşler güneşi… Hz.İmam Ali Rıza’nın (O’na selâm olsun) mubarek doğum günü yıldönümü üzerine

Hicri 148 yılında Zilkâde ayının on birinci gününde Medîne-i Münevvere; Hz.İmam Ali Rıza’nın (Allah’ın selâmı üzerine olsun) mubarek doğumuyla aydınlandı. Ceddi Hz.Murtezâ’nın (Allah’ın selâmı üzerine olsun) adaşı olan bu İmam; Pâk Ehlibeyt’ten olan Masum İmamlar’ın (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) sekizincisidir.

Kendisinden sonra Pâk atalarının mirasını taşıyacak olan evladının yeryüzünü şereflendirdiğinin haberini alan Hz.İmam Kâzım (Allah’ın selâmı üzerine olsun) büyük sevinç ve mutluluk yaşadı. Evladını doğuran hanımının evine doğru hızla gitti. Ona şöyle dedi: ‘Necme, ne mutlu sana! (Bu) rabbinden sana bir keramettir…’ Sonra yeni doğmuş olan o mubarek yavrusunu alıp beyaz bir bez ile sardı. Sonra da şerî merasime başladı. Sağ kulağına eza, sol kulağına kamet okudu. Fırat nehrinin suyunu alıp onun ağzını onunla sıyırdı. Sonra onu annesine verip şöyle buyurdu: ‘Al onu; zira o yeryüzündeki “Bakiyetullah” (olacaktır)…’

Evlerin en yücesi ve İslam açısından en üstünü olan Vahyin merkezi ve İmam’ın yuvasında yetişen Hz.İmam Rıza (Allah’ın selâmı üzerine olsun); bizzat masum eliyle terbiyelerin en iyisi vee n üstününü aldı. Küçüğün büyüğe saygılı, büyüğün küçüğe şefkatli, üstün ahlak ve edebin hakim olduğu, Yüce Allah’ın kitabının sık sık okunduğu, sürekli salih amele ve insanı Rabbi’ne yaklaştıran şeyleri yapmaya teşvik edilen bir yuvada yetişti Hz.İmam Rıza (Allah’ın selâmı üzerine olsun).

Mubarek doğumu hayır, hidayet, hakikat ve tevhid tecellisi olan Hz.İmam Rıza (Allah’ın selâmı üzerine olsun); ümmetin zorbalık, heva ve sapkınlıklarla kasıp kavrulduğu bir ortamda Rabbanî bir önder ve kurtarıcı olmuştur. O Pâk ve Masum Ehlibeyt İmamları’nın (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) sekizincisidir. Doğduğu o uğurlu ve bereketli günde, zehirletilerek şehîd edildiği günde ve hem şahit hem de şehîd olarak yeniden diriltileceği günde O’na selâm olsun!