“Bağışın Allah için (oldu) ey Habib; Sen Kur’ân’ı bir gecede hatmeden fazîletli bir kimse idin…”
Ebu Abdullah Hz.İmam Huseyn (O’na selâm olsun) işte bu sözlerle dostu Habîb b. Mezâhir-i Esedî (Allah O’ndan razı olsun) ile vedâlaştı. Namazı, hidayet üzere oluşu, takvası, cesareti, yiğitliği, imanı ve sapasağlam duruşu ile tanınan Habîb; hak sözün ve kendi zamanının İmamı’nın müdafaası uğruna şehîd düştü ve böylece İslam’ın kahramanlarından biri olarak adını tarihin levhalarına kazıdı.
Kuşkusuz her köklü Huseynî de Kur’ân-i Kerîm’i çok okuyup üzerinde çok düşünen ve hükümlerine göre amel eden bir kimse olur. Zira Şehîtlerin Efendisi’nin (Allah’ın selâmı üzerine olsun) ölümsüz çağrısına icabet de Muhammed ve Âl-i Muhammed (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) yolunun devamına hizmet de ancak bununla mümkün olur.