Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Savaş Tümeni gazisi Seyyid Muhammed Medenî’nin Huseynî azmi…

Seyyid Muhammed Medenî Irak’ın Nasıriyye eyaletine bağlı Şatra kazasından. 1980 doğumlu. Evli. Irak tekfirci paralı askerlerden oluşan DAİŞ (DAEŞ, IŞİD) terör çetesinin saldırısına maruz kaldıktan sonra Yüce Dini Merceiyet’in Irak’ı,halkını ve mukaddes değerlerini müdafaa çağrısına icabet etti ve Hz. Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Savaş Tümeni saflarına katıldı.

Başlarda Curf-en-Nasr (Curf-es-Sahar) bölgesindeki çarpışmalara katıldı.Orada nsanlığın tanıdığı en iğrenç örgüt olan o sapkın örgüte karşı Haşd-i Şabî (Gönüllü Halk Toplulukları) çatısı altında Irak silahlı kuvvetleri ile omuz omuza savaştı. Çok çetin geçen o çarpışmalarda ön hatlarda çarpışıyordu. Bir bombanın patlaması sonucu derin yara aldı ve bunun sonucunda dizinin üstünden sol bacağını yitirdi. Ayrıca sol avucundan bir bölüm de koptu. Sağ bacağının sinirleri de zarar gördü.

Mukaddes Türbe’deki hayırseverlerin yardımıyla Hindistan’da tedavisine başlandı ve 40 gün boyunca tedavi gördü. Bir parça olsun normal hayate dönebilmesi için yapılan tedavi protez bacak takılması ve rehabilitasyonu için gerçekleştirildi.

Tedavi yolculuğundan dönüşte konuşan Seyyid Medenî şunları söyledi:

“Bugün artık isabet almamla birlikte duraksayan cihat, keramete (saygınlığa), tartışmasız zafere ve Allah’ın izniyle şahadete giden yolculuğumu sürdürebilirim. Bugün sol bacağıma protez koyduktan sonra müdafaa cephesinde çarpışan Haşd-i Şabî güçlerine katılıp en kısa sürede cihat meydanına geri döneceğim. Vatanının saygınlığını korumak için aç ve uykusuz kalan o samimi vatanseverlerin çizdiği zafer yolculuğunu sürdüreceğim.”

“Ülkenin başından geçen tüm bu şartlar önemli ve mukaddestir. Ben bu barbarların saldırılarını bertaraf etmeye katılmış olduğum için kendimi mutlu, sevinçli ve gıpta edilmiş hissediyorum.”

“Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi’ndeki tüm yetkililere teşekkür ederim.En başta da emekleri, gösterdiği ihtimam ve Haşd-i Şabî gazilerine karşı babacan tavırlarından ötürü Genel Sekreter Sn. Ahmed Safî’ye teşekkür ediyorum. Hepsine istikamet, tevfik ve Haşd-i Şabî’ye daha fazla bağışta bulunabilme başarısı temenni ediyorum.”

“Haşd-i Şabî şehitlerinin aileleri ve gaziler ile yaptıkları işbirliğini ve savaşların, acıların kaybettiği gülümsemeyi dudaklarına yerleştirmek için harcadıkları çabaları “harika ötesi” diye tanımlayabilirim.”

“İmam’larının (Allah'ın salavâtı üzerine olsun) nidasına icabet edip Aşûra günü öğleden sonra şehit düşen Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) yârenleri kervanına yetişebilmem için Allah’ın (Azze ve Celle) beni önümüzdeki günlerde şahadet ile rızıklandırmasını temenni ediyorum. Hamiyetli her Müslüman insanın onur nişanesi olan şahadete nail olamadığım için kendimi Allah-u Teâlâ’ya ve Ehlibeyt’e (Hepsine selâm olsun) karşı kusurlu hissediyorum.”