Tarihin bizlerden insafsızca koparıp aldığı bir döneme dair....

Hz.İmam Hasan’ın (Aleyhisselâm) dünyamıza teşrif edişi münasebetiyle bu sene 6.sı düzenlenen ve bu yılkı teması “Müminler için izzet, apaçık gerçekler için yörünge... Hz. İmam Hasan-ı Müctebâ - Aleyhisselâm” olan “İmam Hasan-ı Mücteba (Aleyhisselâm) Kültür Festivali” başladı.

Mukaddes Hz.Huseyn (Aleyhisselâm) ve Hz.Abbas (Aleyhisselâm) Türbeleri Genel Sekreterlikleri, Babil Üniversitesi Kur’an araştırmaları Fakültesi ve Babil eyaleti Şii vakfı müdürlüğü tarafından ortaklaşa düzenlenen festivalin etkinlikleri, Babil eyaletine bağlı Hille şehrinde düzenlenen açılış töreniyle birlikte start aldı.

Mukaddes Türbelerin Genel Sekreterleri adına törenin açılış konuşmasını yapan Mukaddes Hz.Abbas (Aleyhisselâm) Türbesi Genel Sekreteri Sn. Seyyid Ahmed Sâfi, konuşmasında üç ana konuya değindi.

Neden Ehlibeyt’in (Allah’ın en ulvî salât-u selâmı üzerlerine olsun) doğum günleri için kutlamalar düzenliyoruz?

“İmamet, usul-u dinden (yani dinin esaslarından) bir unsur olduğu için Ehlibeyt (Allah’ın en ulvî salât-u selâmı üzerlerine olsun) İmamları ile olan bağımız sürekliliğini korumaya muhtaçtır. Bu sürekliliğin korunması için de sürekli olarak her yıl devam eden ve rivayetlerdeki münasebetlerin tümünde birden düzenlenecek törenleri kapsayan bir hatırlatma süreci gereklidir. Bu sayede Onlar (Allah’ın en ulvi salât-u selâmı üzerlerine olsun) ile doğrudan bağlantı içinde ve hiçbir kopma olmaksızın, sürekli temas haline geçmekte ve Onlar’a (Allah’ın en ulvi salât-u selâmı üzerlerine olsun) çok daha derinden bağlanabilmekteyiz. Çocuklarımızı da bu yolda büyütmeliyiz. Çünkü; kendi önderleri olan Ehlibeyt İmamlarını (Allah’ın en ulvî salât-u selâmı üzerlerine olsun) sevmenin ve bu sevgiyi derinlere işlemenin çocuğun kişiliğinin inşa edilmesinde ve kişiliğinin derinliğinde yatan cevherlerinin ortaya çıkarılmasına abartı denebilecek düzeyde öneme sahiptir. İşte bu yüzden Ehlibeyt İmamları’nın (Allah’ın en ulvî salât-u selâmı üzerlerine olsun) doğum ve şahadet münasebetleri ile yaşadıkları önemli hadiseleri (Gadir-i Hum Bayramı gibi) anmak, sözlerini doğru okunmuş bir şekliyle paylaşmak ve öğretilerini yaşatmak bir gereklilikten öte, zorunluluktur.”

Neden Hille?

“Bu şehir cömertliğin ve elibolluğun şehridir. Birçok ilimde öne geçmiş ve ilim dünyasına çok değerli alim Seyyid İbn-i İdrîs-i Hillî (Allah O’na rahmet eylesin) gibi bir yıldızla ışık tutmuştur mesela. Şehir, Evlâd-ı Resûl’e (Sallallahu Aleyhi we Âlih) mensup alimlerden olan Tavus ve Mutahhar aileleri gibi seçkin ailelerin yurdu olduğundan ilim ve marifet havasını solumuş, halen de birçok alim ve düşünürü ile bu servetini sürdürmektedir. Hilleli Kardeşlerimiz mutlaka bu şehrin tarihi ve ilmi köklerini öğrenmeli ve idrak etmelilerdir. Çünkü Hille ilmin tahtına uzun bir süre boyunca kurulmuş, çok sayıda alimin uğrak yeri olmuştur ve böyle olduğundan dolayı da, şehri şahlandırıp kalkındırması için Hillenin değerli evlatlarının şehrin üzerinde durup gayret göstermelilerdir.”

“İşte bu yüzden Hille’nin böylesine önemli bir kutlamalar ailesine ev sahipliği yapması tuhaf değildir. Şehre de "Hz.İmam Hasan’ın (Aleyhisselâm) Şehri" ismi verilmesi de isabet olmuştur, çünkü bu şehir bir ilim,edebiyat ve düşünce şehridir.”

Gaspedilen tarih: Hz.İmam Hasan’ın (Aleyhisselâm) Halifeliği dönemi

“Hz.İmam Hasan’ın (Aleyhisselâm) yaşadığı dönem üzerinde durmalıyız.Ceddi Hz.Resûlullah’ın (Sallallâhu Aleyhi we Âlih) kendisi hakkında “Bu ümmeti islah edecektir” buyurduğu Hz.İmam Hasan’ın (Aleyhisselâm), Ceddinin (Sallallâhu Aleyhi we Âlih) ümmetini; içinde bulunduğu vaziyetten çekip kurtarmak için yaptığı nice fedakarlıklara da değinelim biraz.”

“10 aylık hilafet dönemi nasıl da geçmişti...Gerçekleştirmek istediği kalkınma ve ıslah projelerinin karşısında nice engeller ve problemler dağ gibi dizilivermişti. O’na (Aleyhisselâm) yakın kimselerden ne çileler ve eziyetler görmüştü... Babası Hz.Ali’den (Aleyhisselâm) bir devlet değil bir asker kampı miras almıştı. Sizler biliyorsunuz bir asker kampından ne üretilebileceğini. Birçok işi eda etmeye fırsat bulamamıştı. Savaşta şehit düşme yolu da kapalı duruyordu... Canı (O’na da, canına da selâm olsun) çok azizdi ve eğer feda edecekse bir faydası olmalıydı. İşte bu yüzden, parçaların yerli yerine oturabilmesi için; tarihin hiçbir insaf göstermeden bizlerden gaspedip götürdüğü döneme, Hz.İmam Hasan’ın (Aleyhisselâm) İmameti dönemine mutlaka ve mutlaka ışık tutulmalıdır. Burada da düşünürlerin ve araştırmacıların rolü devreye girmektedir. Tarihin bu döneminin yeniden yazılması için harekete geçmelilerdir.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: