Konuşmasıyla da, görünümüyle de, ahlakıyla da insanlar içinde Allah Resûlü’ne
(Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) en çok benzeyen kişiydi… Hz.İmam Huseyn’in
(O’na selâm olsun) “Ali” adındaki evlatlarının içinde yaşça en büyüğü olduğu için “Ekber” lakabı ile anılır. Kerbelâ Olayı’nda Hz.İmam Huseyn’i
(O’na selâm olsun) babası olduğu için değil, zamanının İmamı olduğu için hakkını tanıyarak müdafaa etmiş ve bu kutlu uğurda şehîd olmuştur. Şehitlerin Efendisi’nin
(O’na selâm olsun) nezdinde Hz.Ali Ekber’in
(O’na selâm olsun) çok büyük ve çok özel bir yeri vardı. Savaş meydanına inmek için izin istediğinde Hz.İmam Huseyn
(Allah’ın selâmı üzerine olsun) şöyle buyurdu: “Allah’ım şu kavme karşı şahid ol! Resûlün Muhammed’e
(Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) insanlar içinde yaradılışı, ahlakı ve konuşmasıyla en çok benzeyen bir oğlan çıkmaktadır onların karşısına!” Sonra izin verip şöyle buyurdu: “Ne hayırlı bir evlatsın; Allah seni bir evladı babasından yana ödüllendirebileceği en hayırlı mükafat ile ödüllendirsin…”
Meydana indiğinde üç gündür susuz olmasına rağman unutulmaz kahramanlıklara imza atan, arslanlar gibi amansızca savaşan ve düşmanın önde gelen savaşçılarını bile yere yığan Hz.Ali Ekber
(Allah’ın selâmı üzerine olsun); Mustafâ’nın, Murtezâ’nın ve Fatıma Zehrâ’nın
(Allah-u Teâlâ Onlar’a ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) torunu olmanın ne demek olduğunu düşmana gösterdi. Şehitlerin Efendisi’nin
(Allah’ın selâmı üzerine olsun) müdafaasında destanlar yazdıktan sonra şehâdet şerbetini içen Haşimî yiğidi; tarihin sayfalarına adını altın harflerle yazdı.
Hz.Ali Ekber
(Allah’ın selâmı üzerine olsun) geçen yüzyıllara rağmen; Ehlibeyt
(Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) mektebine mensup mümin gence dinin, mukaddes değerlerin, ilkelerin ve hak sözün müdafaasını öğreten bir örnek ve muazzam bir ilham kaynağı olmuştur.
العربية
English
فارسى
اُردُو
Français
Deutsch
Kiswahili
Español
