Yeryüzünde ilim ve hikmet pınarlarını fışkırtan Hz.İmam Cafer-i Sâdık’ın (O'na selâm olsun) mubarek doğumu münasebetiyle…

Pâk Ehlibeyt İmamları’nın altıncısı; Müminlerin Emîri Hz. Ali oğlu Hz. Huseyn oğlu Hz.Ali oğlu Hz. Muhammed oğlu Hz. Cafer’dir (Allah'ın selâmı hepsine olsun). Künyelerinden biri de Ebu Abdullah’tır. (Abdullah’ın babası demektir) Yeryüzündeki ölümsüz mucize ve insanlığın çağlar boyunca medâr-ı iftiharı olan Hz.İmam Cafer-i Sâdık (Allah'ın selâmı üzerine olsun); tıpkı Pâk Ataları ve Masum Evlatları (Allah'ın selâmı hepsine olsun) gibi üstünlükleri, ilimleri ve ahlâkı ile eşi benzeri görülmemiş, dengi bulunmamış ve makamının yakınına dahi yakınlaşılamamış bir kutlu şahsiyettir.

Hz. İmam Cafer-i Sâdık’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ilmi… Câhız “İlmi ve fıkhı ile Dünyayı doldurdu” demiştir. O’nun mektebinin (okulunun) bir benzerine ne daha önce ne de daha sonra rastlanabilmiş değildir. Dört bin öğrenciye fıkıh, hadis, tefsir, ahlak, tıp, kimya vb ilimleri öğrettiği bir mektep…

O’nun (Allah'ın selâmı üzerine olsun) mubarek hayatının diğer yönlerinin de ilmi yönünden geride kalan bir tarafı yoktu. Pâk Ehlibeyt’in (Allah'ın selâmı hepsine olsun) özel özelliklerinden biri de hayatın tüm alanlarında engin bir perspektife ve son derece gelişmiş bir ileri görüşlülüğe sahip oluşlarıdır. Oysa başkalarına baktığımızda bir konuda uzmanlaştıkları zaman başka bir konuda da geri kaldığını veya başarısız olduğunu görüyoruz. Mesela başkalarına baktığımızda; ilimde ileri olan birinin cesarette geride ya da cesur bir savaşçılığı ile ön plana çıkan birinin zahitlikte geri olduğunu görebiliyoruz. Oysa Ehlibeyt’e (Allah'ın selâmı hepsine olsun) baktığımızda tüm faziletlerin ve saygın sıfatların Onlar’da toplandığını ve her güzel menkıbede ya da her iyi huyda başka insanların çok çok ilerisinde olduklarını görüyoruz. Onlar (Allah'ın selâmı hepsine olsun) insanlar içinde siretleri (yaşantıları) en güzel, ahlâkları en engin, ibadetleri en çok, zahitlikleri en büyük, hilimleri (yumuşak huylulukları) en üstün, amelleri en bereketli ve Allah yolunda yaptıkları harcamaları, ikramları ve cömertlikleri en çok olanlardır. Dünyada en çok menkıbe Onlar’dadır. Kimse Onlar kadar fazla hayırda öncülük yapmamıştır.

Hz.İmam Sâdık (O'na selâm olsun) Cuma günü güneşin doğuşunda doğmuştur. Bazıları da Hicri seksenüç senesi Rebiülevvel ayının Onüçüncü gününde bir Pazartesi gününde dünyayı şereflendirmişti. Kimisi de seksenaltı senesinde mubarek doğumunun gerçekleştiğini söylemiştir. Hz. Resûlullah (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) da bu kutlu doğum ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur: “Huseyn oğlu Ali oğlu Muhammed oğlu Cafer (Hepsine selâm olsun) oğlum (evlâdım) doğduğunda O’na “Sâdık (doğru sözlü)” deyiniz. Çünkü onun beşinci (göbekten) oğlunun da adı Cafer’dir. Allah’a iftirada bulunup yalan söyleyerek İmamet iddiasında bulunacaktır. O da Allah katında Cafer-i Kezzâb’dır (yalancı Cafer’dir)…” Fakîhlerimiz (Fıkıh bilginlerimiz) arasında meşhur olan görüş Hz.İmam Cafer-i Sâdık’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Rebîülevvel ayının onyedinci gününde dünyayı şereflendirdiğidir.

Hz.İmam Cafer-i Sâdık (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ilim ve hikmet pınarlarını yeryüzünde fışkırtmış ve yaydığı muhtelif ilimlerle beşeriyetinin aklının gelişmesine olumlu katkılarda bulunmuştur. Nübuvvet şeceresinin, İmamet çınarının ve ilim ile hikmetin madeninden türeyen ve Allah-u Teâlâ’nın her türlü kötülüğü ve manevi kiri giderip paspâk (tertemiz) kıldığı Ehlibeyt’in üyesi olan bu yüce İmam’ın doğumu ile dünya çiçek açmıştır.

Hz. İmam Sâdık’tan (O'na selâm olsun) muhtelif ilimlerde çok sayıda rivayet nakledilmiştir. Rivayetlerde Ehlibeyt’ten (Allah'ın selâmı hepsine olsun) hiçbir kimseden Hz.İmam Sâdık’tan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) kadar hadis nakledilmediği sösylenmiştir. Âlimler O’ndan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hadis rivayet edenleri (râvîleri) güvenilir olarak saymıştır. Dört bin râvî O’ndan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hadis rivayet etmiştir.

Onlardan biri olan Ebbân bin Sâğlib otuz bin hadis nakletmiştir.

Hz.İmam Rızâ’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) dostlarından biri olan Hasan b. Ali el-Veşşâ şöyle demiştir: “Bu mescitte – Kûfe mescidinde- (şu ana kadar) “Muhammed oğlu Cafer (Onlar’a selâm olsun) bana (şöyle bir hadis) söyledi” diyen dokuzyüz şeyh (büyük bilgin) gördüm.”

Hz. İmam Sâdık’tan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hadîs almanın sebebi de O’nun hadîsinin Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) hadîsi olmasıdır. Nitekim Hz. İmam Cafer-i Sâdık (Allah'ın selâmı üzerine olsun) da şöyle buyurmuştur: “Hadîsim (söylediğim, anlattığım) babamın hadîsidir (Onun söylediğidir, anlattığıdır). Babamın hadîsi de Dedemin hadîsidir. Dedemin hadîsi de Huseyn’in hadîsidir. Huseyn’in hadîsi de Hasan’ın hadîsidir. Hasan’ın hadîsi de Müminlerin Emîri’nin (O'na selâm olsun) hadîsidir. Müminlerin Emîri’nin (O'na selâm olsun) hadîsi de Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) hadîsidir. Resûlullah’ın hadîsi ise Allah’ın (Azze ve Celle) sözüdür.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: