Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) kerem pınarından beslenen Hristiyan aile…

Hristiyanlar, iki bin yılı aşkın bir zamandır Irak’ta yaşıyor ve Irak’ta Müslümanlar’dan sonra en büyük ikinci dini toplum onlar. Iraklıların başına gelen tüm sıkıntılara ve yaşadıkları onca probleme rağmen tüm bu yıllar boyunca Müslümanlar ile aralarında hep barış ve güvene dayalı güzel bir ilişki oldu.

Tekfiri DAİŞ (DAEŞ,IŞİD) terör çetelerinin barbarca saldırılarından Musul’daki Hristiyan aileler de nasibini aldı. Katliamdan, yağmadan, tehcirden ve dinden ya da insaniyetten uzak olan o canavarlıkları onlara da yaptılar. Bu süreçte onlarla bu musibeti paylaşan Ehlibeyt (Hepsine selâm olsun) dostu kardeşleri gibi onlara da bir dizi vahşice icraat uygulandı. Ehlibeyt (Hepsine selâm olsun) dostlarına “Siz rafızîsiniz. Siz dinden dönmüşsünüz, kafirsiniz” dedikleri gibi bunlara da “Siz Hristiyansınız, kafirsiniz, müşriksiniz” bahanesiyle aynı zulümleri işlediler.

Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi; tehcir ve kaçışın yaşandığı o zorlu dönemlerinde, Mukaddes Kerbelâ’ya kaçıp Hz. İmam Huseyn ve Kardeşi Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhları’na sığınan binlerce göçmen gibi onları da karşılamaya hazır olduklarını ilan etmişti.

Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi Göçmenlere Yardım Komitesi; Irak’ın muhtelif eyaletlerinden 25 bini aşkın göçmenin bakımını üstlendiği programı çerçevesinde Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) kerem dolu eliyle bu sefer Musullu Hristiyan aileye de uzanabildi. Böylece, Hz. Huseyn’in ailesinin hamîsi “El-Kefîl” lakaplı Hz.Ebuflazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) merhamet dolu inayeti onları da kapsamış oldu.

Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi Göçmenlere Yardım Komitesi Başkanı Seyyid Nafi el-Musawî, Uluslar arası El-Kefîl Ağı’na şunları söyledi: Bu aile Hristiyan bir ailedir. “Ümmü Ra’d”ın ailesi, Musul eyaletindeki “Tilkef” bölgesinden tehcir edilen binlerce aileden biri. Arkalarında binlerce yıllık bir tarihi, kimliklerini, ait oldukları yeri bırakıp DAİŞ eliyle kendi vatanlarında gurbette ve vatan hasretiyle kalakaldılar. Yanlarında sadece döktükleri gözyaşları, yaşadıkları kahrı ve çektikleri zulmü alabildiler. Mukaddes Türbe’ye sığındılar.Komite de (Mukaddes Türbe) Genel Sekreterliği’nin direktifi doğrultusunda, sırtlarındaki yükü hafifletmeye yardımcı olma adına ne lazımsa onu temin etti.”

“Ümmü Ra’d” bize şunları anlattı:

“Biz Musul’dan 18 km uzaktaki “Tilkef” kazasında yaşıyoruz. DAİŞ Tilkef’e girip elimizde neyimiz var neyimiz yoksa aldı. Yanımıza sadece şahsi evraklarımızı alabildik. Ben ve evlatlarım tehcir edildik. Her birimiz bir devlette şu an. Üç ay boyunca dağlarda yaşadık. Tarif edemeyeceğim kadar zor bir hayat yaşadık. Sonra da Hille şehrine ulaştık. Hille’liler bize yardım etti.Allah onlara hayırla karşılık versin. Mukaddes Kerbelâ’nın cömert sakinleri de aynı şekilde bize çok yardım etti ve neye ihtiyaç duyduysak takdim etti. Gerçekten de bize kardeş oldular. Musul’da musibetimize ve başımıza gelenlere oldular; burda da sıkıntımızı hafifletecek ve yaşadıklarımızı unutturacak ne varsa takdim ettiler.”

Musul’da başlarına gelenlerin detaylarına geçti: “Silah gücüyle bizi kovdular ve tehdit ettiler. Bize ve Şia dedikleri bir inanç kesimine karşı işledikleri onlarca cinayet cabasıydı. Bize “Size geri dönüş yoktur. Evlerinize “Nun” ve şiilerin evlerine de “Şın” yazacağız. Sonra da yağmalayacağız!” dediler. Allah’a hamdolsun Mukaddes Kerbelâ’ya attığımız ilk adımdan itibaren kendimizi güvende hissettik. Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi’ne bize takdim ettiği ve tedarik ettiği her şey için teşekkür ederiz. Gerçekten ne kadar şükretsek az. Burdan bir mesaj vermek istiyoruz: Huseyn’in (O'na selâm olsun) Kerbelâ’sı tüm dünyanın ve tüm insanlığındır. Çünkü İmam Huseyn (O'na selâm olsun) bir mesajdır, bir önderdir ve sadece bir mezhebe ya da bir din ile değildir.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: