Kerbelâlı halkı, matem alayları ve ziyaretçilerinden “Hz.İmam Huseyn’in (a.s.) yedisi” matemi

Kerbelâ halkı matem alayları ve hizmet gruplarıyla birlikte her yıl yaşattıkları geleneği bu sene de sürdürürerek 17 Muharrem 1443 (26 Ağustos 2021) akşamı Hz.İmam Huseyn’in, hane halkının ve dostlarının _{(Allah’ın selâmı üzerlerine olsun)} şehîd oluşunun yedinci günü yıldönümünü andı.

Mateme katılanlar toplanıp gruplar oluşturduktan sonra Hz.İmam Huseyn’in _{(Allah’ın selâmı üzerine olsun)} mübarek türbesinin Kıble Kapısı Caddesi’nde merasimlerine başladılar. Şehitlerin Efendisi’nin _{(Allah’ın selâmı üzerine olsun)} mübarek türbesine doğru yürüyüp mübarek türbesinin esas avlusunda matem meclisi düzenleyen Kerbelâlılar; ardından Beynel-Haremeyn-i Şerîfeyn Caddesi’nden geçerek Sekkâ Hz.Ebulfazl Abbas’ın _{(Allah’ın selâmı üzerine olsun)} mübarek türbesinde merasimlerinin kapanışını yaptı. Matem merasimleri sırasında Mukaddes Hz.Huseyn ve Hz.Abbas _{(Allah’ın selâmı üzerlerine olsun)} Türbeleri’ne bağlı Huseynî Matem Alayları, Hizmet Grupları ve Yapılar Bölümü mensupları da hazır bulunarak süreci koordine etti.

Hz.Ebulfazl Abbas’ın _{(Allah’ın selâmı üzerine olsun)} mübarek türbesinde düzenlenen matem meclisinde merhum mersiyehan Hadî Kerbelâî’nin _{(Allah O’na rahmet eylesin)} oğlu Hatîp Şeyh Bahâ el-Kerbelâî minbere çıkarak okuduğu kasîdelerle Şehitlerin Efendisi’ne _{(Allah’ın selâmı üzerine olsun)} ağıt yaktı. Ardından Kerbelâ’da Huseynî matem geleneğinin yaşatılmasında büyük rol oynayan başka hatipler ve mersiyehanlar da sırayla minbere çıkarak mersiyeler ve sinezenler okudu.

Matem yürüyüşüne ve merasimlere o sırada mübarek türbelerde ve etraflarında bulunan ziyaretçiler de katılıp ağıtları ve gözyaşlarıyla eşlik etti.

Adeta lisan-ı hâl ile şöyle diyorlardı: “Ey şehitlerin efendisi, ey Hz.İmam Huseyn… Senin şahadetinin yedinci gününde kabrinin başında bir yakının duramadı, kimse gelip gözyaşı dökemedi, ağıdını yakan kimsecikler yoktu… Ama bugün senin Kerbelâlı sevenlerin ve ziyaretçilerin olarak bizler buradayız; Biz Dedenin _{(Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin)} ‘Bir toplumu seven kimse onlarla haşrolur; bir işe razı olan kimse de o işe razı ortak edilir’ buyruğunun izinden gidiyoruz… Biz sana yapılanlara rıza göstermedik, kayıtsız kalmadık. Biz seni unutmadık, unutmuyoruz ve asla unutturmayacağız! Yaşadığımız müddetçe davanı yaşatmaya devam edeceğiz…Tuttuğumuz matemle hem hatıranı yaşatmak hem de Deden Allah Resûlü’nün _{(Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin)} ve annen Fatıma Zehra’nın _{(Allah’ın selâmı üzerine olsun)} Allah katındaki diri ruhlarına taziye sunmayı istiyoruz… Çünkü biz sizi seviyoruz ve sizinle haşrolmak istiyoruz…”

Şunu da eklemek isteriz ki; Kerbelâ Olayı’nın ve yaşanan faciaların gönüllerdeki yeri ve etkisi çok büyüktür. Bu yüzden Hz.İmam Huseyn’i _{(Allah’ın selâmı üzerine olsun)} seven herkes özel münasebetler yaklaşınca gerek psikolojik gerek zihinsel ve gerekse de bedensel olarak farklı bir hale bürünür. Musibetlerin hatıraları gelince duygu yoğunluğu zirveye çıkar ve Hz.İmam Huseyn _{(Allah’ın selâmı üzerine olsun)} sevgisi sevenlerini yaşanan zulme karşı tepkilerini yansıtmaya iter. Hz.İmam Huseyn _{(Allah’ın selâmı üzerine olsun)} aşığı bu hatıraları maşukuna duyduklarını ifade etme fırsatı olarak görür ve bunu farklı biçimlerde yansıtır. Hz.İmam Huseyn’in _{(Allah’ın selâmı üzerine olsun)} yedisi matemi de bu farklı biçimlerden bir tanesidir.