Aşûra Durakları: Yezîd’in karısı Hind ile Hz.İmam Huseyn’in (a.s.) esîr edilen ailesinin hüzünlü buluşması…

Tarihi kaynaklar şöyle anlatıyor: Yezîd’in (Allah ona lanet eylesin) karısı Abdullah kızı Hind, Hz.Huseyn’in (O’na selâm olsun) öldürüldüğünü bilmiyordu. Onun hanımlarını, kızlarını ve bacılarını Şam’a getirdikleri zaman bir kadın Hind’in yanına gelip şöyle dedi: “Ey Hind, demin esir kadınlar getirdiler; ama ben onların kim olduğunu bilmiyorum. Onlara gidip bakmak istersin belki.”

Hind kalkıp en pahalı giysilerini giydi, başını örttü ve abasını giyindi. Hizmetçisine tahtın oraya taşınmasını emretti. Onu gören Hz.Zeyneb-i Kübra (O’na selâm olsun) bacısı Ümmü Külsüm’e dönüp şöyle buyurdu: “Bacım, bu cariyeyi tanıdın mı?” O da “Hayır vallahi” dedi. Hz.Zeyneb (Allah’ın selâmı üzerine olsun) şöyle buyurdu: “Şu, Abdullah kızı Hind; hizmetçimizdi.” Ümmü Külsüm susup başını önüne eğdi. Hz.Zeyneb (O’na selâm olsun) de öyle yaptı.

Hind bunu görünce şöyle dedi: “Bacım, başını önüne eğdiğini görüyorum!” Hz.Zeyneb (O’na selâm olsun) susup cevap vermedi.

Bu sefer şöyle sordu: “Bacım hangi memlekettensin sen?”

Hz.Zeyneb (O’na selâm olsun) yanıtladı: “Medîne diyarından.”

Hind bunu duyunca tahtından inip şöyle dedi: “Onun sâkinine selâmların en üstünü olsun!”

Hz.Zeyneb (O’na selâm olsun) ona dönüp şöyle sordu: “Tahtından indiğini görüyorum?”

Hind de “Medîne toprağında yaşamış kimseye saygı için” dedi.

Sonra şöyle dedi: “Bacım, Medîne’de bir ev hakkında sana soru sormak isterim.”

Hz.Zeyneb-i Kübra (O’na selâm olsun) “İstediğini sor” dedi.

Hind “Ebu Talib oğlu Ali’nin (O’na selâm olsun) evi hakkında soru sormak isterim” deyince Hz.Zeyneb (O’na selâm olsun) “Ali’nin (O’na selâm olsun) evini nereden tanıyorsun?” diye sordu. Hind ağlayıp “Ben onlarda hizmetçiydim” dedi.

Hz.Zeyneb (O’na selâm olsun) “Onlardan kimi soruyorsun?” dedi.

Hind de “Huseyn’i (O’na selâm olsun), kardeşlerini, evlatlarını ve Ali’nin (O’na selâm olsun) diğer evlatlarını soruyorum. Bir de efendim Zeyneb’i, bacısı Ümmü Külsüm’ü ve Fatıma Zehrâ’nın (neslinden - O’na selâm olsun) diğer örtülü hanımları soruyorum sana.”

Bunun üzerine Hz.Zeyneb (O’na selâm olsun) şiddetli bir şekilde ağladı ve şöyle dedi: “Ali’nin (O’na selâm olsun) evini soruyorsan; onu ailesi birbirinin yasını tutar bir halde ardımızda bıraktık. Huseyn’i (O’na selâm olsun) soruyorsan; işte başı Yezid’in önünde. Abbas’ı ve Ali’nin (hepsine selâm olsun) diğer evlatlarını soruyorsan; kurbanlıklar gibi boğazlandılar ve başsız halde kaldılar. Zeynelabidîn’i (O’na selâm olsun) soruyorsan işte hastadır, güçsüzdür; hastalıkların çokluğundan ayağa kalkamayacak durumdadır. Zeyneb’i soruyorsan; Ali’nin kızı Zeyneb benim, bu da Ümmü Külsüm; işte bunlar da Fatıma Zehrâ’nın (O’na selâm olsun) örtülü (torunları ve gelinleridir).”

Hind Hz.Zeyneb’in (O’na selâm olsun)
Sonra bir taş alıp kendi başına vurdu; kan yüzüne ve başörtüsüne aktı. Bayıldı. Baygınlığından uyanınca pâk hanımefendi Hz.Zeyneb-i Kübra’ya (O’na selâm olsun)
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: