Ramazan ayının onuncu günü: Müminlerin Annesi Hz. Hatîce’nin (O’na selâm olsun) vefâtı hatırası…

Nebevî bîsetin onuncu senesi ve o senenin de Ramazan ayının onuncu gününde Müminlerin Annesi ve Hz. Peygamber-i Ekrem’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) zevcesi Hz. Hatîce-i Kübra (Allah’ın selâmı üzerine olsun) vefât etti. Bu dünyadan ayrılmasıyla birlikte Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) kalbinde ve İslam ümmetinin gönlünde büyük bir yara ve hüzün bırakan Hz. Hatîce-i Kübra (Allah’ın selâmı üzerine olsun); Allah Resûlü’ne iman etme şerefine nail olan ilk kadındır. İbn-i Abbas’tan aktarılan bir rivayette şöyle geçmiştir:

“Allah Resûlü’ne erkeklerden ilk iman kimse Ali (O’na selâm olsun), kadınlardan da ilk iman eden kimse Hatîce’dir (O’na selâm olsun)

Hz. Hatîce (O’na selâm olsun) Allah Resûlü (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) ile evlendikten bir süre sonra başlayan tebliğ sürecinin en zor zamanlarında dahi eşinin yanında durmuş ve ilahi mesajın bildirilmesi esnasında çekilen sıkıntı, eziyet ve acıları paylaşmıştır. Kureyşli kafirler tarafından meydana getirilen türlü baskılar, sıkıntılar ve mali ambargo sonucu oluşan yokluk sürecinde eşine sınırsız destek verip yükünü hafifleten Hz. Hatice-i Kübra (Allah’ın selâmı üzerine olsun); imanlı hanımlar için çağlar boyunca ideal örnek ve model olmuştur.

Hz. Hatîce’nin (Allah’ın selâmı üzerine olsun) vefâtı hadisesi Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) kalbinde büyük bir yer kaplamıştır. Çünkü Hz. Hatice (Allah’ın selâmı üzerine olsun) sadece evlenmiş olduğu bir kadından ibaret değildi. Allah Resûlü Hz. Muhammed Mustafa’nın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) hayatını şefkâtle ve O’nun için fedâkârlıkla dolduran iman, kemâl ve fedakârlık konusunda model oluşturan bir hanımefendiydi.

Sahip olduğu tüm mal varlığını ve hatta kendisini dahi Beşeriyetin En Hayırlısı ve Peygamberlerin Efendisi (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) uğruna fedâ eden Hz. Hatîce (Allah’ın selâmı üzerine olsun); hem dünyanın hem ahretin şerefine nail oldu. Vefâtının Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) üzerinde ne kadar etkili olduğu; yüzündeki hazîn ifadeden açıkça görülebiliyordu. Aynı sene daha önce Amcası e Hamîsi Hz. Ebu Talib’i (Allah’ın selâmı üzerine olsun) de yitirmişti. İşte bu hüznün yoğun etkisinden ötürü o seneye “Hüzün yılı” adını vermişti. Hz. Hatîce’yi (Allah’ın selâmı üzerine olsun) yitirmiş olmanın acısı Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) mubarek gönlünde uzun süre devam etti.

“Envâr-us Sâti’a ve Şeceret-ut-Tûba” isimli kitapta bu hadise ile ilgili olarak şöyle geçmiştir: "Hz. Hatîce (Allah’ın selâmı üzerine olsun) vefât ettikten sonra Allah Resûlü (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) O’nun cenaze işlemlerine başladı. O’nu kefenlemek istediği vakit hz. Cebrail nazil oldu ve şöyle dedi: Ey Allah Resûlü! Yüce Allah seni sana özel selâmı ve ikramıyla selâmlamakta ve şöyle buyurmaktadır: ‘Ey Muhammed! Hatîce’nin kefeni bizdendir! Zira O; bizim yolumuzda malını bağışlamıştır!’ Sonra hz. Cebrail bir kefen getirip şöyle dedi: ‘Ey Allah Resûlü! İşte bu Hatîce’nin kefenidir. Cennetin kefenlerinden biridir; Allah bunu O’na hediye etmiştir!’ Allah Resûlü de Hz. Hatîce’yi kendi mubarek hırkasıyla ve ardından da hz.Cebrail’in getirdiği kefenle kefenledi. İşte böyle; hz. Hatîce iki kefenle kefenlenmiş oldu; biri Allah’ın kefeniydi, öbürü de Allah Resûlü’nün…”

Doğduğu günde, vefât ettiği günde ve yeniden diriltileceği günde Allah’ın selâmı Hz. Hatîce Kübra annemizin üzerine olsun!
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: