Hz.Abbas’ın (O'na selâm olsun) Aşûra gecesi duruşu...

Siyer ve tarih erbabı (bu alanın büyük isimleri) şunu zikretmişlerdir:

Hz.İmam Huseyn (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Muharrem-i Harâm ayının onuncu gecesinde hane halkını bir araya toplayıp bir konuşma yaptı. Konuşmada karşılarındaki topluluğun kendisinden başkasını istemediklerini ve eğer O’nu (Hz.İmam Huseyn’i - Allah'ın selâmı üzerine olsun) elde ederlerse şaşkınlıklarından başkaları ile uğraşmayacağını söyleyip gitmeleri için izin verdi. Şöyle buyurdu: “Bu düşmanlar ile günümüzün yarın olduğunu zannediyorum. Size izin verdim. Öyleyse hepiniz gidin. Üzerinizdeki biatimi çözdüm. Benden yana size bir kınama yoktur. Gece sizi kaplamıştır. Öyleyse onu deve (binek) edininiz. İçinizden her bir, hane halkımdan birinin elinden tutsun (tutup götürsün). Allah hepinizi hayırla mükafatlandırsın. Topraklarınızın ve şehirlerinizin farklı farklı yerlerine dağılınız.”

Topluluk içerisinde ilk söze başlayıp konuşan kardeşi Hz.Ebulfazl Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) idi. Son derece basiretli, vefâkâr ve hamiyetle dolu bir yarenin vereceği bir cevap vermişti. Başkalarının İmamları Hz.İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) nasıl sevdiklerini açmaları için bir cevap oldu. Kalkıp şöyle dedi:

“Niye yapalım ki bunu! Senden sonra kalmak için mi?! Allah bize o günü göstermesin!”

Bunun üzerine diğerleri de kalkıp buna benzer sözler söylediler. Hz.İmam Huseyn (Allah'ın selâmı üzerine olsun) de güzel duyguları için onlara teşekkür edip son derece derin imanları ve ihlaslarından övgüyle söz ederek şöyle buyurdu: “Kuşkusuz ben dostlarımdan daha vefalı dostlar ve hane halkımdan daha fazla akrabaya yakınlık gözetip iyilik yapan bir hane halkı bilmiyorum. Öyleyse Allah benden yana (benim adıma) sizi hayırla mükafatlandırsın!”

İşte bu büyük şeref nişanına ilk nail olan Hz.Ebulfazl Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) idi...