Mukaddes Kerbelâ’ya akan Hz. Huseyn (O'na selâm olsun) aşkı seli; adeta damarlarda akan kan gibi…

Her Ehlibeyt (Hepsine selâm olsun) dostlarının Hz. İmam Huseyn’e (O'na selâm olsun) beslediği aşk ve bağlılık her geçen yıl daha da net bir şekilde ortaya çıkıyor. İşte Irak’ın ve dünyanın dört bir yanından gelen aşk seli… Çocuklar, büyükler, gençler, yaşlılar, kadınlar, erkekler… Hepsi zorluklara ve sıkıntılara aldırmadan bir an önce Hz. İmam Huseyn’in, Kardeşi Hz.Ebulfazl Abbas’ın ve Kerbelâ Şehitleri’nin (Allah'ın selâmı hepsine olsun) Mukaddes Türbeleri’ni ziyaret etmek ve O’nların Allah katında diri olan şehîd ruhları ile bağlılık tazelemek için kararlı, istekli ve özlem dolu kalplerle Mukaddes Kerbelâ’ya yürüyor…

Bu aşk seli aslında; hayat dolu oluşu ve akışı ile biraz da damarlarda akan kanı andırıyor.

Tarih boyunca Hürlerin Efendisi’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Pâk Ziyaretgâhı’nı ziyaret etmekten alıkonmak için her türlü zulüm,zorbalık ve işkenceye maruz bırakılan Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) aşıkları bu ölümsüz yürüyüşü bırakmamış ve “Kollarımızı da bacaklarımızı da kesseler; sürünerek geliriz sana ya Huseyn!” diyerek cevap vererek devam etmiştir.

Huseyn b. Ali . Yuser b. Ebi Fahita’dan şöyle rivayet edilmiştir:

Ebu Abdullah (Hz. İmam Sâdık - O'na selâm olsun) bana şöyle dedi: “Ey Huseyn; Ebu Talib oğlu Ali oğlu Huseyn’i (O'na selâm olsun) ziyaret etmek üzere evinden çıkan her kimseye; eğer yaya ise (yürüyerek gitmiş ise) attığı her bir adım karşılığında Allah ona bir hasene (iyilik) yazar ve ondan bir kötülüğü giderir. Hâir’e (Kabri şerîfin içerisinde yer aldığı sulak bölge) vardığında Allah o kimseyi kurtuluşa erenlerden (biri olarak) yazar. Eğer (ziyaret amellerini) bitirirse Allah o kimseyi kazananlardan (biri olarak) yazar. Gitmed istediği zaman da bir melek o kimseye gelir ve “Ben Allah’ın elçisiyim… Rabbin sana selâm okuyor (söylüyor) ve sana ‘Amel etmeye başla. Artık geçmiştekiler (yaptıkların, günahların) bağışlanmıştır’ diyor” der.”