Hintli Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) dostları Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) sancağıyla buluşunca…

Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Sancağı…

Aşura gününden Zuhûr’a kadar en zor şartlarda bile “ne olursa olsun, asla davamızdan dönmeyiz” diyenlerin sancağı…

Kerbelâ’da Hz. Mustafâ’nın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) evladının ve Risalet Hanedanî’nın kızlarının Vefakâr hamîsi Alemdar Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) sancağı o…

Fazilet düşmanın bile tanıklık ettiği şeydir. O’nun (Allah'ın selâmı üzerine olsun) sancağının şerefini, dosttan önce; facirliğin, fıskın ve şarabın melun Yezid’i bile kabul etmiş ve hayretler içerisinde, cahiliye araplarının krallara övgü için kullandığı ifadeyi yani “Lanetten mübera (uzak) olasın Ya Abbas!” cümlesini demiştir…

İnsan ne söylemeye çalışırsa çalışsın; hep birşeylerin eksik kaldığını ve çok kusurlu kaldığını ta derinlerden hissetmeden duramıyor…

Bu öyle birinin sancağıdır. Tarih boyunca nice büyük belalar ve nice imkansız gibi görünen zorluklar onun Allah katındaki şanı ve bereketleri vesilesiyle aşılmıştır…

Bu yüzden de Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mubarek Kubbe-i Şerîfesi’nin sancağı Hayderabad’a kurulur kurulmaz Hintli Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) dostlarının akınına uğradı. Lisan-ı hâl ile her biri adeta “Ey Ağabeyi Huseyn’in yüzündeki dertleri gideren, Ağabeyin Huseyn’in hatırına benim de dertlerimi gider; Allah katında şefaatçim ol!” diyorlardı.Yaşanan aşk ve sevgi manzarasını anlatmak gerçekten de zordu.

Biz de daha fazla uzatmadan sözü objektiflere bıraktık…