Kerbelâ, şimdi… Milyonlar Hz.İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) Tasua merasimini anıyor ve Facia gününe hazırlanıyor

Muharrem-i Haram ayının ilk on gününün hüzün ve keder duygularını kabartan etkisi her zaman kalacaktır. Geçen günler ile birlikte duyulan hüzün tırmanır ve Tasua günü sonunda zirveye tırmanır. (Bilmeyenler için: ‘Tasua’ Arapça ‘Dokuzuncu gün’ ve ‘Aşûra’ da ‘Onuncu gün’ü ifade eder.) Zirâ Muharrem-i Haram ayının dokuzuncu gününde Rabbimizin seçkin kulları kanlarını hanîf din uğruna feda etmek için hazırlanmışlardır. Aşûra günü büyük facianın günü ise Tasua da onun tüm detaylarıyla mukaddimesi anlamına gelir. Mümin kalpleri kan ağlatan bu gecede Hz. Huseyn (O’na selâm olsun) aşıkları Cennet Gençlerinin Efendisi’nin (O’na selâm olsun) sevdikleri ile vedalaşmasını anar. Zira Hz.İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) müşerref bakışları bu gecede çadırların üzerinde geziniyordu. Yarın dostları ve hane halkının başına neler geleceğini çok çok iyi biliyordu…

Bu yüzden de bu faciayı anan Ehlibeyt (Hepsine selâm olsun) aşıkları; Allah-u Teâlâ’nın ve Resûlü’nün Hanedânı’nın başına Kerbelâ’da gelen musibetleri anmayı adet haline getirmiştir. Bu geleneğin kalbi de Hz.İmam Huseyn’in ve Kardeşi Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhlarında ve aralarında bu geceyi ibadet ve matem ile geçirirler. Hz.İmam Sadık’tan (O’na selâm olsun) bu musibet ile ilgili olarak şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Tasua günü; Huseyn’in ve dostlarının Kerbelâ’da muhasara altına alındığı, Şamlıların atlıların toplanıp develerini onun üzerine (onu öldürmek için) ıhdırdıkları, İbn-i Mercâne ile Ömer bin Sad’ın gelenatların çokluğu ile sevinip Huseyn’i ve dostlarını zayıf gördükleri ve Huseyn’e ne bir yardım eli uzatacak ne de Irak’tan ona bir yardım gelmeyecek diye emin oldukları bir gündür.”

Tasua, Hicri 61 yılı Muharrem ayının dokuzuncu günüdür. Bu günde Kûfe ordusu; Hz.İmam Huseyn’in ve dostlarının (O’na ve dostlarına selâm olsun) etrafını sarıp suya ulaşmalarını engellemişler ve kimsenin Hz.İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) kampına katılmaması için tüm yolları kontrol altına almışlardır. Ömer bin Sâd’ın ordusunun tehditlerinin tabiatı artık daha ciddi olmuş ve çadırlara saldırmaya daha çok hazır hale gelmişlerdir.

Tasua bir Perşembe günüydü. Öğleden sonra saatlerinde Ömer bin Sad, İbn-i Ziyad’dan bir emir aldı. Bunun üzerine Hz.İmam Huseyn (O’na selâm olsun) ile savaşmaya başladı. Kufe ordusundan bir güruh da çadırlara saldırdı. İmam o sırada çadırının yanında oturuyordu. Kılıcına yaslanmış, gözleri kapanmış; birazcık uykuya dalmıştı. Hz.Zeyneb (O’na selâm olsun) saldırganların gürültüsünü duyunca çabucak Ağabeyi’ni (Allah’ın selâmı üzerine olsun) uyandırdı.

Uyandığında hemen ona gördüğü rüyayı anlattı. Hz. Resûlullah’ı (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) görmüştü ‘Bize doğru gidiyorsun’ diye buyuruyordu. Bunun üzerine Hz.İmam Huseyn, kardeşi Hz.Abbas’ı (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) beraberinde seçkin dostları (Hepsine selâm olsun) ile birlikte saldırganların hedefinin ne olduğuna dair bilgi almak için yolladı.

Ya onunla savaş ya da ondan biat almak için geldiklerini duyunca o geceyi ibadet ve namaz ile geçirmek için süre istedi. Onlar da savaş işini ertesi sabaha bıraktılar…
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: