Seyyid Safî: “Hz.Zehra’nın (Selâmullah Aleyhâ) izinden gitmek demek…”

Mukaddes Hz.Abbas (Aleyhisselâm) Türbesi, Âlemlerin Hanımlarının Seyyidesi Hz.Fatıma Zehrâ’nın (Selâmullah Aleyhâ) viladeti münasebetiyle bu yıl da akademik eğitim alan ve İslami tesettürü doğru bir biçimde yerine getirmeyi tercih eden kız öğrencileri ödüllendirildi.

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen ve teması “O’nun (Selâmullah Aleyhâ) sıfat pınarından bir yudum alıyor, tesettürünün izinden gidiyoruz” olan ödül töreni; 25 Nisan 2014 (25 Cemâziyelâhir 1435) günü, Mukaddes Türbe’deki Hz.İmam Musa Kâzım (Aleyhisselâm) Konferans salonunda düzenlendi. Babil Üniversitesi’nden gelen öğrencilerin katıldığı ve Kur’ân-i Kerîm tilaveti ile açılışı yapılan törende konuşan Mukaddes Hz.Abbas (Aleyhisselâm) Türbesi Genel Sekreteri Sn. Seyyid Ahmed Sâfî şunları söyledi:

“Hz.Fatıma Zehrâ’nın (Selâmullah Aleyhâ) müşerref huzuruna çıkmak için böylesine azimle çalışan ve parlak birer gezegen gibi ışıldayan (hanımların) varlığı insanı gerçekten de sevindiriyor doğrusu. Hz.Fatıma Zehra (Selâmullah Aleyhâ) hakkında söyleyeceklerimizi biraz uzun olacak belki ama hiç kuşkusuz O’nun (Selâmullah Aleyhâ) çok küçük miktarda bile olsa hakkını ödeyemeyiz. O (Selâmullah Aleyhâ), âlemlerin hanımlarının Seyyidesi’dir. Necran nasranîlerinin İslam akîdesinin en karanlık şartlarla yüzleştirdiği bir ortamda, Hz.Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) tarafından ön plana çıkarılmış; Hz.Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) ve Vasî’si Müminlerin Emîri Hz.İmam Ali (Allah-u Teâlâ'nın en ulvî salât-u selâmı başta Hz.Resûlullah olmak üzere hepsine olsun) ile birlikte Necranlılarla mubahale eden (Âl-i İmran suresi 61. Ayette geçen hadise) o grubun ferdi kılınmıştır. O grupta bulunan yegane hanımdır. Hiç kuşkusuz Hz.Zehra’nın (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) ömrü uzundur, çünkü ömrü; hiç hakedilmediği halde verilen ilahi bağışın, gerçek nimetin ve hakiki fedakarlığın ömrüdür. Böylesi bir ömür de tükenmez! Her ne kadar O’nun (Selâmullah Aleyhâ) ömrü on sekiz yıl ya da bundan biraz fazla olsa da; Hz.Zehrâ’nın (Selâmullah Aleyhâ) hakiki ömrünü ancak Allah-u Teâlâ bilebilir. Kıyamet gününde O’nun (Selâmullah Aleyhâ) bizim ihata edemeyeceğimiz çok yüce bir konumu, pek ulvi bir şanı ve pek yüksek bir mertebesi olacaktır.”

“Bizler de siz bacılarımıza ve kızlarımıza hatırlatma yapmak istiyoruz. Hatırlatma yapmak önemlidir. Hatırlatmak istediğimiz husus şudur: Hz.Fatıma Zehrâ’nın (Selâmullah Aleyhâ) yolundan gitmek tesettür demektir. Bizler de inancımızı ortaya koymakta güçlü olmalı ve bu inancımızı büyük bir güvenle diğerlerine yansıtmalıyız. Bu (tavır), bir meydan okuma değildir; koruyucu bir tutumdur. (Zira) insan bir inançla izzet duyuyuorsa o inancına sımsıkı sarılır.

Siz saygıdeğer hanımların da bildiği üzere tesettür iki türdür. Zahiri tesettür (bunların ilkidir). İslam zahiri işlere çok önem göstermiştir.Temiz kıyafet, yürürken ziynetini belli edecek şekilde ayağını vurmama, gösterilmesi caiz olmayan şeylerin alenen gösterilmemesi… Kuşkusuz bütün bunlar zahiri tesettürdür. Dinin kurallarını belirleyen Yüce Allah bunlara ve dışarıya yansıyan görüntüye çok önem vermiştir. İnsan tesettüre bürünen bir hanım gördüğünde ona saygısı çoğalır. Hasta ruhlu insan bile çok düzgün bir tesettüre girmiş ve kendine saygısı olan bir hanımı görünce o hanıma yaklaşmaz. Çünkü tesettürde bir celal (hali) ve bir ağırbaşlılık (vakar) vardır. Bu celal, vakar ve heybet kendini dindar olmayan insana bile kabul ettirir. Bu yüzden saygıdeğer hanım kardeşlerimiz; tesettür hususunda daha da aziz olmalı, daha aziz bir duruşa sahip olmalı, bu hususta daha ısrarcı olmalı, eda edilişinde dikkatli davranmalı, tesettür kültürlerini artırmalı ve yakın çevrelerine bu şuuru yaymalılardır. Zira kendileri ilkeli, belirli değerler sahibi kimselerdir ve özellikle de ilmi bir güzergahta ilerlemektedirler. Tesettür de asla ilme mani olmaz!”

“Hz.Zehra’nın (Selâmullah Aleyhâ) çığlığı bugün de ayaktadır. Tarih bugün de Hz.Peygamber Efendimiz’in (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) “ Fatıma benden bir parçadır. O’na eziyet eden, bana eziyet etmiştir. Bana eziyet eden, Allah’a eziyet etmiştir!” dediğini nakletmektedir. Günümüzde dahi; Allah-u Teâlâ tarafından Hz.Fatıma Zehra (Selâmullah Aleyhâ) için çok büyük ve çok genişl kapsamlı ayrıcalıklar tanındığını ifade eden Nebevi hadisleri kayıt altındadır: “Şüphesiz Allah; Fatıma’nın rızasına (razı olmasına) razı olur ve öfkelendirilmesine de gazap eder (öfkelenir)!” O halde sizzler de Hz.Zehra’nın (Selâmullah Aleyhâ) yoluna sımsıkı tutunun. Zira; hiç kuşkusuz, kurtuluş O’nun (Selâmullah Aleyhâ) peşinden gitmekle mümkündür.”

Seyyid Safî, ikinci tür tesettür olan “batınî” yani “iç tesettür” ile ilgili olarak şunları söyledi: “Bir hanım, iffetin o aydınlık ve soylu görüntüsüne bürünmüş olarak karşımıza çıktığında, hiç kuşkusuz dış görünüşünden daha da güçlü bir batınî (iç/anlam dolu) görüntüsünü de dışa vuracaktır. O görüntü, hanımın iç dünyasındaki gerçek tesettürün görüntüsüdür. (Dışa vurumu, yansımasıdır). İnsan sürekli iyiliğe alışırsa, hep iffetli olmaya alışırsa; bunun dışındaki her şeyin onu aşağıladığını hisseder. Etrafta onu görecek hiç kimse olmasa bile (böyle hisseder). İnsan sürekli Allah-u Teâlâ’ya karşı gelmekten uzaklaşırsa, Allah-u Teâlâ ona psikolojik rahatlık, hoşnutluk ve iç dünyasında istikrara kavuşmak için sebepler hazırlar.”

“Sorunlarımızın büyük çoğunluğu şer (kötülük) ile işbirliği yaptığımızdandır. Şer ehlinin birbirine karşı hayırlı olduğu bir günü de hiç görmedik. Sorunların çoğu şerden uzaklaşma(ma ya da uzaklaşamama) sebebiyledir. Yoksa ben de, sen de meşru haddimizi hududumuzu bilirsek, dini sınırlarımızı bilirsek aramızda sorun çıkmaz. Tüm sorunlar, dini sınırlarla aramızdaki sınırlı baba oğul ilişkisini (çiğnediğimizden doğar). Oğul, dini sınırlara aykırı davranırsa sorun çıkar. Hanım ile eşi arasında ve arkadaşlar arasında da böyledir. Tüm sorunlar şer’i sınırlardan uzaklaştığımızdan doğar. Günlük hayatınızda birçok gayrimeşru (şer’i sınırlara uygun olmayan) mesele ile karşı karşıya kalırsınız. Tesettür de Allah-u Teala’nın koyduğu (şer’i) sınırdan ibarettir. Ne erkeğin tesettür sınırını aşmaya hakkı vardır, ne de kadının. Yoksa “Kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olmaz mı?” kaynaklı sorun çıkacaktır. İnsan (tatminsiz olacak, türlü yollarla) itminana kavuşmayı arayacaktır. Ancak Allah-u Teâlâ’nın zikrinden başkasında itminan mümkün değildir.”

“Tesettür kadın için bir korumadır, bakımdır. Kadının güzelliği ve heybeti, tesettüründen gelir. Bizler de tesettüre bürünen hanımları takdis ediyoruz. Kendilerinin arkalarında olduğumuzu ve bu hususta her türlü desteği sunacağımızı ifade etmek istiyoruz. Tesettüre zıt (bir hayat tarzına) çağıran iddialardan etkilenmesinler. Durum söylediklerinin tam tersidir. Çünkü salih kadın ile toplum ıslah olur. Toplum içerisinde salahın (düzelmenin, doğrulmanın, onarılmanın) yayılması ve derinlere yerleşmesi, salih kimselerle başlar.”

“Anneler terbiyeyi verir ve yönlendirir. Kadının heybeti vardır. Bu heybeti de tesettürü ile karşılaştırılır. Tesettür onun için bir parça hayadır. Şayet eğer haya ondan alındığı vakit hali, sıradan bir eşyanın hali gibidir.”

“Allah-u Teâlâ’dan sizlerin tesettürünü arttırmasını, tesettüre bürünenlerin sayısını çoğaltmasını ve bu adımınızı bereketli kılmasını niyaz ederiz. Her daim Hz.Zehra’yı (Selâmullah Aleyhâ) hatırlayınız ve onu gözlerinizin önüne getiriniz. Şayet O’nun (Selâmullah Aleyhâ) hayatını anlatan dini metinlerin eksikliğinden dolayı sıkıntı çeker iseniz, Hz.Seyyide Zeyneb’in (Selâmullah Aleyhâ) Taff Vakıası’ndaki (Kerbelâ Olayı’ndaki) halini hatırlayınız. “Örnek kadın” olarak O’nu (Selâmullah Aleyhâ) kendinize model edininiz. Dikkat ediniz; Kerbelâ Olayı’nda o en zorlu şartlara rağmen; Hz.Zeyneb (Selâmullah Aleyhâ) önderliği, (tesettürün öncülüğünü) bırakmamış ve öyle kalmıştır. Ne de güzel önderdir, ne de güzel öncüdür O (Selâmullah Aleyhâ)! Tarih; hiçbir şekilde, O’nun (Selâmullah Aleyhâ) tesettüründen taviz verdiğini nakletmemiştir! Öylesine (çetin) bir vaziyette olmasına rağmen, hiçbir zaman iffetini ve tesettürünü hiç ama hiç elden bırakmamıştır.”

Mukaddes Hz.Huseyn (Aleyhisselâm) Türbesi ilahi grubunun okuduğu ilahilerle renklenen kutlama töreni ardından ödül merasimi ile devam etti. 230 öğrencinin ödüllendirildiği törene, öğrenci velileri de büyük ilgi gösterdi. Ödüllerini alan öğrenciler aldıkları ödülden duydukları memnuniyeti paylaştı. Öğrenciler, aldıkları ödülün; İslam’ın emrettiği en önemli işlerden biri olan tesettürde aynen devam etmeleri hususunda büyük manevi güç verdiğini ifade etti. Hz.Zehra’nın onlar için her zaman onlar için (Selâmullah Aleyhâ) örnek olacağını dile getiren hanımlar; O’nun (Selâmullah Aleyhâ) hayatı, sıfatları ve ahlakı ile süslenmeyi büyük bir kararlılıkla sürdüreceklerini vurguladı.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: