العربية
English
فارسى
اُردُو
Français
Deutsch
Kiswahili
Español
Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi etkinlikler çerçevesinde “Dünden bugüne” adlı fotoğraf sergisi düzenledi. Sergide 1991 yılında, devrik diktatörlük rejiminin yardakçıları tarafından çekilmiş olan ve Hz. İmam Huseyn ile Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhları’na o dönemde yaptıkları vahşice saldırının büyüklüğünü gösteren fotoğraflar yer aldı. Bu fotoğraflar Mukaddes Türbe’ye adının gizli tutulmasını isteyen bir kaynak tarafından verildi. Sergilenen her bir eski fotoğrafın altına, aynı açıdan ve aynı yerden çekilmiş ama bu sefer 20 yıl sonraki halini gösteren bir fotoğraf iliştirildi. Böylelikle; Mukaddes Türbeler’in Irak’ta sahip olduğu saygınlığa kavuşması sonrası Mukaddes Ziyaretgâhlar’a gelen ziyaretçilere en iyi şekilde hizmet etmek amacıyla gerçekleştirilen kültürel,bilimsel ve mimari sıçrama ile Irak’ın Baas rejiminin caniliği ve zulmü esnasındaki halini bir arada görme fırsatı doğdu.
Bu sergi geçen yıl da bulunuyordu ve bazı şahsiyetlerin talebi üzerine bu yıl Mukaddes Türbeler tarafından yeniden açıldı. Serginin hedefi; Pakistan toplumunu geçmiş sözde Saddam rejiminin vahşiliği ile tanıştırmak. Çünkü kiralık medyanın kara propagandası sonucunda Pakistan toplumunun büyük bir bölümü geçmiş cani diktatörlüğü İslam’ın savunucusu ve mukaddes değerlerinin hamisi olarak göstermiş. Bu yüzden de gerçekleri açığa çıkarıp o vahşi ve zalim rejimin Irak’taki mukaddes mekânların saygınlığını nasıl hafife aldığını ve emellerini gerçeğe dönüştürmek için nasıl hürmetlerini ayaklar altına aldıklarını göstermek bir zorunluluktu.
Sergiyi gezen konuklar uzun uzun fotoğrafları inceleyerek medyanın neden bu kadar uzun süredir bu gerçekleri dünyadan gizlediğini ve uluslar arası mahkemelerde bu yapılanların neden kınanmadığını sordu. Konuklar Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şahsiyetinin tüm insanlık için bir sembol, bir iftihar kaynağı ve zulme karşı durmada tüm toplumların ilham kaynağı olduğunu belirterek bu yüzden de; hiç kimsenin otoritesi, cinsiyeti, ırkı veya aidiyeti ne olursa olsun bu yüce mekânlara saygısızlık etmesinin hiçbir gerekçesi olamayacağının altını çizdi.
Konuklar ayrıca; başta Necef-i Eşref’teki Yüce Dini Merceiyet başta olmak üzere Mukaddes Türbeler’de çalışanların tümünün; Irak’ta 2003 yılı sonrası yaşanan istikrarsızlık boyunca Mukaddes Türbeler ile ziyaretçilerinin etrafını kuşatan tehlikeleri bertaraf eden kahramanca duruşlarını övdü. Ayrıca her şeyi yerli yerine oturtmak ve bu pek şerefli mekânları, tıpkı olmaları gerektiği gibi birer ilim irfan kaynaklarına dönüştürmek için Mukaddes Ziyaretgâhların hizmetkârlarının bu uğurda kendilerini feda edercesine harcadıkları çabaları takdir ettiklerini dile getirdi.
