Rebîülevvel’in ikinci günü: Esirler Kervânı yeniden Medîne’de…

Hicri 61 senesinde Rebîülevvel ayının ikinci gününde Ehlibeyt (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) hanedânına mensup Esirler Kervânı Medîne’ye geri geldi. Hz.Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) kızları ve gelinleri; Kerbelâ Faciası’nda yitirdikleri şehîdleri ve ardından yaşadıkları esaret musibetlerini anıp gözyaşlarına boğuldular. Medîne’de bu sırada başka bir hazîn hadîse daha yaşanmıştı; Hz.Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) eşi ve Müminlerin Annesi Hz.Ümmü Seleme, Hz.Huseyn’in (Allah’ın selâmı üzerine olsun) katledilmesinden bir ay sonra bu faciaya duyduğu hüzün ve kederin etkisiyle vefât etmişti…

Hz.İmam Zeynelabidîn (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Medîne’nin eteklerine varınca inip otağını kurdu ve Hz.İmam Ali (Allah’ın selâmı üzerine olsun) hanedânına mensup hanımefendileri indirdi. Yanında Bişr b. Hazlem vardı. Ona şöyle buyurdu: ‘Ey Bişr; Allah babana rahmet eylesin, şair bir kimseydi. Sen de bir parça (şiir okumaya) güç yetirebilir misin?’ O da ‘Evet, Ey Allah Resûlü’nün evladı’ deyince Hz.İmam (Allah’ın selâmı üzerine olsun) şöyle buyurdu: ‘Öyleyse Medîne’ye gir ve Ebu Abdullah’ın ağıdını yak…’

O da Medîne’ye doğru gitti. Mescid-i Nebevî ‘ye varınca gözyaşları içerisinde şu beyitleri okudu:

(Çevirisi)

Ey Yesrib (Medîne) halkı yok size kalacak yer burada

Huseyn öldürüldü, akıt oluk oluk gözyaşlarını öyleyse

Bedeni yatar, bürünmüş kanlarına Kerbelâ’da

Başı ise diyar diyar gezdirilir mızrak ucunda!

Bunu duyan halk Mescid-i Nebevî’ye ağlayıp gözyaşlarına boğuldu ve daha fazla haber almak için Bişr’e doğru koştu. ‘Neler oluyor?’ diye sordular. Şöyle dedi: ‘İşte Huseyn’in oğlu Ali; halaları ve bacıları ile yanınıza geldiler. Ben onun elçisiyim size, O’nun konumunu bildiriyorum.’ Bunun üzerine kalabalık hüngür hüngür ağladı. Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) hanedânını karşılamak için hızla kaldıkları yerlere doğru gittiler. Kadınlar Nübuvvet Hanedânının hanımefendilerini, erkekler de Hz.İmam Zeynelabidîn’i (Allah’ın selâmı üzerine olsun) sarıp ağladılar. Tıpkı Hz.Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) şehîd olduğu gün gibi tüm şehre hüzün hakim olmuştu.

Hz.İmam Zeynelabidîn (Allah’ın selâmı üzerine olsun) etkileyici bir konuşma yaparak başlarına gelen katliamlar, esaret ve musibetleri anlattı. Konuşması için ayağa kalkacak gücü dahi yoktu; çünkü hastalık ve esaret işkencelerinin yaraları mubarek bedenini hırpalamıştı.

Konuşmasında Nübuvvet Hanedânı’nın maruz kaldığı katliamlar, esaret ve dağları tuzla buz edecek kadar ağır musibetlere değindi. Ardından Sasaa Hz.İmam’a atıldı; Hz.Huseyn’e (O’na selâm olsun) yaren olamama özrünü belirtip özür diledi. Hz.İmam (Allah’ın selâmı üzerine olsun) da Sasaa’nın özrünü kabul edip babasına rahmet okudu.

Sonra Hz.İmam (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Nübuvvet Hanedânı’nın hanımlarına doğru yürüdü, etrafları ağlayan kadınlarla sarılıydı. Hep birlikte Mescid-i Nebevî’ye geçtiler. Mescid-i Nebevî’ye geçince Hz. Zeyneb (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Mescidin kapısının kollarından tutup Allah Resûlü’ne (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) hitap etti ve taziyelerini sunup şöyle dedi: ‘Dedeciğim; sana Ağabeyim Huseyn’in ölüm haberini veriyorum…’

Böylece Hz.İmam Ali (Allah’ın selâmı üzerine olsun) hanedânına mensup hanımefendiler Şehitlerin Efendisi (Allah’ın selâmı üzerine olsun) için matem düzenleyip siyah kıyafetler giydiler ve en acıklı ifadelerle onun içişn ağıtlar yaktılar…
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: