Yüce Dini Merceiyet’in zafer hutbesinden: “Kifai müdafaa fetvasına icabet edenler ne paraya ne de mevkiye tamah etmişlerdir. Yolsuzluğa karşı mücadelenin teröre karşı mücadeleden aşağı kalır bir yanı yoktur”

Yüce Dini Merceiyet geçtiğimiz Cuma günü zafer hutbesinde kifai müdafaa fetvasına icabet edip katılanlarla ilgilenilmesi çağrısında bulundu. Onların iyi niyetlerinin ve üst seviyedeki itibarlarının siyasi emeller elde etmek için kötüye kullanılmaması uyarısında bulunan Yüce Dini Mercieyet; bunun o mukaddes niyetlerin çiğnenmesine yol açacağını ifade etti.

Yüce Dini Merceiyet ayrıca hutbenin son bölümünde şerefli Iraklıların; eğer güzelce, ustaca ve kesin kararlı bir şekilde mücadelerini yönetirlerse – Allah’ın yardımıyla - yolsuzluğa karşı mücadele edip muzaffer olacak güçte olduklarını söyledi. Yüce Dini Merceiyet’in bu sözleri yolsuzluğa karşı mücadele için ciddiyetle harekete geçilmesi ve anayasanın uygulanıp kanuni çerçevelerde hareket edilmesinin zorunluluğuna vurgu yapıyor. Yüce Dini Merceiyet’in son bölümdeki sözlerinden Irak’ta önümüzdeki sürece damgasını vuracak olan şeyin yolsuzlukla mücadele olacağı anlamını çıkarmak da mümkün.

İşte hutbede geçen ilgili bölüm:

“Geçtiğimiz yıllarda kifai müdafaaya katılanların çoğunluğu erişecekleri bir dünyaya (dünyevi şeylere) nail olmak ya da bahtının keyfini sürecekleri mevkilere gelmek için katılmamıştır. Merceiyet’in çağrısına icabet edip dini ve vatanî ödevlerini yerine getirmek için savaş cephelerine atılmışlardır. Onları buna iten; Irak’a ve Iraklılar’a duydukları sevgi, Iraklı kadınların namusunun DAİŞ eliyle çiğnenmemesi için duydukları hamiyet ve mukaddes değerleri teröristlerin kötülüğünden korumaya yönelik duydukları özen olmuştur. Bu yüzden de niyetleri herhangi bir dünyevî kazanımdan arındırılmış, halis niyetlerdi. Bundan ötürü de herkesin gönlünde son derece saygın bir yer kazandılar ve halkın farklı farklı kesimlerinin ortamlarında üstün bir yere sahip oldular. Onların sahip olduğu o yere ne herhangi bir partinin ne de bir siyasi akımın konumu (itibarı) yaklaşamaz. Bu üstün konumu ve güzel itibarı korumak ve bunu siyasi gayeler gerçekleştirmek için suistimal etmemek zorunludur. Sonuçta bu, bu mukaddes ünvanın çözülmesine yol açacaktır; tıpkı o iddiada bulunan bazı kimselerce yapılan hataların ve işlenen suçların sonucunda başka saygın ünvanların çözülüp gittiği gibi.”

“Yolsuzluk ve yolsuzluk yapanlara karşı ciddiyetle ve aktif bir şekilde hareket etmek önümüzdeki aşamanın önceliklerinden sayılmaktadır. Öyleyse biçimsel ve göstermelik icraattan uzak; kanuni çerçevelerde ve pratik, gerçekçi planları aktif hale geçirerek mali ve idari yolsuzluk ile savaşmak olmazsa olmazdır. Yolsuzluğa karşı savaş – her ne kadar uzun süredir gecikmiş olsa da – teröre karşı mücadeleden daha az azılı değildir; (tabi) daha da çetin ve daha da acımasız değilse. Teröre karşı savaşta yiğitçe çarpışan şerefli Iraklılar da – Allah’ın yardımı ile – yolsuzluğa karşı savaşıp zaferle çıkabilecek kudrete sahiptirler; (tabi ki) eğer (bu savaşı) güzelce, ustaca ve kesin kararlı bir şekilde idare ederlerse.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: