Mukaddes Kerbelâ’da Hz. İmam Ali Rıza’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şahadeti anma merasimleri…

Mukaddes Hz. Huseyn ve Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Türbeleri hizmetkârları ortak matem alayı, rivayetlerden birine göre Safer ayının sonunda gerçekleştiği belirtilen Hz.İmam Ali Rıza’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şahadeti faciasını özel merasim ile andı. Hz. Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’nın Ana avlusundan başlayan özel matem alayı Beynel Haremeyn Meydanı’ndan geçerek Şehitlerin Efendisi Eba Abdillah Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’na doğru yürüdü ve Cennet Gençlerinin Efendisi’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) mubarek huzurunda özel anma merasimi düzenleyerek faciayı yâd etti.

Hz. İmam Ali Rıza’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) nesebi:

Ali b. Musa b. Cafer b. Muhammed b. Ali b. Huseyn b. Ali b. Ebu Talib (Hepsine çokça salât-u selâm olsun). Varlık alemindeki neseplerin en soylusu ve en şereflisi…

Kendi döneminde Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) kızı Hz. Fatıma Zehra’dan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) zürriyetinin en üstünü, Müslümanların İmamı; Allah’ın (Azze ve Celle) tüm yarattıklarına Halîfesi, apaçık hücceti (mazeretleri ortadan kaldıran delili), Beşeriyyetin Efendisi ve Ehlibeyt’in (Allah'ın selâmı hepsine olsun) Büyüğü…

Babası Hz. İmam Musa bin Cafer’i (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) katilinin ağzından anlatalım: Abbasi yöneticisi Harun, oğlu Memun’a şöyle anlatıyordu: “Bu insanların İmamı (önderi), Allah’ın yarattıklarına hücceti ve kullarına Halîfesi Musa bin Cafer’dir. Hak İmam’dır. Vallahi ey oğlum; O gerçekten de benim ve yarattıklarının tümünün karşısında Hz. Resûlullah (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) mesabesindedir!”

(Hz. Resûlullah (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) mesabesinde olmak Peygamberlik makamına sahiptir demek değildir. Hz. Peygamber (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) adına konuşma ve hüküm verme gibi yetkilere sahip olması demektir. Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) bağlayıcılığının İmam Musa bin Cafer (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) için de aynı şekilde geçerli oluşu demektir.)

Sonra şöyle devam etti: “Vallahi eğer benimle bu işte (yöneticilikte) sen çekişmeye kalkarsan gözlerinin içinde olduğu şeyi (başını) alırım! Çünkü mülk kısırdır (hükümranlık evlat tanımaz)!”

Hz. İmam Rıza (Allah'ın selâmı üzerine olsun) zehirlenerek şehîd edildi. O’nu (Allah'ın selâmı üzerine olsun) zehirleten, insanların gözünden düşürmek ve kendini üstün göstermek için zorla yaşadığı şehirden alıp Horasan’a götüren, ölüm ile veliahtlığı kabul etmek zorunda arasında bırakan ve halkın önünde O’nu (Allah'ın selâmı üzerine olsun) dünya ehli göstermek için türlü türlü komplolar kuran Memun (Lanet olsun ona) alçağıydı. Kurduğu her tuzak ve her komplo boşa çıkınca artık en son Pâk İmam Hz. Ali Rıza’yı (Allah'ın selâmı üzerine olsun) zehirleterek zulümlerinin en büyüğünü işledi. Tıpkı babasının yaptığı gibi, O da; dünya makamı uğruna bir Ehlibeyt (Hepsine selâm olsun) efradını, bir Hz. Peygamber (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) evladını ve Allah-u Teâlâ tarafından atanmış bir Hidayet İmamı’nı katletti. Şahadetinin hikayesini Şeyh Saduk “Uyun”da ve Şeyh Mufîd de “İrşad”da nakletmiştir.

Meşhur görüşe göre Hz. İmam (Allah'ın selâmı üzerine olsun) mubarek ömrü sona erdiğinde 49 yaşındaydı. Çünkü (O'na selâm olsun) doğumu H.153 senesinde ve şahadeti de H. 202 yılındaydı. Babası Hz. İmam Musa bin Cafer (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) ile 29 sene ve birkaç ay yaşadı. H.183 yılında Hz. İmam Musa bin Cafer (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) şahadetinin ardından yüce Allah tarafından İmamet vazifesi ile şereflendirildi ve kendi şahadeti vuku buluncaya kadar yirmi yıl boyunca ilahi önderlik vazifesine devam etti. Bazıları O’nun (Allah'ın selâmı üzerine olsun) bu mubarek vazifesinin yirmi beş yıl sürdüğünü söylemişlerdir. Ancak daha meşhur olan bu değindiğimiz görüştür.

Kunyesi: Ebul Hasen ve Ebu Muhammed

Lakapları: Çoktur. Bunlardan bazıları şunlardır: Rıza, Sâbır (Sabreden), Radiyy (pek razı), Vefîy (pek vefakâr), Siracullah (Allah-u Teâlâ’nın feneri), Nur-ul Hudâ (Hidayet feneri), Kurretu Ayn-il Muminîn (Muminlerin göz aydınlığı), Kafî el-Halk (Yaratılmışlara (darlıklara, zorluklara vs karşı) yetişen/yeten), El-Fazıl (Faziletli/üstün olan), es-Sıddîk (özü, sözü ve fiiliyle dosdoğru olan)

En meşhuru da “Rıza”dır. Aynı zamanda O’na (Allah'ın selâmı üzerine olsun) “Rıza, Sadık, Sabır, Fazıl, Kurretu Ayn-il Muminîn ve Ğayz-il Mulhidîn (İnkarcıların öfke ve kin kaynağı) de denirdi.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: