Hz.İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) mubarek doğumuyla hidayet meşalesi alevlendi

Hicretin dördüncü senesinde mubarek Şaban ayının üçüncü gününde Medîne-i Münevvere Hz.İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) mubarek doğumuyla aydınlandı. Yaratılmışların En Üstünü’nün kızı, İki Cihan Seyyidesi Hz.Fatıma Zehrâ’nın (Allah’ın selâmı üzerine olsun) ve Vasîlerin Efendisi Hz.İmam Ali b. Ebî Talib’in (Allah’ın selâmı üzerine olsun) mubarek evliliklerinin yeni meyvesi dünyayı şereflendirmişti. Nübuvvet Hanedânı’nın bu mukaddes ferdi; Nübuvvet ve velâyet ağaçlarının ve “En Üstün”lerin buluşma noktası olmuştur. Zira Dedesi Allah Resûlü (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) yaratılmışların ve peygamberlerin en üstünü; Babası Müminlerin Emîri (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Vasîlerin en üstünü ve pâk, tertemiz vâlidesi Hz. Fatıma Zehrâ (Allah’ın selâmı üzerine olsun) da gelmiş geçmiş hanımların en üstünüdür. Nübuvvet çizgisinin uzantısı olan diğer Pâk Hidayet Önderleri de Hz.İmam Huseyn’in (Allah’ın selâmı üzerine olsun) mubarek neslinden devam etmiştir.

Hz.İmam Huseyn, Dedesi Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ Onlar’a ve Pâk Ehlibeytleri’ne salât eylesin) özel ilgisine mazhar olmuştur. Bu ilgi başlı başına O’nun ne kadar özel ve önemli olduğunun bir delilidir. Rivayetlerde Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) henüz çocuk iken Hz.İmam Huseyn ve Ağabeyi Hz.İmam Hasan’ın (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) sevgisini vasiyet ettiği nakledilmiştir: “ Her kim Hasan ile Huseyn’i severse ben de o kimseyi severim. Her kimi ben seversem Allah da o kimseyi sever. Allah (Azze ve Celle) bir kimseyi sevdi mi de o kimseyi cennete sokar. Her kim o ikisine (Hz.Hasan ile Hz.Huseyn’i – Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) buğz etti mi ben de o kimseye buğzederim. Benim buğzettiğim kimseye de Allah buğzeder. Allah bir kimseye buğzetti mi de onu ateşte ölümsüz (kalıcı) kılar!” Yine Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Huseyn bendendir, ben de Huseyn’denim. Huseyn’i seven kimseyi Allah sever. Huseyn kız evlattan olma torunlardan bir torundur.”

Hz.İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) mubarek doğumunda bazı kerâmetler vuku bulmuştur. Birisi de O’na isim verilmesi hakkındadır. Rivayette şöyle anlatılmaktadır:

Mubarek doğum gerçekleştikten sonra Allah Resûlü (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) Hz.İmam Ali’ye (Allah’ın selâmı üzerine olsun) “Evladıma ne isim verdin?” diye sordu. Hz.İmam Ali (Allah’ın selâmı üzerine olsun) şöyle buyurdu: “O’na isim vermede senin önüne geçecek değilim ey Allah Resûlü.” Bunun üzerine Allah Resûlü’ne (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) vahy indi; Allah’ın (Azze ve Celle) yeni doğan mubarek evladın adı ile ilgili buyruğu gelmişti. Allah Resûlü (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) Hz.İmam Ali’ye (Allah’ın selâmı üzerine olsun) baktı ve şöyle buyurdu: “O’na ‘Huseyn’ ismini ver.”

Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) Hz.İmam Huseyn (Allah’ın selâmı üzerine olsun) ile ilgisi sadece bununla kalmadı elbette. Sürekli mubarek ilgisine mazhar kılıyor, eşsiz benzersiz terbiyesiyle yetiştiriyor ve tabiri caizse üstlerine titriyordu.

İbn-i Abbas rivayette şöyle diyor: Peygamber (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) Hasan ve Huseyn’in korunması için şöyle dua eder “Her türlü şeytandan, zehri öldürücü hayvandan ve her türlü kem gözden Allah’ın tam kelimelerine sığınırım” ve sonra da “İbrahim de oğulları İsmail ve İshak’ın korunması için işte böyle dua ederdi” derdi.

Abdurrahman b. Avf ise başka bir rivayette şöyle demiştir: “Allah Resûlü (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) bana şöyle dedi: ‘Ey Abdurrahman, sana bir sığınma duası öğreteyim. (Bu) İbrahim’in evlatları İshak ve İsmail için ettiği korunma duasıdır; ben de Hasan ile Huseyn evlatlarımın korunması için öyle dua ediyorum.”

‘Dua edenin bilincinde olarak Allah yeter; Allah’ın emrinin ardından sonra kimse (ne atmak isterse istesin) atamaz.’

Bu da Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) evlatlarına duyduğu şefkâtin bir başka göstergesidir. Zira rivayette belirtildiği üzere; Allah Resûlü (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) evlatlarını zarar görmemesi ve nazara maruz kalmaması için bu şekilde dua ederek onları korumaktadır.

İşte bu mukaddes ilgi her geçen gün Hz.İmam Huseyn’in (Allah’ın selâmı üzerine olsun) şahsiyetine daha da fazla şekil verdi. Cennet Gençlerinin Efendisi (Allah’ın selâmı üzerine olsun) büyüdükçe büyüyor her geçen gün huyları, ahlakı ve sıfatlarıyla Dedesi Resûl-i Âzam’ı (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) yansıtan tavırlar ortaya koyuyor ve Dedesi’nin (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) mubarek sözlerini tasdik eden duruşlar sergiliyordu…

Allah’ın salât ve selâmı Hz.İmam Huseyn’e, Dedesi’ne, Babası’na, Annesi’ne, Ağabeyi’ne ve zürriyetinden gelen Dokuz Pâk İmam’ın üzerine olsun!...

Cennet Gençlerinin Efendisi Hz.İmam Huseyn’in (Allah’ın selâmı üzerine olsun) doğumu tüm müminlere ve müminelere mubarek olsun!
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: