DAİŞ’e (DEAŞ,IŞİD) karşı kazanılan destansı zaferin kahramanlarından: Şehîd Seyyid Visâm Şerîf el-Musavî…

Genellikle uygar halklar; tarihe adını kazıyan kahraman ve büyükleri ile iftihar eder, hikayelerini anlatır, sergiledikleri duruşları gelecek nesillere anlatır ve onlar hakkında kitaplar yazar. Bunu da onların yaşantılarını peşinden gidilecek birer yaklaşıma dönüştürmek için yaparlar. Büyük şahsiyetlerden ve kahramanlıklardan söz etmişken; bizlerin de bildiği Allah yolunda mücadeleye dair gurur ve iftihar kaynağı destansı duruşları ölümsüzleştirmemiz daha yerinde olacaktır. Zira Iraklı gencin gerek 1920 devriminde gerekse de 1991 yılındaki Şaban Ayı İntifadası’nda yazdığı destanları okuyan kimse ister istemez saygı ve iclâl duygusuna kapılacaktır.

İşte o ataların bir uzantısı da Şehîd Seyyid Visâm Şerîf el-Musavî (Allah O’na rahmet eylesin). Ehlibeyt (Hepsine selâm olsun) soyundan gelen ve sevgileri ile bilinen bir aileden gelen merhum şehîd; imanlı ve takvalı bir ana ve babanın terbiyesi ile yetişti. Huseynî bir hatip ve meddâh olarak büyüdü ve sesini Ehlibeyt’in (Hepsine selâm olsun) matemlerini yaşatmaya adadı. Basra eyaletinde çokça matem meclisleri düzenliyordu. 2003 yılından sonra Yüce Dini Mercii Ayetullah Uzma Seyyid Ali Huseynî Sistanî’nin (Bereketli gölgesi daim olsun) bürosunda çalıştı. Irak’ın Amerikalılar tarafından işgal edildiği dönemin başında gönüllü olarak hükümet kurumlarının ve bunlardan biri olan Kerbelâ’daki Hz. Huseyn (O’na selâm olsun) Hastanesi’nin korunmasında gönüllü oldu. 2014 yılında Mukaddes Hz. Huseyn ve Hz. Abbas (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Türbeleri’ne bağlı Beynel-Haremeyn-i Şerîfeyn Bölümü’nde çalışan personel olarak işe başladı. Sahip olduğu lider ve adil kişilik sebebiyle çoğu zaman aşiretler arasındaki sorunları çözmeye katkıda bulunuyordu. Irak’ın gerek ortası gerekse de güneyinde yer alan aşîretlerin büyükleri ile arasında güçlü bir ilişkisi vardı.

Hz. Huseyn’in (O’na selâm olsun) şehri Mukaddes Kerbelâ’da yaşadı. İyi kalpliliği, üst düzey ahlâkı ve yüzünden silinmeyen gülümsemesi ile ön plana çıkıyordu. Dini İlimler Havzası’nda okudu ve hanîf dinin öğretilerine de Pâk İmamlar’ın (Hepsine selâm olsun) öğretilerine de sıkı sıkıya bağlı kimselerdendi. DAİŞ (DEAŞ,IŞİD) denen şer ve terör güçlerine karşı silahlı mücadele edilmesine çağıran mubarek fetvanın yayınlanması sonrası gönüllü oldu ve Hz.Abbas (O’na selâm olsun) Savaş Tümeni kurulduğundan itibaren bünyesindeki teşkilatlarından birinin saha içi komutanlarından biri oldu. Çok sayıda çarpışmaya girdi ve DAİŞ teröristlerini avlarken onlara unutulmaz kahramanlık ve fedakârlık dersleri verdi. Sıra Beled şehrinin batısında yer alan Seyyid Ğarîb isimli bölgenin teröristlerden temizlendiği çarpışmaya gelmişti. O çatışmada düşmanın kanaslarından birinin ateşi ile kanlarına büründü ve öğle ezanı vaktinde şahadet şerefine nail oldu.

Savaşın en ön siperlerinde coşkulu şiirler okuyan şehidin naaşı; çarpışmanın şiddeti ve ateşin yoğunluğu nedeniyle savaş meydanında bir günden daha uzun süre alınamadı.

İzzetli olasın, Allah yolunda diri olarak kazandığın ölümsüzlük mubarek olsun sana ey yiğit! Tarih yazıp vatan toprağı ve mukaddes değerleri için en hayırlı şekilde mücadele ettin; ecelin gelinceye ve şahadet nişanı ile şerefleninceye dek Allah yolunda çarpıştın! Ne mutlu sana! Allah sana rahmet eylesin!
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: