“Eyyâm-ı Fatımiyye” ya da “Fatımî Hüzünler Mevsimi” hakkında…

şahadetinin vukû bulduğu günlere verilen addır. Bu günlerde Sıddîka-ı Tahire Hz. Fatıma Zehrâ’nın (O'na selâm olsun) şahadet günleri hakkında tartışmalar yenilenir. Hatta bazıları Hz. Fatıma Zehrâ’nın (O'na selâm olsun) şahadetinin bu şekilde yâd edilmesinden rahatsızlığını dile getirir; tıpkı diğer Masumlar’ın (Allah'ın selâmı hepsine olsun) şahadetlerinde olduğu gibi bir tarihte de birkaç farklı tarihte birden yâd edilmesine itiraz eder.

Hz. Sıddîka-ı Kubrâ Fatıma Zehrâ’nın (O'na selâm olsun) şahadet günlerinin anıldığı hüzün mevsimlerinin bir değil de birkaç tane oluşunun sebebi, bu hadiseyi nakleden rivayetlerin farklı tarihler belirtmesidir. Bu da Hz. Zehrâ’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şahadetine has bir şey değildir. Önemli şahsiyetlerin doğum, vefât ve şahadet tarihlerini belirten rivayetler arasında ihtilaf olabilmektedir. Bunun rivayetlerin nakledilmesi, yazılması ve kitap haline getirilmesi esnasında yaşanan sorunlar gibi birçok sebebi vardır. Ancak bu tip durumlarda bir rivayetin başkalarına tercih edildiğine rastlamaktayız. Veyahut bir bölge ya da cemaatin belli başlı bir tarihi belirten bir rivayette bu münasebeti andığına ve başka bir bölge ya da cemaatin de başka bir rivayeti esas alarak başka bir tarihte aynı münasebete yönelik anma etkinlikleri düzenlediğine şahitlik etmekteyiz.

Şeyh İsmail Ensarî Zencanî Hoî “Mevsua-yı Kubra” adlı eserinde Hz. Fatıma Zehra’nın (O'na selâm olsun) şahadeti hakkında söylenenlerin tümünü toplamış ve bu başlık altında 615 kaynaktan 21 farklı söze yer vermiştir.

Bu tarihler de Fatımî Hüzünler Mevsimi ya da “Eyyâm-ı Fatimiyye / Fatımî günler” olarak bilinir.

Bunlar da sırasıyla şöyledir:

İlk görüş: 8 Rebiulâhir. Bu da Hz.Fatıma’nın, Babası Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) şahadetinden sonra kırk gün hayatta kaldığını belirten rivayete dayalıdır. Birinci Fatımî Mevsim olarak adlandırılır.

İkinci görüş: 13 Cemaziyelevvel. Bu da Hz.Fatıma’nın, Babası Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) şahadetinden sonra yetmiş beş gün hayatta kaldığını belirten rivayete dayalıdır. İkinci Fatımî Mevsim olarak adlandırılır.

Üçüncü görüş: 3 Cemaziyelâhir. Bu da Hz.Fatıma’nın, Babası Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) şahadetinden sonra doksan beş gün hayatta kaldığını belirten rivayete dayalıdır. Üçüncü Fatımî Mevsim olarak adlandırılır.

Burdan yola çıkarak bu münasebetlere Fatımî günler ya da Fatımî Hüzünler Mevsimi denir. Muhtemelen tıpkı Hz. Fatıma Zehrâ’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) kabrinin yeri konusunda bir ihtilaf olduğu gibi bu münasebetlerdeki farklılık konusunda da özel bir maslahat vardır. Fatımî günlerin farklılığının bereketlerinden bazıları şunlardır: Hz.Fatıma Zehrâ’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) sevenleri iki ay ya da daha uzun bir süre boyunca; mescitlerde, evlerde, Huseyniyelerde (Huseynî dergâhlarda) ve İslamî merkezlerde on binlerce matem meclisi düzenlerler. O’nun (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şahadet günlerinde sevabını hediye etmek üzere çok cömert sofralar kurup yemek verirler. Hatipler bu günlerde minbere çıkıp Hz. Fatıma Zehra Efendimiz’den (Allah'ın selâmı üzerine olsun), faziletlerle ve müşerref menkıbelerle dolu hayatından bahsederler. Hatipler konuşmalarının sonunda da Hz. Fatıma Zehra’nın, Babası’nın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) şahadeti sonrasında başına gelen musibeleri yâd edip yaşanan faciaların ve Hz. Fatıma Zehrâ’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) İslam davasının bekâsı için verdiği pek mukaddes mücadelenin hatırasını diri tutarlar.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: