“Yüce Allah’ın ayı”nı nasıl karşılamalıyız?...

Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Ramazan ayıdır ki, o ayda Kur'an, insanlara yol gösterici, doğru yola iletici, eğri ile doğruyu birbirinden ayırt edici olarak indirildi…” Bakara 185 (Kadri Çelik Meali)

Yüce Allah,belli başlı vakitlerde mümin kullarına hayırlarda yarışacakları ve Allah-u Teâlâ’ya zikir, yakarış ve dualarla sığınacakları özel fırsatlar kılmıştır. Bu değerli fırsatlardan ve kıymetli mevsimlerden biri de; Kur’ân’ın, hayrın, bereketin, sadakanın, duanın, geceleri namazla geçirmenin, ihsanda bulunmanın ayı mubarek Ramazan ayıdır. Bu ayda tövbe edip noksan sıfatlardan münezzeh olan Yüce Allah’a dönen kimse cehennem ateşlerinden kurtulup serbest kalır.


Müminler; bu mubarek ayda kısa bir süre yaşayacağız. Bu değerli konuk aramızdan çabucak gidecek. Birkaç gün önce “yarın Ramazan” diyorduk. Birkaç gün sonra “Ramazan bitti” diyeceğiz. Bu günler hayır günleridir, bereketlerin ve rahmetlerin günleridir. Ellerimizin ardından çabucak kayıp gitmektedir. Allah için, Allah için bu günleri gözetelim. Allah için, Allah için Kur’ân’ın ayına dikkat edelim. Allah için, Allah için orucun ayına dikkat edelim. Hurr-ul Amîlî’nin Vesail-uş-Şia kitabında (10. Cilt 313. Sayfada) Hz. Resûl-u Azam (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) Efendimiz’den rivayet olunan hutbede şöyle geçmektedir:

“Allah’ın ayı; bereket, rahmet ve mağfiret ile size gelmiştir. O Allah katında ayların en üstünüdür. Günleri en üstün günler, geceleri en üstün geceler ve saatleri en üstün saatlerdir. O, sizin Allah’ın misafirliğine çağrıldığınız ve Allah’ın keremiyle ikramda bulunduğu kimseler kılındığınız bir aydır. Nefesleriniz onda (o ayda) tesbihtir, uykunuz onda ibadettir, amelleriniz onda makbuldür ve dualarınız onda icabet olunur. O halde doğru niyetlerle ve temiz kalplerle Allah’tan; onun orucunu tutmaya ve kitabını tilavet etmeye muvaffak kılması için dua edin. Şüphesiz bedbaht kimse; bu yüce ayda Allah’ın mağfiretinden mahrum kılınan kimsedir. Açlığınız ve susuzluğunuzla kıyamet gününün açlığını ve susuzluğunu anınız. Fakir ve miskinlere sadaka verin, büyüklerinize saygı gösterin, küçüklerinize merhamet edin, akrabalarınızla ilişkilerinizi devam ettirin (geliştirin, sila-i rahim yapın), gözlerinizi ona bakılması helal olmayan şeye kapatın ve kulaklarınızı da işitilmesi helal olmayan şeyden koruyun. Sizin yetimlerinize gösterildiği gibi (gösterilmesini istediğiniz gibi) siz de halkın yetimlerine şefkat gösterin. Günahlarınızdan Allah’a tövbe edin ve ellerinizi dua etmek için kaldırın…”

Öyleyse Ramazan ayı, Allah’ın ayıdır; rahmetin, bereketin ve mağfiretin ayıdır. Yüce Yaradan, bu ayda; itaat eden kullarının sevapları ile ecirlerini çoğaltmak ve samimi bir kalple O’na (Azze ve Celle) dönüp tövbe eden günahkar kullarını bağışlamak için cömert ziyafet sofrasını kullarına serip rahmetinin ve mağfiretinin kapılarını kullarına açar. Bu pek faziletli ayda Rahman’ın misafirleri olmaya çağrılmış ve Allah-u Teâlâ’nın ikram ettiği kimselerden kılınmışızdır. Davete icabet edip misafirliğin adabına güzelce riayet eden kimseye ne mutlu! Bu ayda ameller kat kat çoğalır, sevapları da onlarla birlikte kat kat artar. Bu ayda bir sure, hatta bir ayet dahi okuyan kimse diğer aylarda Kur’ân-i Kerîm’i hatmetmiş gibidir. Noksan sıfatlardan münezzeh olan Bu ayda secdelerini ve ruküunu uzatan kimsenin Yüce Allah sırtındaki yükleri hafifletir. Bu ayda çokça namaz kılan kimsenin derecesi yükseltilier… Yüce Allah bu ayı Müslümanın ünvanı ve mümin insanın miracı kılmıştır…
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: