Mukaddes Hz. Abbas'ın (a.s.) Türbesi'ne bağlı El-Cûd Damar İçi Sıvılar Fabrikası'nın müdürü Seyyid Haydar el-Keravi, projenin 17'den fazla bina, çeşitli laboratuvarlar ve bir bilgi sistemleri merkezi içerdiğini paylaştı.
El-Keravi, fabrikanın açılış etkinliklerindeki konuşmasında şunları söyledi: "Damar içi sıvı üretimi teknik açıdan zordur ve başarısı diğer çoğu ilaç endüstrisini aşar. Çünkü bu ürün doğrudan kan yoluna ve oradan tüm hayati organlara enjekte edilir. Bu (süreç de), tüm projelerde bulunmayan özelliklere sahip, tüm unsurlarıyla ideal bir çalışma ortamı gerektirir. "
El-Keravi ekledi: "El-Cûd Fabrikası'nın altyapısı 17'den fazla bina içeriyor ve çoğu çok katlı olarak inşa edildi. Ayrıca bilgi ve güvenlik kontrol binaları, konaklama ve üretim binaları, endüstriyel hizmetler (Dark utilities), dış garajlar ve iç yollar var. Bunlara ek olarak, Clean Utilities binaları, çeşitli laboratuvarlar ve bir bilgi sistemleri merkezi bulunuyor. Toplam inşaat alanı 8500 metrekareye ulaşıyor."
El-Keravi, üretim ve laboratuvar binasının özelliklerini detaylı bir şekilde anlattı. 2400 metrekarelik özel vinil zemin, ısıl kaynaklı bağlantılar, özel yüzey hazırlıkları ve 2000 metrekareden fazla steril bölme kurulumu gibi teknik detayları paylaştı.
Fabrika müdürü, soğutma sistemleri, su ısıtıcıları, hava kompresörleri ve enjeksiyonluk su hazırlama sistemleri hakkında bilgi verdi. Özellikle, Avusturyalı BWT şirketinden alınan ileri su arıtma sistemlerinin önemini vurguladı.
El-Keravi, şişe üretimi ve doldurma teknolojileri hakkında da bilgi verdi. ISBM ve BFS teknolojilerinin kullanıldığını ve bunların avantajlarını anlattı.
relatedinner
Fabrika müdürü, tesisin güvenlik sistemleri, otomasyon seviyesi ve laboratuvar ekipmanları hakkında da detaylı bilgi paylaştı. GMP ve GLP standartlarına uygunluk, ileri filtreleme sistemleri ve kapsamlı altyapı özellikleri hakkında açıklamalarda bulundu.
Haydar el-Keravi beye göre, proje yerel ve bölgesel ilaç pazarı üzerinde büyük bir etkiye sahip. Uzmanlar tarafından dünya standartlarında bir proje olarak değerlendiriliyor ve Irak'ta en iyilerden biri olarak kabul ediliyor. El-Keravi, bu başarının Hz. Abbas'ın (a.s.) Türbesi yönetiminin sınırsız desteği sayesinde mümkün olduğunu vurguladı.