12. Uluslararası Şahadetin Baharı Kültür Festivali etkinlikleri kapsamındaki araştırma oturumları sona erdi

Araştırma oturumdan bir kare
Mukaddes Hz. Huseyn ve Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Türbeleri Genel Sekreterlikleri tarafından Cennet Gençlerinin Efendisi Hz. İmam Huseyn, oğlu Hz. İmam Zeynelabidîn ve kardeşi Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı hepsine olsun) mubarek doğumlarının yıldönümü münasebetiyle organize edilen ve bu yılki şiarı “Hz. İmam Huseyn (O'na selâm olsun); hürriyetin şiarı ve şahadetin kandili” olan 12.Uluslararası Şahadetin Baharı Kültür Festivali kapsamında düzenlenen etkinliklerden biri olan araştırma oturumları sona erdi. 11 Mayıs 2016 (3 Şaban 1437) öğleden sonra Mukaddes Hz. Huseyn (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi’nin Seyyid-ul Evsiyâ (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Konferans Salonu’nda düzenlenen oturumun ardından sona erdi.

Irak’tan ve dünyanın farklı ülkelerinden gelen araştırmacı, akademisyen ve din adamlarının etkin katılımına sahne olan araştırma oturumunda Mukaddes Hz. Huseyn ve Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Türbeleri Şerî Mütevellîlerinin yanı sıra Mukaddes Türbeler’in bazı yetkilileri de hazır bulundu.

Kur’ân-i Kerîm tilaveti ile başlayan oturumun ilk araştırması Âllame Seyyid Muhammed Ali Bahr-ul Ulûm’un (İzzeti daim olsun) “Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) insanı işleme programı” isimli çalışması oldu. Araştırmacı çalışmasında Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) insanı akıl ve mantık doğrultusunda işlemesi, insanı batıl kulluktan hak kulluğa taşıyışı, insanın iradesinde özgür oluşu ve yaptıklarından sorumlu oluşu, Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) en zorlu şartlarda dahi en üstün ahlâkı eda etmesi ve ilahi iradeye teslimiyet ile tevekkül boyutunu işledi. Seyyid Bahrul Ulûm Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) ortaya koyduğu bu hususların son derece önemli olduğunu ve bunların Erbain yürüyüşünü gerçekleştiren ve mukaddes toprakların DAİŞ (DAEŞ,IŞİD) teröristlerinden güvende olması şu anda için canı pahasına mücadele eden bilinçli mümin insanları doğurduğuna dikkat çekti.

İkinci çalışma ise Seyyid Muhammed Ali Hilû’nun (İzzeti daim olsun) “Kerbelâ... Karşıt medya üzerine okumalar” isimli çalışması oldu. Seyyid Hilû çalışmasında Ebu Sufyan oğlu Muaviye’nin karşıt bir medya inşa ettiğine ve Yezîd’in de Hz. İmam Hasan (O'na selâm olsun) barışından sonra bu medyadan yararlandığını anlattı. Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) Aşura gününde gerçekleştirdiği zaferden sonra bu medyanın elinden bir şey gelmeyince çareyi Aşûra’da yer alan şahsiyetlere ithamlarda bulunup sövmede bulduğunu söyleyen Seyyid Hilû; buna örnek olarak da Hz. Sekîne’ye (O'na selâm olsun) atılan erkeklerle oturup kalkması, aralarında şiir okuması iftiralarını ve Hz.Ebulfazl Abbas Efendimiz’in eşi Hz. Lubabe’ye (Onlar’a selâm olsun) atılan iftiraları örnek verdi. Seyyid Hilû ardından bu rivayetleri tek tek ele alıp ravîlerini irdeleri ve bu rivayetlerin Zubeyrîler tarafından rivayet edildiğini ve hepsinin de Müminlerin Emîri Hz. İmam Ali b. Ebi Talib (O'na selâm olsun) aleyhine rivayetler uyduran kimseler olduğunu gösterdi. Seyyid Hilû bu iftiraların atılmasının bir sebebinin de ravilerin eşlerinin yabancı erkekle oturup kalkan ve meclislerde sakıncalı şiirler okuyan olması olduğuna dikkat çekti.

Üçüncü çalışma ise Yard. Doç. Dr. Talal Halîka el-Ubeydî’nin “Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) Aşûra günündeki iki hutbesi arasındaki uslüp değişimi” isimli çalışmasydı. Yard. Doç. Dr. Ubeydî çalışmasında Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) Aşûra günündeki ilk ve ikinci konuşması arasındaki üslup değişiminin üzerinde yoğunlaştı. Ravilerin Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) Aşûra günü iki konuşma yaptığını aktaran Yard. Doç. Dr. Ubeydî Hz. İmam Huseyn’in ilk hutbesinde kapsayıcı, kabul eden, başkasına sevgi gösteren ve müşerref nesebini belirterek argüman sunan bir dile sahip olduğunu ancak karşı tarafın bu konuşmaya oklarla, yalanlama ile, susuz bırakma ile ve terör ile cevap verince Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) ikinci bir konuşma yaptığını ve bu konuşmada onları azarlayıp, onlara beddua ettiğini, foyalarını meydana çıkarıp yozlaşmış ahlaklarını, Ümeyyeoğulları’na bağlılıklarını ve Ehlibeyt (Hepsine selâm olsun) yolundan uzak kefereler olduklarını anlattığını söyledi.

Oturum konukların yoğun ilgisine sahne oldu. Konuklar araştırmacılara sıkça sorup katılımda bulundular ve araştırmacılar da kafalarda oluşan soru işaretlerini giderdi.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: