Hz. İmam Cafer-i Sadık’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) sözlerinden “Orucun hakikati”…

Tüm ibadetlerin Allah-u Teâlâ katında sevabı, ecri vardır ve bereketleri büyük olduğu gibi kalıcı yurt olan ahret yurdundaki faydaları da çoktur. Orucun Allah-u Teâlâ katında büyük ecri vardır. Oruçlu kimse eğer gerçekten oruçlu ise Allah-u Teâlâ katında büyük bir öneme ve itibara sahiptir.Oruca hakkıyla riayet etmek çok önemlidir. Zira nice oruçlu kimsenin orucundan payına düşen sadece açlık ve susuzluktur. Ramazan ayının büyüklüğü ve saatlerinin bereketi bizlere; hem bireysel hem de toplumsal olarak kendimizi bu ayda, bu ayın hürmetine yaraşır bir şekilde ayı geçirecek kimselere dönüşmeye davet etmektedir. Bu ay, ayların en üstünüdür. O halde en üstün şekilde geçmelidir. İşte bu noktadan Efendimiz ve Önderimiz Hz. İmam Cafer-i Sadık’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) orucun hakikati ile ilgili buyurmuş olduğu şu mubarek rivayeti değerli ziyaretçilerimizle paylaşmak istedik:

"Oruç sadece yemeden içmeden sakınmak değildir. Oruçlu olduğunuz zaman dilinizi yalandan koruyun, gözlerinizi harama yumun, Gıybetten, çekişmeden (cidalden) ve yalandan sakının. (Yalan ya da doğru üstünde) birbirinizle ihtilafa girmeyin, sövmeyin, ağzınızı bozmayın,zulmetmeyin, sefihlikten ve sıkılganlıktan sakının. Allah’ın zikrinden ve namazdan gafil olmayın. Sükuta, düşünmeye, sabretmeye, doğruluğa ve kötü kimselerden uzak durmaya riayet edin. Batıl sözden, yalandan, iftiradan, düşmanlık etmekten, kötü zandan, gıybetten ve koğuculuktan sakının. Ahiret’i gören, Allah’ın vaadinin gerçekleşeceği günleri (Âl-i Muhammed’in Kaim’ini (Allah-u Teâlâ hepsine salât etsin ve O’nun pek mubarek çıkışını yakınlaştırsın) zuhurunu) bekleyen ve likaullah (Allah-u Teâlâ ile buluşmak için azık toplayan kimseler olun. Sukunet, vakar,huşu, ve huzu gösterip efendisinden korkan ve umut içinde (bekleyen) köleler olun (olmaya özen gösterin).”

“ Ey oruç tutan kimse kalbini kusurlardan, için habasetten, bedenin pisiliklerden temizlenmiş, Allah’ın düşman olduğu kimselerden yüz çevirip uzaklaşmış ve O’na (Allah’a) halis bir velayet (samimi olarak derinden bağlı) üzere olasın (olmalısın). oruçla içini ve dışını Allah’ın nehyettiği şeyden temizleme vasıtasıyla O’nun velayetini kabul edersen, Gizlide ve açıkta da Allah’ın yasadıkları şeylerden oruç tutup Allah’tan gizli kaldığında da açıkta olduğunda da huşu (korku) içerisinde olursan, oruçlu günlerinde nefsini Allah’a bağışlarsan, kalbini sadece O’na ayırırsan ve O’nun sana emrettiklerine (uymaya ve) davet ettiği şeyleri yerine getirmeye memur edersen;işte tüm bunları yaparsan Allah için gerçekten oruçlu olmuş ve sana emrettiğini yapmış olursun. Sana beyan ettiğim şeylerden ne kadarını eksik bırakırsan da orucun da o kadar eksik olur.”