Şehit ailelerinden Merce-i Âlâ Seyyid Ali Sistanî’ye (Bereketli gölgesi daim olsun) imzalı mektup...

Mukaddes Hz. Huseyn ve Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Türbeleri Genel Sekreterlikleri tarafından Hz.İmam Huseyn, Kardeşi Hz.Ebulfazl Abbas ve Oğlu Hz.İmam Seccâd’ın (Allah'ın selâmı hepsine olsun) mubarek doğumlarını anmak amacıyla organize edilen XIV. Uluslararası Şahadetin Baharı Kültür Festivali başladı. Sloganı “Hz.İmam Huseyn (O'na selâm olsun) ile devrimci ve fetva ile muzafferiz” olarak belirlenen festivalin açılış töreni 3 Şaban 1439 (20 Nisan 2018) Cuma günü düzenlendi.

Törenin kapanışında Necef-i Eşref’teki Yüce Dini Merceiyet’in Irak’ı, halkını ve mukaddes değerlerini DAİŞ (DEAŞ,IŞİD) teröristlerine karşı müdafaa çağrısına icabet edip savaşan ve şehîd olan kahramanlarının aileleri tarafından yazılan bir mektup okundu. Irak’ın kuzeyinden güneyine kadar şehit ailelerinin imzaladığı mektup Necef-i Eşref’teki Merce-i Âlâ Ayetullah Uzma Seyyid Ali Huseynî Sistanî’ye (Bereketli gölgesi daim olsun) yazılmıştı. Mektupta şunlar yazıyordu:

“Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın ismi ile.”

“Fedâ olduğumuz Efendimiz ve Şefkatli Babamız; Merce-i Âlâ Seyyid Ali Sistanî’ye (Bereketli gölgesi daim olsun)...”

“Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun. Allah-u Teâlâ Hz. Muhammed’e ve pek Pâk, pek güzel (kokulu) Soyu’na (Ehlibeyti’ne) salât eylesin!”

“Hakîm olan Allah, Mecîd Kitabı’nda şöyle buyurmuştur: Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın ismi ile. ‘Allah, risaletini nerede kılacağını daha iyi bilendir...’ Aliyy-i Âzîm (Pek yüce, pek ulu) olan Allah doğru söylemiştir.”

“Bu kelimeleri içimizde senin bize de ümmetin hepsine de baba olduğuna dair tam bir inançla ve bundan hiç kuşku duymaksızın yazıyoruz. Senin evlatların olarak anılmaktan daha büyük bir menzileti umuyor da değiliz. Zaman ile mekânın gereklerini ve sevgili Irak’ımız ile Hz. Muhammed Soyundan olan Pâk Sülale’nin (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) Mukaddes Ziyaretgâhları, diğer mukaddes değerleri, tartışmasız inançsal değerleri ve asil örfünü kuşatan tehlikeleri hissetmenizden; o bereketlerle dopdolu mukaddes fetvanız gelmiştir. Memleketi ve ümmetin geri kalanını şeytanî planların şerrine karşı uyandırdı. Böylece Allah-u Teâlâ çarçabuk onların tuzağını kendilerine çevirdi ve hayal kırıklığı ile hüsrandan başka bir şey elde edemediler. Bu da bu bağışı, vergisi bol ümmetin benzersiz icabeti sebebiyle oldu. Genciyle yaşlısıyla erler mukaddes çağrıya icabet etmek için birbiri ile yarıştı. O (mücadelede) babalarımız ve kardeşlerimiz kanlarıyla izzetin, iftiharın ve feda olduğumuz din ile aziz vatanımız uğruna fedakarlığın (destanını) yazdılar. Bununla Ebu Abdullah Hz. Huseyn (O'na selâm olsun) Efendimiz ile ahitleşmenin, O’na bağlılığın ve hak ile hak ehlinin imdadına koşmanın anlamını somutlaştırdılar. Siz Efendimiz; üstün babacan mevkîinizden daha fazlasını mümkün olmayacak kadar öz söz, büyük övgü, güzel gamküsarlık ettiniz. Sizden – selâmetiniz daim olsun – aktarılan ‘Irak toprağını pâk kanlarıyla sulayan iyilik dolu şehitlere vefânın en alt derecesi; onların yetim ve dullardan oluşan ailelerine bakıp onlarla ilgilenmektir’ sözü (bunun bir kanıtıdır). Bizler (şu anda) Hz. Nebiyy-i Âzam’ın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) kızının oğlu Hz.İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) doğumunu o fetvâ ve o kanlar ile fedakârlıklar sayesinde anabiliyoruz. Yüce Allah’tan şehitlerimize merhamet etmesini, gazilerimizi afiyete kavuşturmasını, mücahitlerimize sabır ile sebat ile minnet buyurmasını (lütfetmesini) ve biz Müslümanların genelini sizin uzun süre kalmanızla faydalandırmasını niyaz ederiz.”



“Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri üzerinize olsun...”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: