Zilhicce ayının yedinci günü: Peygamberlerin ilimlerini yarıp açıklayan Hz.İmam Bâkır’ın (O’na selâm olsun) şahadeti hatırası yıldönümü

Hicri 114 senesinin Zilhicce ayının yedinci gününde Pâk Ehlibeyt (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) Hanedânı ve dostları büyük bir facia yaşamıştır. Zira bu günde; Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) vasiyet ettiği Pâk ve Masum Ehlibeyt İmamları’nın beşincisi Hz.İmam Muhammed Bâkır (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) şehîd olmuştur.

Şeyh Abbas Kummî’nin “Envâr-ul Behiyye fî Tevârihil- Hucecil- İlahiyye” isimli kitabında aktardığında göre Hz.İmam (Allah’ın selâmı üzerine olsun) şöyle şehîd olmuştur:

“Huseyn oğlu Ali oğlu Muhammed Ebu Cafer (O’na selâm olsun) Medîne-i Münevvere’de, Hicri 114 senesi Zilhicce ayının yedinci gününde elli yedi yaşında şehîd olmuştur.”

“Abdulmelik oğlu Velî oğlu İbrahim tarafından zehirletildiği söylenmiştir. Bu rivayete göre Hişam b. Abdulmelik’in döneminde şehîd olmuş olmaktadır. Şahadetinin ardından Hz.İmam Sadık (Allah’ın selâmı üzerine olsun) babasının cenaze işlemlerini üstlendi. Medine’de daha önce görülmemiş bir kalabalık eşliğinde Hz.İmam’ın (Allah’ın selâmı üzerine olsun) naaşı Bakî Kabristanlığı’na getirildi ve Büyükamcası Hz. İmam Hasan-ı Muctebâ ile Babası Hz.İmam Zeynelabidîn’in (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) yanı başına defnedildi. Vasiyetinde kendinden sonra oğlu Hz.İmam Cafer-ı Sadık’a (Allah’ın selâmı üzerine olsun) uyulmasını ve kendisini de Cuma günü namaz kıldırdığı bürdesiyle kefenlenmesini, kendi sarığına sarılmasını, kabrinin dörtgen hale getirilip dört parmağa kadar yerden yükseltilmesini ve defnedileceği vakit kefenin uçlarının çözülmesini vasiyet etti.”

Hz.İmam Ebu Abdullah Cafer-i Sadık’tan şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Babam bana vasiyetinde onu üç giysiyle kefenlememi yazdı. Biri içinde (keten ya da pamuk) olan bir hırkaydı; onunla Cuma günü namaz kılardı. Bir diğeri de başka bir elbise ve (üçüncüsü) de bir gömlekti. Ben de ‘Neden bana bunu yazdın?’ diye sordum. O da: ‘İnsanların onu dört ya da beş (elbiseyle) kefenledi demelerinden çekindim; o yüzden sen (öyle) yapma. Bana kendi sarığımı sar. Sarık da kefenden değil, bedenin onunla sarıldığı şeylerden sayılır.’ dedi”

“Babam bana dedi ki: ‘Ey Cafer, paramın şu şu kadarını ağıt yakan kadınlara ver. On yıl boyunca Mina günlerinde Mina’da benim ağıdımı yaksınlar.’”

Hz.İmam’ın (Allah’ın selâmı üzerine olsun) ayrıca kendi matemi için sekiz yüz dirhem harcanmasını vasiyet ettiği ve bunu sünnetten gördüğü rivayet edilmiştir. Rivayette bundan bahsederken Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) Cafer-i Tayyar ölünce buyurduğu ‘Cafer’in ailesi için yemek yapıp götürünüz, zira onlar meşgul olmuşlardır’ hadisine atıfta bulunulmuştur.

Hz.İmam Ebu Cafer’in (Allah’ın selâmı üzerine olsun) ilgilendiği en önemli husus; ilmin insanlar arasında yayılması olmuştur. Seçkin bir grubu yetiştirip ilimle ve fıkıhla beslemiştir. Bu kimseler de İslam aleminde fetva gerektiren konularda başvurulan referans kaynakları olmuşlardır. O’ndan duydukları hadisleri yazıp aktarmakla meşgul olmaları için oğlu Hz.İmam Sadık’a (Allah’ın selâmı üzerine olsun) onlara harcama yapmasını vasiyet etmiştir. Böylelikle Hz.İmam’ın (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) seçkin dostları birbirinden parlak çok sayıda alime ve önde gelen fakihlere dönüşmüşlerdir. Onlardan Hz.İmam Sadık (Allah’ın selâmı üzerine olsun) da övgüyle söz etmiş ve kendi ashabına şunu buyurmuşlardır: Allah’a yemin olsun ki babamın dostları sizden daha hayırlıydı. Babamın dostları dikensiz yapraklardı; siz ise bugün yapraksız dikenlersiniz.”

İşte böyle; İslam alemi Hz.İmam Bakır’dan (Allah’ın selâmı üzerine olsun), ilimlerinden, hareketlerinden ve duruşlarından asırlardır faydalanmaya devam etmektedir. O’nun hareketi o çağda yaşanan gelip geçici kültür hareketleri gibi olmamıştır. Aksine çağlar boyunca ilmi açıdan geliştikçe gelişmiş ve İslam’ın pratik hayatına ışık tutan yüklü ilmi cevherlerle dolu bir hareket olarak sürekli ilerleyerek devam etmiştir.

Bu yüzden de hidayet önderliği makamına ek olarak; İslam’daki kültürel yaşam açısından ümmet, Hz.İmam Bâkır’a (Allah’ın selâmı üzerine olsun) çok şey borçludur. Hz.İmam Muhammed Bakır (Allah’ın selâmı üzerine olsun) tarih boyunca İslami kimliğin oluşmasını sağlayan öncü ve liderlerden biri olarak kalacaktır.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: