Kerbelâ’nın hatıralarında Ramazan: Kadir gecesi ve “ihya” tutmak

Şehitlerin Efendisi’nin (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Allah’ın dininin bekâsı uğruna mubarek kanını fedâ ettiği ve o pâk kanıyla şereflendirdiği bir diyardır Kerbelâ…

İşte böylesine bir diyarda Kur’ân-i Kerîm’in nazil olup yüzyıllardır beşeriyeti aydınlattığı gecenin; yani Kadir gecesinin başka yerlerden farksız olması mümkün mü hiç?!

İşte bu yüzden Kerbelâlıların gözünde bu gecenin ne kadar özel bir yere sahip olduğunu ve neler yaşadıklarını sizlerle paylaşmak istedik.

Geçtiğimiz yüzyılın yetmişli ve seksenli yıllarında Kadir gecelerini yaşamış olan Mukaddes Hz. Abbas (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Türbesi Yazılı Basın Şubesi Sorumlusu Ali Habbaz hatıralarını şöyle anlatıyor: “Ramazan-ı Şerîf’in olaylarından biri de Kadir gecesi ve “ihya tutmak”tır (Yani geceyi uyumadan ibadet ile geçirmektir). Bu yüzden Hz.İmam Huseyn’in ve Kardeşi Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhları’nın avlularında Kadir Gecesi oturumu olurdu. Mushaf-ı Şerîfler kaldırılır ve yüce Allah’a dua edilirdi. Yediden yetmişte tüm Kerbelâlılar bu meclislere katılırdı. Bugün tanıklık etmekte olduğumuz Mushaf-ı Şerîf’in Kaldırılması Duası, Huseynî Matem Meclisleri ve bunun gibi etkinlikler aslında kökeni yüzyıllar öncesine uzanan ve o mubarek gecelere has olan mirasın bir parçasını oluşturuyor. Bu gecelerde “ihya tutmak” sadece İki Mukaddes Ziyaretgâh’ta değil bölgelerine bağlı olarak Huseynîye ve Mescitlerde de yapılıyordu. “

“Kerbelâlıların diğerlerinden ayrıldıkları birtakım örf ve ananeler de var. Bu gece gibi büyük Kadir gecesinde yani Ramazan’ın 23. gecesinde Kerbelâlıları iftar vermek için birbiriyle yarışırken görürdünüz ki zaten bu onbir ayının sultanının başından itibaren var olan bir örf. Ancak bu gece buna diğer gecelerden daha da fazla odaklanılırdı. Yoksuluyla zenginiyle herkes iftar yemeği ya da yemekleri yapıp dağıtırdı. Bu yemekler de “Kadr” denirdi.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: