Aşûra günü sabahı işte bunlar meydana gelmişti…

Hicri 61 yılının Muharrem-i Haram ayının onuncu gününün sabahında Hz.İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) hareketi sabah namazını cemaat halinde kılarak başladı. Sonra Hz.İmam (O’na selâm olsun) savaşçılarının saflarını düzenledi. Otuz iki atlı ve kırk piyadeden oluşuyorlardı.

Ordunun sağ kanadının başına Zuheyr b. Kayn’ı, sol kanadının başına Habîb b. Mezâhir’i yerleştirip sancağı (Ebulfazl) Hz. Abbas b. Ali’ye (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) verdi. Dostlarına da karşılarındaki topluluğu tek bir cepheden karşılayabilmeleri için çadırlarını birbirlerine yaklaştırmalarını ve birbirlerinin arasına karışmalarını emretti. Kamışlar ve odun getirilmesini emredip arkalarında bulunan ve dereye benzer bir çukura koydurdu. O çukuru gece vakti kazdırmıştı. Böylece bir hendekleri olmuş oldu. Çubukları ve odunları koyduklarında “Arkamızdan gelemesinler diye ateş yakalım” dediler ve öyle yaptılar.

Karşı tarafta ise Ömer b. Sad; meşhur görüşe göre dört bin savaşçıyla sabah namazını kıldı. Ordusunun sağ tarafına Amr b. Haccac ez-Zubeydî’yi, sol tarafına da Şimr b. Zilcevşen ed-Dubabî’yi, atlıların başına Uzre b. Kays el-Ahmesî’yi ve piyadelerin başına da Şibis b. Rib’î er-Riyahî’yi getirdi.

Ömer b. Sâd Medîne’den gelen güruhun başına Abdullah b. Zuheyr el-Ezdî’yi, Rebîalıların başına Eş’as b. el-Kindî’yi, Muzhic ve Esed aşiretine tabi olanların başına Abdurrahman b. Ebî Sire el-Cufî’yi ve Temîm ile Hemdân aşiretine tabi olanların başına Hurr b. Yezîd er-Riyahî’yi getirip sancağı kölesi Dureyd’e verdi. Sonra da Hz.İmam Huseyn ile dostlarına (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) karşı savaşmak için hazırlıklara başladı.

Hz.İmam Huseyn (Allah’ın selâmı üzerine olsun) karşısında duran orduyu görünce – rivayetin belirttiğine göre – Yüce Allah’a şu sözlerle yakardı:

“Allah’ım her dertte güvendiğim kimsem, her çetin işte umduğum kimsem ve her inen işte güven verip destek veren kimsemsin. Nice kalpleri zayıflatan, çözümleri az olan dertler; nice arkadaşın yarı yolda bıraktığı ve düşmanın sevinç şamatasının yükseldiği işler olmuştu. O (derdimi) sana getirip derdimi dökmüştüm ve senden başka hiçbir kimseden değil de sadece seni isteyerek dilemiştim; sen de o derdi çözüp feraha çıkarmıştın. Her nimetin velîsi de sensing, her güzeliğin sahibi de; sen her arzunun (dileğin) onda bittiği kimsesin!”

O sırada Ömer b. Sâd çadırları sağdan soldan yıkıp etraflarını sarabilmek için adamlarını gönderdi. Hz. Huseyn’in (O’na selâm olsun) dostlarından üç dört kişi çadırların arasından çıkıp çadırları yıkmaya ve soygun yapmaya çalışan adama saldırdılar. Bu şekilde haince gelmeye çalışanları ya oracıkta vurup öldürüyor, ya yakından oklayıp cehenneme yolluyorlardı ya da şiddetli darbelerle kolundan ya da bacağından ediyorlardı.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: