Doğum günü yıldönümü münasebetiyle: Ehlibeyt’in Kerîmesi’ne (Hepsine selâm olsun) dair…

Zilkâde ayının ilk günü Hz. İmam Mehdî’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun ve pek müşerref çıkışını yakınlaştırsın) verdiği lakap ile söylersek “Ehlibeyt’in Kerîmesi” Hz. İmam Musa Kâzım’ın kızı Hz. Fatıma Masume’nin (Allah'ın selâmı hepsine olsun) doğum günü yıldönümüdür. Hz. Masume, Hz. İmam Ali Rıza’nın annesi Hz. Necme (Allah'ın selâmı hepsine olsun) tarafından da kardeşidir. Mubarek Türbesi Mukaddes Kum şehrindedir ve Kum’da yaşayanların göz aydınlığı, belâlardan sığınağıdır. Her sene O’nun (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ziyaretinin ecrini kazanmak için uzak mesafelerden yollara düşülmektedir.

Abbasî hegemonyasının Hz. İmam Musâ Kâzım’a (Allah'ın selâmı üzerine olsun) uyguladığı şiddetli ve ağır baskı yüzünden Hz. Fatıma Masume’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) doğum tarihini ince ayrıntısıyla bilmek çok zor olmaktadır. Bu yüzden yazarların çoğu Hz. Masume’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) doğumunun H. 183 senesinde; Hz. İmam Musa Kâzım’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şahadeti faciasının vuku bulduğu sene gerçekleştiği görüşüne yatkınlık göstermişlerdir.Bu tarihçilerin çoğunun benimsediği görüştür. Bu görüşten haraketle Hz. Masume’nin, Babası (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) ile buluşmak ve O’nun bağrında yetişmekten mahrum bırakıldığını ve Ağabeyi Hz. İmam Rıza’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) elinde büyüyüp yetiştiğini söyleyebiliriz.

Bazı tarihçiler ise Hz. Masume’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) doğumunun o sene gerçekleşmesinin uzak ihtimal olduğunu söylemiş ve bunu da Hz. İmam Musa Kâzım’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) mubarek ömrünün son dört senesinde hapiste olmasına bağlamışlardır. Başka tarihçiler de Hz. Masume’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) doğumunun H. 173 Zilkade ayının başında olduğu görüşünü benimsemişlerdir.

Bu görüşe göre de Hz. Masume’nin Babası’nın (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) hayatının on senesini gördüğünü, ancak son dört sene Abbasî zindanlarında tutulduğu için Hz. İmam Musa b. Cafer (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) ile sadece altı sene geçirebilmiştir.

Hz. İmam Musa Kâzım’ın kızı Hz. Fatıma (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) “Masume” lakabı ile meşhur olmuştur. Bazıları bunu iki sebebe bağlamıştır:

İlki: (Allah'ın selâmı üzerine olsun) yaşı küçük olduğu için – rivayetlerin çoğuna göre otuz yılı aşmış değildi – İranlılar O’na Farsça “suçsuz günahsız” anlamında “Masume Fatıma” ya da “Masume-yi Kum” demiştir. O’nun pâklığını ve temizliğine işaret etmek için çocukların günahsız oluşu kavramından yararlanmaya çalışmışlardır.

İkincisi: Günahlardan arınmış ve korunmuş yani masum oluşundan gelmektedir.Zira Masumiyet iki türlüdür. İlki Masum İmamlar’ın (Hepsine selâm olsun) sahip olduğu ispatlanmış olan farz masumiyet. İkincisi de Allah-u Teâlâ’nın büyük, mukaddes ve günahlardan arındırılmış velîlerine ait olduğu ispatlanmış olan caiz (seviyedeki) masumiyet. Aradaki farka dair ufak bir ayrıntı vermek gerekirse şöyle söylenebilir: Farz masumiyete sahip olan masum tek başına masumdur. İkinci seviyedeki – caiz masumiyete sahip olan- masum her zaman farz masuma muhtaçtır ve ancak farz masumun itaatinde olur ise caiz masumiyet makamında olabilir.

Hz. Fatıma Masume’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ziyaretinin fazileti…

Sad b. Said Ebul Hasan Hz. İmam Rıza’dan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şu hadisi nakletmektedir: “(Sad diyor ki) Cafer oğlu Musa’nın kızı Fatıma’nın kabrini O’na sordum. Şöyle buyurdu: “O’nu ziyaret edene cennet vardır.”

Hz. İmam Cevâd (Allah'ın selâmı üzerine olsun) da şöyle buyurmuştur: “Kum’daki halamın kabrini ziyaret edene cennet vardır.”

Hz. İmam Sâdık (Allah'ın selâmı üzerine olsun) bu hususta şöyle buyurmuştur: “Allah’ın bir haremi (yasak, mukaddes mekânı) vardır o da Mekke’dir. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) haremi vardır; o da Medîne’dir. Müminlerin Emîri’nin (O'na selâm olsun) de bir haremi vardır; o da Kûfe’de dedi. Bizim de Kum beldesinde bir haremimiz var. Orada Fatıma adında, evlatlarımdan bir kadın defnedilecektir. Her kim O’nu ziyaret ederse cennet ona farz olur.”

Memun’un Hz. İmam Rıza’yı (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Horasan’a çağırması sonrası tıpkı diğer Ebu Taliboğulları Hanedânı gibi Hz. Masume’yi (Allah'ın selâmı üzerine olsun) de şiddetli bir endişe sardı. Hz. İmam Rıza’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) can güvenliği konusunda çok tedirgin olmuştu. Bu yüzden yolculuk için hazırlıklarını yaptı ve Ağabeyi Hz. İmam Rıza’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) izini takip etmek üzere yola koyuldu. O’nunla (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hayatta iken buluşabilmeyi umuyordu. Ancak hiç alışık olmadığı uzun yolculuğun yorgunluğu ve etkileri yüzünden yolculuğu yarım kaldı.



Çok ağır bir biçimde hastalandı ve günlerce yatakta kaldı. O sırada Sawa şehrindeydi. Kum kenti ile arasındaki mesafeyi sordu. O’na “on fersah (70 km) uzakta” dediler. (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Kum kentine ulaştırılmasını emretti. Geldikten on yedi gün sonra vefât etti.



Allah’ın selâmı O’na, Pâk Ataları’na, Ağabeyi’ne, Kardeşi’ne ve Pâk Yeğenleri’ne olsun!
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: