Bacağını yitirdi ama azmini yitirmedi…

Yaralı savaşçı
Onun durumu, onbinlerce savaşçı gibiydi. Muhammed Huseyn, Nasıriye eyaletinden Iraklı bir genç. Yüce Merceiyet’in Irak’ı ve Mukaddes değerlerini müdafaa çağrısına ilk icabet edenlerden biriydi. Toprağının gasp edildiğini ve vatanının hürmetinin çiğnenişini görünce dayanamamış; şerî sorumluluğunun bir parçası olarak Yüce Merceiyet’in emrini yerine getirmek için Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Savaş Tümeni saflarında Gönüllü Halk Toplulukları güçlerine katıldı. Tümen içerisindeki teşkilatlara bir an önce katılmak için büyük bir azimle çalışıyor ve eğitimin bitmesini büyük bir sabırsızlıkla bekliyordu.

Ve arzusuna kavuştu. Tümen teşkilatları ile birlikte Curf-en-Nasr’ın (Curf-es-Sakhar) temizlenmesi de dahil olmak üzere çok sayıda çatışmada yer aldı. Tıpkı Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Tümeni’ni kapsamındaki diğer teşkilatlar gibi, arkadaşlarıyla beraber tekfirci DAİŞ (IŞİD) teröristlerine karşı cesaretin ve yiğitliğin en güzel örneklerini sergiledi.

Uluslar arası El-Kefîl Ağı’na konuşan Muhammed gaziliğinin öyküsünü şöyle anlatıyor: “Cani DAİŞ çeteleriyle karşı karşıya gelmiş, çarpışıyorduk. Cani çetelerle birçok çatışmaya girdikten sonra çok sayıda bölgeyi temizledik. Artık kaçmaya başladılar. Grubumuzun üyeleri ile birlikte onları kovalamaya başladık. Saatler süren bu görevimiz bittiğinde, teröristler başarısız oldukları her çarpışmada yaptıkları gibi araziye mayın döşemeye başladılar. Bu durum bizim ilerlememize engel oluyordu.Sonra da uzun mesafeli ağır çaplı havan toplarıyla bombardımana maruz kaldık. Grubumuza isabet eden bu atışların sonucunda döşenmiş olan patlayıcılar infilak etti ve bu sebeple sol bacağım ile sol elimin parmaklarını kaybettim.”

“Biz Efendimiz Hz. Ebulfazl Abbas’ı (O'na selâm olsun) örnek alıyoruz. (Kolu koparıldığında) recez (şiir) okuyarak şöyle demişti: “Vallahi sağ kolumu koparsanız da, ebediyete kadar koruyacağım dinimi…”Bu bizim şiarımızdı. Gönlümüzden geçen şehit olmak ve Onlar’ın kervanına katılmaktı. Ancak Allah-u Teâlâ böyle takdir etti. Allah-u Teâlâ dilediğini yapar. Ben de tedavim tamamlanıp bana protez takılmaz bir kez daha geri dönmeye yemin ettim. Çünkü boğazımda düğümlenen (bir burukluk), yüreğimi yakan bir ateş var. Arkadaşlarıma katılıp onlarla birlikte Irak’ın geri kalan gaspedilmiş topraklarını tümüyle temizlemeden ya da şehit olmadan içimdeki bu ateş sönmeyecek.”

El-Kefîl Dynamic Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi, Mukaddes Türbe Genel Sekreterliği’nin direktirif doğrultusunda bu kahramanın protezinin takılması için gereken tüm süreci üstlendi. El-Kefîl Dynamic FTR Müdürü Usame Abdulhuseyn, bize bilgi vererek gazinin durumu hakkında şunları söyledi: “ Hastamız Muhammed Huseyn, Gönüllü Halk Toplulukları (Haşd-i Şabî) mensubu Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Savaş Tümeni’nin yaralılarından olup Curf-en-Nasr bölgesinin temizlenmesi esnasında yaralanmıştır. Hasta ağır bir isabet almış olup sol elinin bir bölümü, parmakları ile sol kolunun dokularını yitirmiştir. Hasta bunun yanı sıra sağ bacağına isabet almış olup uyluğundaki bazı dokuların yitirilmesine sebep olan bazı yaralar almıştır.Bu sebeple ele ve sağ uyluğa deri ile yamama operasyonu gerçekleştirilmiştir. Yitirilen sol bacağına ise düzeltme ve deri ile yamama operasyonu yapılmıştır.”

“Kendisine özel bir protez üretip fizik tedavi ve rehabilitasyon süreci çalışmalarına başladık. Kendisi şu anda Almanya’da üretilmiş olan protezini kullanmaya hazır. Protezin ölçüleri merkezimizdeki yabancı uzmanlar tarafından alınmıştır ve hastadaki kopma vakasının şu anki durumu ile uyumlu bir protezdir. hastanın tam bir şekilde rahat edilebilmesi için bir yıl boyunca protezin düzeltilmesi ve FTR yapılması sorumluluğu El-Kefîl Dynamic FTR Merkezi’nin uhdesindedir. FTR süreç protez üzerinde durmadan yürümeye ve tam doğal haline kavuşuncaya kadar birçok aşamayı kapsamaktadır.”

Müdür Abdulhuseyn; hastanın FTR sürecinin bitişinin hastanın azmi ve iradesine de bağlı olduğunu söyledi.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: