Irak’ın kurtuluşunun yedinci yıl dönümü: Merceiyet’in fetvası ve Iraklıların icabeti

Bugün Iraklılar ve dünyanın dört bir yanındaki tüm onurlu insanlar için özel bir günün yıldönümü. 2014 yılında Haziran ayında ve işte tam bu günde; Necef-i Eşref’teki Yüce Merceiyet meşhur kifai müdafaa fetvasını yayınlamıştı. Irak’ta eli silah tutan Iraklıları Irak’I, halkını ve mukaddes değerlerini müdafaa için DAİŞ (DEAŞ,IŞİD) terörüne karşı Irak güvenlik güçlerine gönüllü olarak katılmaya çağıran Yüce Dini Merceiyet’in fetvası; hem Irak’ın hem de dünya tarihinin bir dönüm noktası oldu. Zira o mübarek fetvanın yayınladığı sırada teröristler Irak’ın çok büyük bir kısmını ve birçok eyaletini işgal etmiş ve başkent Bağdat’ın adeta kapısına dayanmışlardı.

Yayınlanan fetvaya icabet; şaşırtıcı, hatta tüyleri ürperten cinstendi. Irak’taki tüm onurlu vatanseverler; genci ve yaşlısıyla gönüllü olmak için akın etti. Irak’taki resmi kaynakların belirttiğine göre gönüllü olan kişilerin sayısı yaklaşık 3,5 milyonu bulmuştu. DAİŞ’e karşı zaferin ilk adımı da böylece atılmış oldu. Dünyada bir benzerine az rastlanan bu tabloya birbirinden etkileyici destansı zaferler eklendi ve Iraklılar üç yıl altı ay devam eden savaş boyunca; tarihte görülmüş en azılı ve en alçak düşmanlardan biri olan teröristlere dünyayı dar etti. Irak’ın devletini, uygarlığını ve hatta varlığını dahi tehdit eden bu düşmana karşı savaşan Iraklılar; on binlerce şehit ve bunun katlarca fazlası gazi verdikten sonra galip geldi.

Takvimler 2017’yi gösterdiğinde DAİŞ terör çeteleri gaspettikleri son toprak parçasından da olmuş; Yüce Allah’ın (Azze ve Celle) inayetiyle nihai zafer elde edilmişti. Irak’ın vatanperver evlatları;Irak’ı da bölge ülkelerini de bölge halklarını da teröristlerin kurduğu uydurma devletten ve belasından kurtarmıştı.

Yüce Allah’ın (Azze ve Celle) bağışladığı bu zafer; iki çok önemli vesile olmasaydı gerçekleşmezdi: Mübarek fetva ve Iraklıların fetvaya icabeti. Şunu da ifade edelim ki; teröre karşı sergilenen destansı mücadelenin ilk kıvılcımı Hz.İmam Huseyn’in (Allah’ın selâmı üzerine olsun) mübarek türbesinin avlusunda yanmıştır. Zira fetva o gün; Yüce Dini Merceiyet’in vekîli Şeyh Abdulmehdî Kerbelâî (İzzeti daim olsun) tarafından kıldırılan Cuma namazının hutbesinde duyurulmuştu.

Hutbede geçen dördüncü husus şuydu:

“Silahlı kuvvetlerdeki ve diğer güvenlik güçlerindeki evlatlarımızın sergilediği müdafaa mukaddes bir müdafaadır. Saldırgan teröristlerin yaklaşımıyla bu bir kez daha teyit edilmiştir. Bunların yaklaşımı İslam’ın ruhundan uzak, karanlık, başkasıyla bir arada yaşamayı reddeden ve şiddete, kan dökmeye, mezhepsel – dini unsura dayalı savaşı körüklemeye yönelik bir yaklaşımdır. Irak’ın ve başka ülkelerin muhtelif bölgelerine egemen olmak için bunu vesile olarak kullanmaktadır. Öyleyse silahlı kuvvetlerdeki evlatlarımız; sizzler tarihi, milli ve şerî bir sorumlulukla karşı karşıyasınız. Niyetiniz ve maksadınız; Irak’ın hürmetini ve birliğini korumak, vatandaşlarınızın asayişini muhafaza etmek, mukaddes değerlerin çiğnenmesini engellemek ve bu mazlum memleketten, şu yaralı halktan kötülüğü bertaraf etmek olsun.”

“Yüce Dini Merceiyet size desteğini belirtirden şunu da vurgulamaktadır: Cesaret, yiğitlik, sebat ve sabır sahibi kimseler olunuz. Sizden her kim memleketini, halkını ve namusunu korumak uğruna kendisini feda ederse inşa’Allah-u Teâlâ şehîddir!... Baba evladını, ana oğlunu, eş kocasını bu memleketin ve vatandaşlarının hürmetini müdafaa etmeye, sebata ve yılmazca direnmeye teşvik etmelidir!”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: