Büyük Taklit Mercîi Ayetullah Uzma Feyyaz’dan zafer münasebetiyle mesaj ve zaferin iki husus sayesinde gerçekleştiği vurgusu

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın ismi ile.

Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun. Allah Hz. Muhammed’e ve O’nun pek pâk, pek güzel (kokulu) soyuna salât eylesin.

Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Birbirinizden meydana gelen sizlerden erkek olsun, kadın olsun, iş yapanın işini asla boşa çıkarmam. Hicret edenlerin, memleketlerinden çıkarılanların, yolumda ezaya uğratılanların, savaşan ve öldürülenlerin günahlarını elbette örteceğim. Hiç şüphesiz onları, Allah katından bir ödül olarak altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Ödüllerin en güzeli şüphesiz Allah katındadır.” (Al-i İmran 195)

Saygın Irak halkının sabreden mücahitlerine selâm olsun...

Sizlerin gönlünde de bizim de gönlümüzde aziz bir münasebet belirmiştir. Bu gönüllerimizi saygı ve tazim ile dolduran şerefli bir hatıradır. Başka türlüsü ne mümkün?! (Bu) Resûl-i Ekrem Hz. Muhammed’in (Allah’ın en üstün salât ve selâmı O’na ve Soyu’na olsun) doğumu hatırasıdır. Ancak bu günler (ayrıca) bir kerem daha yüklü ve (başka bir güzel) kokuyla daha buram buram kokmaktadır. Çünkü (bu mubarek münasebete) gücünü O’nun (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) adaleti ve mesajının nurundan ve yolunun ılımlılığından ve hoşgörüsünden alan manevî zaferler ve hakkanî kazanımlar tevafuk etmiştir.”

“Çünkü müminler; karanlığı ve zulmü ile vatanın güneşini kaplamak üzere olan, hastalıkları ve kinleri ile nefretleri ve kinleri getiren ve DAİŞ (DEAŞ,IŞİD) teröristleri tarafından temsil edilen karanlığa, vahşi teröre karşı ayaklanıp mücadele etmişler (ve muzaffer olmuşlardır).”

“Bu münasebetle sizleri kutluyor; Yüce Allah’tan bizi de sizi de O’nun ( Hz. Muhammed’in - Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) yolundan ve yaşantısının izinden gitmeye, din ve dünya işlerinde basiret üzerinde olmaya muvaffak kılmasını niyaz ederiz. Böylece sözleri ile de yaptıkları ile de, hakka hem el hem ayak olan ve (eşrardan) kötülerden (bu yönleri ile) ayrılan ve ebrârdan (iyilik dolu kimselerden) olabilelim.”

“Kardeşlerim; DAİŞ (DEAŞ,IŞİD) ve onlarla aynı görüntüde olan terör çetelerinin fitnesi; eğer etkin iki iş olmasaydı kabre gömülmez, safhaları kapanmazdı.”

“İlki: Necef-i Eşref’teki Yüce Dini Merceiyet’in farkındalığı ve terör tehlikesinin patlak verdiği durumları ölçüp biçmesi. Bu yığılıp biriken bir deneyimin, İmamlar’ın (Hepsine selâm olsun) tarihi duruşlarını anlayıp benimsemeden yararlanarak (elde edilen) hikmetten, bu memleketi bir araya getirmeye ve yapısının çatlatılmasına engel olmaya yönelik (samimi) bir arzudan gelmektedir. Böylece eli silah tutan kimseleri DAİŞ ve terörünün tehlikesine karşı durmaya teşvik eden duruşu ile Yüce Allah’ın şu buyruğunun sadâsı olmuştur: “Kendileriyle savaşılanlara (müminlere), zulme uğramış olmaları sebebiyle, (savaş için) izin verildi. Şüphesiz Allah, onlara yardım etmeye güç yetirendir. Onlar sadece, “Rabbimiz Allah'tır” demelerinden dolayı haksız yere yurtlarından sürgün edilip çıkarılan kimselerdir. Eğer Allah'ın, insanların bir kısmıyla bir kısmını defetmesi olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın isminin çokça anıldığı mescitler, muhakkak yerle bir edilirdi. Allah kendine (dinine) yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, güçlüdür.”

“Aynı şekilde Yüce Dini Merceiyet ilimler havzasındaki evlatlarını müdafaada bulunan savaşçıların kalplerini güçlendirmek için savaş meydanlarına katılmaya teşvik etmiş ve aralarında ilmin faziletini, cihad ve şehadet faziletiyle bir araya getirmiş kimselerin de bulunduğu aziz yıldızları (evlatlarını) şehid olarak takdim etmiştir.”

“İkincisi: Halkın evlatlarının kifai müdafaa fetvasına verdiği başarılı ve hızlı icabeti. Seferberliğin en üstün biçimiyle ve amacı gerçekleştiren bir şekilde (seferber olmuşlardır). Tüm kesimlerden ve birliklerden (seferberlik açısından); mal ve can ile, eli açıklık ile destansı bir hal ve aydın bir portre yaşanmıştır. Ta ki işiniz tamamlanıp sabrınız ve cihadınız meyve verinceye zorluk çözülünceye dek (devam etmiştir). Bu da sizin için şaşılacak şey değildir. Siz daha önce de saygınlık duyulan işlerde öncü idiniz. Zulüm ve haksızlık ne zaman etrafı çevrelemek istese devrim yapıp batılın kökünü kazıyan, belini kıran ve onu günah ve hüsran içerisinde gerisin geri yollayan atalarınızın miras bıraktığı tomurcuklarsınız. Yirmi devrimi bizden ve sizden uzakta değil. Aynı şekilde çetin zamanında Irak’ın zulme boyun eğmez halkının ve güvenlik güçlerinin yanında samimi duruş sergileyen ve zorluğunun kalkmasına katkıda bulunan herkese teşekkür etmeyi de kaçırmıyoruz (ihmal etmiyoruz).”

“Ve daha sonra. Partilerin Yüce Allah karşısında ve bu mazlum halk karşısında sorumluluğu; temel ve kök (düzeyinde) ıslahlar gerçekleştirmelerini ve entellektüellerden, nezih şahsiyetlerden, düşünürlerden ve müminlerden oluşan doğru, gerçekçi bir temele dayalı bir hükümet oluşturmalarını zorunlu kılar. Üzerlerine düşen kendi kesimi ya da inancını baz alan kotayı kökünden sökmektir. (Böyle yapmalılardır) ki devlet memleketin işlerini düzene koyabilsin, içinde bulunduğu bu trajik durumdan çıkarsın ve yetkililerin maaşlarını, ayrıcalıklarını, emekliliklerini, gezilerini, tedavi masraflarını, bekçilerini vb (masraflarını) hafifletsin (azaltsın).”

“Yolsuzluk yapanları suçlu hale getirerek memleketi ıslah etmeye gelince; bunda bir kötülük yoktur. Ancak kota sistemi var olduğu müddetçe memleket ilk kareye (aynı tas aynı hamam durumuna) geri döner de döner.”

“Son olarak şunu diyoruz: Ey saygın halkın evlatları. Biz sizin için aydınlık bir gelecek gözlemekteyiz ve işlerinizin bir araya gelmesi, söz birliğiniz, saflarınızın kaynaşması için dua ediyoruz. İstikrar için hazır olabilesiniz, memleketi asayiş kuşatsın; ilkelerinizi, dininizi, kimliğinizi, asaletinizi, mukaddes değerlerinizi koruyabilesiniz (için). Saygın memleketinizi muhafaza ediniz. Allah adımlarınızı isabet üzere attırsın, işinizi toparlasın ve tuzak kuranların tuzağını onlara çevirip boğazlarına çalsın.”

“Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri üzerinize olsun...”

“Muhammed Ishak Feyyaz”

“17 Rebiülevvel H.1439”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: