“Allah’a andolsun, yıkıldı Hidayetin direkleri…”

Hicri kırkıncı senede Ramazan ayının on dokuzuncu gününün şafağında İslam âlemi İnsani adaletin sembolü ve Hz. Peygamber’e (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) ilk iman eden kimsenin yaşadığı facia ile çalkalandı. İslam’ın ilk ve en güçlü savunucusu, inkarcıların ve münafıkların korkulu rüyası, Allah Resûlü’nün ‘Nefsimdir (Canımdır)’ ve ‘Kardeşimsin’ diye buyurduğu, kızı Hz. Fatıma’yı evlendirdiği, Müminlerin Emîri ve Vasîlerin Efendisi suikaste uğramıştı. Hz.İmam Ali b. Ebi Talib (Allah’ın selâmı üzerine olsun) namaz kılarken bedbahtların en bedbahtı İbn-i Mülcem (Allah’ın laneti üzerine olsun) gelmiş ve eşi benzeri görülmemiş bir hainlik işleyerek Hz.İmam’ın mubarek başına kılıcını indirmişti…

Şimdi biraz geri gidelim. Sıffîn savaşında Müminlerin Emîri’ne (Allah’ın selâmı üzerine olsun) başkaldıran güruh Hakem isteriz diye tutturmuştu. Hakem Olayı’nda verilen kaypakça hükmü gören bu grup rezil olmuş ve ardından hatalarını itiraf etmek yerine hepten kibre kapılıp “Haricî”ler denen bir grup oluşturdular. Hz.İmam Ali (Allah’ın selâmı üzerine olsun) onlara doğru yola dönmeleri için çokça fırsat sunmasına rağmen azdıkça azdılar; özel bir askeri güç kurup Hz.İmam Ali’nin (Allah’ın selâmı üzerine olsun) kanını da O’nun ordusundaki askerlerin de kanını – sözde – mubah ilan ettiler. Ardından birbirinden iğrenç terör eylemleri işleyip Hz.İmam (Allah’ın selâmı üzerine olsun) ile savaşmak için her türlü hazırlıklarını yaptılar. Hz.İmam (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Nehrevan Savaşı’nda onlarla savaştı ve hezimete uğrattı.

Bu sapkın fikirlere sahip bazı kimselerden geri kalan birkaç kişi Mekke-i Mükerreme’de bir araya geldiler. Vaziyetlerini ve içlerinde bulundukları berbat durumu tartıştılar. Sonra da Müminlerin Emîri’ne (O’na selâm olsun) suikastte bulunma kararı aldılar. Bu iğrenç kararı uygulamayı Abdurrahman İbn-i Mülcem el-Muradî isimli soysuz bir alçak üstlendi. Hicri kırkıncı senede mubarek Ramazan ayının on dokuzuncu gününün şafağında İbn-i Mülcem isimli cani; Kufe Mescid-i Şerîfi’nde sabah namazının nafilesini kılan Müminerin Emîri’ne (O’na selâm olsun) arkadan saldırıp kılıçla mubarek başına vurdu. Ümmet’in Şam’daki Muaviye’nin başını çektiği azgın güçlere karşı zaferi gözlediği günlerde İslam ümmetinin başkomutanı işte böyle bir darbe almıştı…

Hz.İmam Ali (Allah’ın selâmı üzerine olsun) o haince darbenin etkisi yüzünden üç gün acılar çekti. Kendisinden sonra oğlu Hz.İmam Hasan’ın (Allah’ın selâmı üzerine olsun) imam olduğunu ilan etti. O üç gün boyunca Yüce Allah’ın (Azze ve Celle) zikri ile meşgul oldu; Yüce Allah’ın takdirinden razı olduğunu, O’na teslimiyetini ifade etti. Vasiyet üzerine vasiyette bulunuyordu. Allah’ın (Azze ve Celle) belirlediği hadlerin uygulanmasını tavsiye ediyor, hevâya uyup İslam’ın mesajını yüklemekten geri durmanın tehlikesine karşı sakındırıyordu. Bu münasebetle bizler de kitaplarda O’nun oğulları Hz.İmam Hasan ile Hz.İmam Huseyn’e, Ehlibeyti’ne (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) ve gelecek İslam nesillerine vasiyet ettiği vasiyetname metinlerinden alıntılar paylaşmayı arzu ettik:

“Zalime hasım (düşman), mazlum kimseye yaren olunuz. Sizlere, tüm evlatlarıma, aileme ve sözümün ulaştığı herkese Allah’tan sakınmayı, işlerini düzenlemeyi (işlerini bir düzene oturtmayı ya da düzenli çalışmayı) ve birbirleriyle aralarını düzeltmeyi vasiyet ediyorum… Allah için, Allah için yetimler (ile ilgileniniz)… Allah için, Allah için komşular (ile iyi geçininiz)… Allah için Allah için Kur’ân’ı (ihmal etmeyiniz – Editör)…Allah için Allah için Rabbinizin Evi siz kalmış olduğunuz sürece boş kalmasın… Allah için Allah için mallarınızla da, nefislerinizle de, dilinizle de Allah yolunda cihad ediniz (mücadele ediniz)…Üzerinize düşen birbirinizle haberleşip birbirinize karşı cömertlikte bulunmaktır. Birbirinize sırt çevirip birbirinizden kopmaktan sakınınız… İyiliği emretmeyi ve kötülükten sakındırmayı terk etmeyiniz. (Şayet bunu terk ederseniz) sizin kötüleriniz başa geçirilir de dua etseniz dahi duanıza icabet olunmaz…”

Müminlerin Emîri (O’na selâm olsun) o uğursuz darbeden üç gün ve üç gece ızdırap çekti. Sonra semâdaki melekler dualar etti; kapkara bir rüzgar esti. Cebrail (O’na selâm olsun) semâda da arzda duyulabilecek şekilde şöyle feryat etti:

“Allah’a andolsun ki yıkıldı hidayet rükünleri… Yemin olsun Allah’a ki; battı semânın yıldızları ve takvalıların simgeleri… Allah’a yemin olsun ki koptu o sağlam ilinek… Öldürüldü Muhammed-i Mustafa’nın amcaoğlu… Öldürüldü Vasî Muctebâ… Öldürüldü Ali Murtezâ… Öldürüldü Vasîlerin Efendisi… Bedbahtların en bedbahtı öldürdü onu…”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: