Siyer kitaplarının yazarları Hz.İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) hicri 61 senesinin Muharrem-i Haram ayının dokuzuncu günü ile ilgili olarak şunları aktarıyor: Hz.İmam Huseyn Hz.Ebulfazl Abbas’ı (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) Emevi ordusuna göndererek savaşı ertesi güne ertelemek istediğini bildirdi. Zira Cennet Gençlerinin Efendisi (Allah’ın selâmı üzerine olsun) geceyi ibadet ve duayla geçirebilmek istiyordu.
Taberî tarih isimli kitabında şunları aktarmaktadır: Hz.İmam Huseyn (O’na selâm olsun) kardeşi Abbas’a şöyle dedi: ‘Onlara geri dön. Eğer bir gün erteleyip gece savaşmamayı sağlayabilirsen yap. Ola ki Rabbimize bu gece namaz kılarız, dua ederiz ve istiğfar ederiz. O benim ona namaz kılmayı, kitabını tilavet etmeyi ve çokça dua edip istiğfar etmeyi sevdiğimi biliyor.”
Allame Meclisi Hz.İmam Huseyn’in kardeşi Hz.Abbas’a (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) Muharrem’in dokuzuncu gününde şöyle buyurduğunu aktarıyor: “Onlara geri dön ve eğer yapabilirsen onları yarına ertelettir ki gece bizden uzak dursunlar. Ola ki bu gece Rabbimize namaz kılıp O’na dua eder ve istiğfar ederiz. Zira O benim O’na namaz kılmayı, O’nun kitabının tilavetini ve çokça dua edip istiğfar etmeyi ne kadar sevdiğimi biliyor.”
Peki Hz.İmam Huseyn ve dostları (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) Muharrem-i Haram ayının onuncu gecesini nasıl geçirdi?
İbn-i Kesîr, Haris b. Ka’b ve Ebi Dahhâk’tan Hz.İmam Zeynelabidîn (Allah’ın selâmı üzerine olsun) kanalıyla şöyle bir rivayet zikretmiştir:
“Huseyn (O’na selâm olsun) ve dostları namaz kılıp isiğfar ederek ve münacatta bulunarak geceyi geçirdiler. O sırada düşmanlarının atları onların etrafında dönüp duruyordu.”
Azre b. Kays el-Ahmesî Hz. Huseyn’in (O’na selâm olsun) şu ayeti okuduğunu aktarıyor:
“Küfre sapanlar, kendilerine vermiş olduğumuz mühletin sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara ancak, günahları çoğalsın diye mühlet veriyoruz. Küçültücü azap onlaradır* Allah iman edenleri sizin durumunuzda bırakacak değildir, sonunda temizi pisten ayıracaktır…” (Âl-i İmran 178-179, Kadri Çelik Meali)
Ravi ayrıca şunları anlatıyor: “Hz. Huseyn (O’na selâm olsun) ve dostları o geceyi tıpkı kovanında çalışan arılar gibi geçirdiler. Kimi rüku ediyor, kimi secde ediyor, kimi kıyamda ve kimisi de oturuyordu. Hz.Huseyn’in (O’na selâm olsun) huyları ve kamil sıfatlarından biri böyle çokça namaz kılmasıydı.”
Ensâb-ul Eşrâf’ta ise şöyle geçmiştir: “Gece çöktüğünde Huseyn (O’na selâm olsun) ve dostları gecenin hepsini ibadetle, tesbihatla, istiğfar ile, dua ile ve yakarışla geçirdiler.”