Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Yeni Zarîh-i Şerîfi’nde ilerleme: Üçgenlerin tacının yapımı tamamlandı

Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) yeni Zarîh-i Şerîfi yapım çalışmaları, artan bir hızla devam ediyor.Tasarım, uygulama ve montaj sürecinde yaşanan ivmenin bir diğer meyvesi de; yeni Zarîh-i Şerîf’in sağ ve sol tarafında yer alan pencerciklerin buluştuğu noktanın üzerinde yer alan altın üçgenlerin tacının yapımının sona ermesi oldu.

Üçgenlerin tacı, Zarîh-i Şerîf’in altın üçgenlerine yerleştirilen parçalardan biridir ve sağ ile sol taraflarını birleştirir. 14 adet üretilen bu taçların her biri çok üst düzey kalitede ve tamamen el emeği sonucu üretildi. Üretimindeki büyük özveriyi ve titizliği açıkça sergileyen taçlar; yeni Zarîh-i Şerîf’in ihtişam tablosunda bir başka özel kompozisyon olarak yerini alacak.

Eski taç; gümüşten yapılmış ve altın ile kaplanmıştı. Oysa yeni taç 22 ayar altından yapıldı. Kalınlığı da eskisinin iki katı 1.25 mm.Taçların yapım süreci esnasında birçok zorlu aşamadan geçildi. Metallerin, özellikle de altının bükümü epey zorlu bir süreç olması ve tüm parçaların el yapımı olmasının beraberinde getirdiği zorluklar; Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hizmetkârlarını durduramadı. Altının dövülmesi, katran üzerinde oluşturulması, vazonun katrandan sökülmesi, temizlenmesi, yumuşatılması, cilalanması, parlatılması vb birçok aşamanın ardından göz alıcı güzelliğe sahip altın taçlar meydana geldi. Şu anda kuruluma hazır olan taçlar; Yeni Zarîh-i Şerîf’teki pencereciklere altın üçgenlerin montajı biter bitmez yerleştirilmeye başlayacak.


Yeni Zarîh-i Şerîf hem güzelliği, hem sağlamlığı, hem de diğer özellikleri açısından benzerlerinden farklılık gösteriyor. Söz konusu yeni Zarîh-i Şerîf’in tasarımı; var olan Zarîh-i Şerîf ile genel iskelet ve nakış bakımından aynı olup bazı ilave düzeltme ve geliştirmelerden oluşuyor.Geçmiş yıllara ait tasarımın değiştirilmeyişinin sebebi de; uzmanların da belirttiği gibi, bu Zarîh-i Şerîf’in, dünya üzerinde bulunan diğer Mukaddes Mekanlara ait Zarîh’lerin hepsinden farklı ve özgün bir tasarıma sahip olmasıdır. Söz konusu Zarîh-i Şerîf; 1964 yılında, o dönemdeki Merce-i Âlâ Sn. Seyyid Muhsin El-Hekîm (Kuddise sirruh) tarafından yaptırılmıştı.