Aşûra Durakları: Kandırılan Şamlı ihtiyar adam ve Hz.İmam Zeynelabidîn (O’na selâm olsun) hadisesi

Siyer yazarları şöyle bir hadiseyi aktarıyor. Yezîd (Allah’ın laneti üzerine olsun) insanlar onlara bakıp içlerinde bulundukları durumla alay edip şamata yapsınlar diye Hz.İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) esîr edilmiş ailesinden, dostların dul kalan hanımlarından ve yetimlerinden oluşan Esîrler Kervanı getirilince onların sarayın merdiveninde bekletilmesini emretti.

O sırada yaşlı bir adam gelip Hz.Huseyn’in (O’na selâm olsun) hanımlarına ve ailesine doğru şöyle seslendi: “Sizi öldürüp perişan eden, kulları erkeklerinizden rahat ettiren ve Müminlerin Emîri’ni size galip kılan Allah’a hamdolsun!”



Seyyid Abdurrezzâk Mukarrem burada şöyle aktarıyor: İşte tam burada Hz.İmam Seccâd (O’na selâm olsun) yapılan imalarla aldatılmış olan bu zavallı adama şefkatinden ötürü adamı hakka yaklaştırmak ve doğru yola eriştirmek için ikramda bulunmuştur. Ehlibeyt (O’na selâm olsun) işte böyledir; kalplerinin saflığını, tıynetinin paklığını ve hidayete elverişli olduğunu bildikleri kimseye nurlarını parlatırlar.

Huseyn oğlu Ali (İkisine de selâm olsun) adama yaklaşıp şöyle dedi: “Ey Şeyh (ihtiyar adam), Kur’ân okur musun?” Adam “Evet” diye cevap verince şöyle buyurdu:
“Hiç ‘Sizden yakınlarıma sevgiden başka bir karşılık beklemiyorum’ (Şûra 23) ayetini okudun mu?’”

Adam “okudum” deyince (O’na selâm olsun) şöyle buyurdu: “O yakınlar işte biziz ey şeyh, peki Benî İsrail’deki ‘Ve yakın akrabaların hakkını ver…’ ayetini okudun mu?” (İsra Sûresi 26) Adam ‘Onu okudum’ deyince (O’na selâm olsun) şöyle buyurdu: ‘İşte o yakınlar biziz ey şeyh, peki ya şu ayeti okudun mu? ‘Ey Ehl-i Beyt! Şüphesiz Allah, (tekvini iradeyle) sadece sizden her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister.’ (Ahzab 33) Adam ‘Onu da okudum’ deyince Hazret (O’na selâm olsun) şöyle cevap verdi: “İşte biz o Ehlibeyt’iz; Allah o tathîr (pâk kılınmışlık) ayetini sadece bize kılmıştır ey şeyh.”

Adam bir süre sessiz kaldı; söylediği sözlere pişman oldu ve şöyle dedi: “Allah’a yemin olsun; siz onlar mısınız?!” Bunun üzerine Huseyn oğlu Ali (İkisine de selâm olsun) “Tallahi biz onlarız; bundan hiç kuşku yoktur. Ceddimiz Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) hakkına (yemîn olsun ki) biz onlarız!” Adam bunu duyunca ağlayıp sarığını yere çaldı. Sonra başını semâya doğru kaldırıp şöyle dedi: “Allah’ım ben onlara buğz etmekten sana tövbe ediyorum; ben Muhammed’in ve Muhammed soyunun (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) düşmanı olan insanlardan da cinlerden de berîyim!”

Sonra şöyle dedi: “Benim için tövbe (imkanı) var mıdır?” Hazret (O’na selâm olsun) “Evet… Eğer tövbe edersen Allah tövbeni (kabul eder) ve bizimle beraber kimselerden olursun” diye buyurdu. Adam da “Ben tövbe ettim” dedi.

İhtiyar adamın haberi Muaviye oğlu Yezîd’e ulaşınca adamın öldürülmesini emretti ve adam öldürüldü.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: