Dini Merceiyet’ten DAİŞ (DAEŞ,IŞİD) terör çetelerine karşı sergilenen kahramanlıkların belgeselleştirilmesi çağrısı ve gerçek bir kahramanın hikayesi…

Yüce dini Merceiyet temsilcisi Seyyid Ahmed Safî (İzzeti daim olsun) Mukaddes Kerbelâ’da kılınan Cuma namazının ikinci hutbesinde Irak’ı, halkını ve mukaddes değerlerini tekfirci DAİŞ (DAEŞ,IŞİD) terörüne karşı gönüllü olarak müdafaa eden bir kahramanın hikayesini paylaştı ve bu kahramanlık hikayelerinin belgeselleştirilmesi çağrısında bulundu.

Seyyid Ahmed Safî (İzzeti daim olsun) şunları söyledi:

“Bir şahıs var. Adı Emced Abd Salim. Bir kız istedi. Bu kız isteme mevzusu yaklaşık beş yıl ya da biraz daha az sürdü. Sürekli kızın ailesine gitti geldi.Ailesinin tek kızı olduğu için onların aziz kızı olarak görüyorlar ve şartlar koştukça koşuyorlardı. O da mevzudan bıkıp vazgeçmiyordu. Adam Nasiriyye’den. Sonunda bu uzun müddetten sonra onayladılar ve kızı verdiler. Kızın da adını zikredeyim: Zehra Safa Abdullatif. O da Divaniyye’den. Bu kız isteme süreci esnasında (Emced) savaş meydanlarına gitti. Bugün 5 Ağustos. 31 Temmuz’da Halidiyye bölgesinde vuruldu. Yarası ağırdı ve bunun sonucunda iki bacağını da yitirdi. Adam şu anda beni işitiyor. Hastanede. Objektif bir adamdır kendisi. O sebeple ailesinden o kızdan (evlilik gerçekleşemeyeceği için) özür dilemelerini istedi. Durumu özel olduğu için. Kızın ailesine haber ulaşıp onun vurulduğunu öğrendikleri zaman sonuç onun sandığının tam tersi oldu. Kızın ailesi ısrar etti... Tabii gerçekten de konuşmak için duygu lazım... Bizler sürekli (öyle) haller (görüyoruz) ki; kelimeler elimizdeki potansiyelleri, bizdeki bazı canları, bizdeki bazı kalpleri ve sahip oldukları cömertliği tarif etmede aciz kalıyor. Gerçekten de bu vatanda erler var, hanımlar var, aileler var; yetkililerin mutlaka dikkat etmeleri ve mutlaka önem vermeleri gerekiyor... Sonuç olarak (kızın) ailesi hastanede nikah kıyacağız dediler. Bilfiil iki gün önce geldiler ve hastanede nikahları kıyıldı. Beş yıl (bekledi). Ancak vatanı (söz konusuydu). Her şeyden feragat etti. Önemli olan bu yiğitliktir; bu gerçek insanî duruşlardır. Ben bu mekândan tüm yetkilileri (onun adını ve yaptıklarını) belgelemeye ve onunla ilgilenmeye çağırıyorum. Bizler de (sorumluluğun) önemli bir parçasına sahibiz: Ona ve bu eri, “bacaklarım Irak’a feda olsun” diye vasiyet eden bu adamı kabul ederek şereflenen bu muhterem aileye dua etmek.”

“Gerçekten de elimizden ancak Allah-u Teâlâ’ya ona afiyet ve şifa ihsan eyleyip (yuvasını) muhterem ve memleketi de tüm mukaddes değerleri de müdafaa edecek sâlih bir zürriyet üretecek bir yuva kılmasını niyaz etmekten başka bir şey gelmiyor.

Dualarımızın sonu “Âlemlerin Rabbi’ne hamdolsun”dur. Allah’ın salât ve selâmı Hz. Muhammed’e ve O’nun pek Pâk, pek Güzel (kokulu) Hanedânı’na (Ehlibeyti’ne) olsun!”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: