Zilhicce’nin dokuzuncu günü: Huseynî Uyanış’ın Elçisi Hz.Müslim b. Akîl’in (O’na selâm olsun) şahadeti hatırası yıldönümü

Hicri 60 senesinde, işte bunun gibi bir dokuz Zilhicce gününde Hz.İmam Huseyn’in (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Kufeliler için atadığı elçisi Hz. Müslim b. Akîl (O’na selâm olsun) şehîd oldu. Kufeliler daha önce sandıklar dolusunca Hz.İmam Huseyn’e (O’na selâm olsun) mektup göndermişler ve Emevilerin zulmünden onları kurtarması için Hz.İmam’a (Allah’ın selâmı üzerine olsun) çağrılarda bulunmuşlardı.

Hz.İmam (Allah’ın selâmı üzerine olsun) da onların sözlerini, samimiyetlerini ve azmini görmesi ve sonrasında biat alıp geri dönmesi için onlara bir elçi gönderdi. Elçilik vazifesi için de pek güvendiği, Hane halkının büyüğü ve faziletli bir şahsiyet olan Hz.Müslim b. Akîl’i (O’na selâm olsun) seçti. Farklı şartlara karşı nasıl davranılacağını bilen, ne olursa olsun dik duran, pek becerikli bir siyasetçi ve tarihte eşine çok az rastlanır türden bir şahsiyetti Müslim b. Akîl (O’na selâm olsun). Hz.İmam (Allah’ın selâmı üzerine olsun) ona bu vazifeyi arz edince istekli bir şekilde kabul etti. Hz.İmam Hz.Müslim b. Akîl’i (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) gönderdiğinde yanına O’nun ne kadar önemli bir konuma sahip olduğunu belirte bir mektup da verdi.

Bir rivayette Müminlerin Emîri’nin Allah Resûlü’ne (Allah-u Teâlâ Onlar’a ve Pâk Ehlibeytleri’ne salât eylesin) şöyle dediği geçmiştir: “Ey Allah Resûlü, Akîl’i seviyor musun?” Allah Resûlü (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) de şöyle buyurdu: “Allah’a yemin olsun ki, evet. Onu iki (şekilde) seviyorum. Onu sevdiğim için ve Ebu Talib’i sevdiğim için. Onun oğlu da senin oğlunun sevgisi uğruna öldürülecek; müminlerin gözleri onun için yaşaracak ve mukarreb (pek yakın) melekler O’na salât eyleyeceklerdir.” Sonra Allah Resûlü (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) gözyaşları mubarek göğsüne inene kadar ağladı ve şöyle buyurdu: “Itretimin (soyumun) benden sonra karşılaşacağı şeyleri Allah’a şikayet ediyorum…” (Emaliyyus-Sadûk, Sayfa 111)

Hz.Müslim (O’na selâm olsun) hakkında bundan başka bir hadis daha aktarılmamış olsaydı bile bu hadis tek başına O’nun ne denli üstün bir makama sahip olduğunu ifade etmeye yeterdi. Zira Allah Resûlü (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) yıllar öncesinden O’nun katledileceğini haber verip öldürülecek olmasına ağlamakta ve müminlerin O’nun için ağlayacağına işaret etmektedir. Tüm bunlar Hz.Müslim b. Akîl’in (O’na selâm olsun) sahip olduğu manevi makam nedeniyledir.

Hz.Müslim b. Akîl’in (O’na selâm olsun) makamını anlatan bir diğer husus da Şehitlerin Efendisi’nin (Allah’ın selâmı üzerine olsun) O’nu Kufe’ye gönderirken mektubunda yazdığı şu sözlerdir: “Sizlere kardeşim, amcamoğlum ve hane halkımda güvendiğim kimsem Müslim b. Akîl’i gönderiyorum.” (Bihâr-ul Envar C.44, S 334) Hz.Müslim’in (O’na selâm olsun) Huseynî Devrim’in elçisi olarak atanmış olması başlı başına sahip olduğu makama dair bir göstergedir. Ancak Hz.İmam Huseyn (Allah’ın selâmı üzerine olsun) buna ilaveten bir de O’nu Kufe halkına bu güveni ve makamını belgelemiş ve ‘Hane halkımda güvendiğim kimsem’ diyerek O’nu nitelemiştir.

Hz.Müslim b. Akîl (O’na selâm olsun) Kufe’ye geldiğinde insanlar akın akın O’na doğru geldiler. Kimisi gruplar kimisi tek halinde hepsi birden onu selamlayıp sloganlar attılar. O da onlara Hz.İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) mektubunu okudu. Sözlerine sadık kalıp düşmana karşı mücadelede sabır kalkanını kuşandıkları takdirde onların çağrısına icabet edeceğini söylemişti. Biati anlattıktan sonra insanlar biat vermek için birbirleriyle yarıştılar; hepsi ne kadar memnun olduklarını belirten sloganlar atıyordu. Bunun üzerine o da Hz. Huseyn’e (O’na selâm olsun) yaşananları bildiren ve gelmek için çabuk davranmasını belirten bir mektup yazdı. Ancak çok kısa bir süre sonra insanlar gerisin geriye döndüler ve hem dünyada şerefi hem de dinde zaferi yitiriverdiler. Hz.Huseyn’in (O’na selâm olsun) Kerbelâ’da yaşadığı ihanet, yarı yolda bırakma, biatten dönme ve sözlerini çiğneme olaylarının bir provasını Hz.Müslim (O’na selâm olsun) Kufe’de yaşadı.

İbn-i Ziyad alçağı Hz.Müslim b. Akîl’in (O’na selâm olsun) bulunması için Kufe’nin ev ev aranması emrini verdi. O sırada Hz.Müslim (O’na selâm olsun) Ehlibeyt dostu mücahide bir hanımefendi olan Tav’e hanımefendinin evine saklanmıştı. İbn-i Ziyad haberi alınca eve doğru bir ordu gönderdi. Hz.Müslim b. Akîl (O’na selâm olsun) de arslanlar gibi çarpıştı. Dürüstçe savaşta alt edemedikleri Hz.Müslim b. Akîl’i (O’na selâm olsun) hain bir pusu ve ihanetle esir düşürdüler. İbn-i Ziyad’ın adamları sonra onu saraya götürdüler. İbn-i Ziyad denen melun o mubarek şahsiyetin sarayın tepesine çıkarılıp başının vurulması ve sonra da saraydan aşağı atılması emrini verdi. Böylece Hz.Müslim (O’na selâm olsun) hainlerin kılıcıyla şahadet şerbetini içti ve peygamberlerin, sıddıkların, salihlerin ve şehitlerin kervanına katıldı.

Doğduğu günde, hem susuzluğuyla hem çarpışmasıyla İmamı’nın acılarını yaşayarak şehîd olduğu günde ve yeniden diriltileceğini günde Hz.Müslim b. Akîl’e selâm olsun!
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: