9. Uluslar Arası Şahadetin Baharı Kültür Festivali sona erdi.

Mukaddes Hz.Huseyn (Aleyhisselâm) ve Hz.Abbas (Aleyhisselâm) Türbeleri tarafından Hz.İmam Huseyn’in, Hz.İmam Zeynelâbidîn’in ve Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah’ın salât-u selâmı onlara ve başta Hz.Resûlullah olmak üzere paspâk Ehlibeyt’in tümüne olsun) doğumları münasebetiyle ortaklaşa bir biçimde 9 yıldır ardı ardına düzenli bir biçimde düzenlenen ve çok sayıda araştırma oturumu,Kur’ân-i Kerîm ve şiir akşamları ile birbirinden zengin kültür etkinliklerine sahne olan “Şahadetin Baharı Festivali” 16 Haziran Pazar günü yapılan kapanış töreni ile birlikte sona erdi.

Bu yılki şiarı “İmam Huseyn; Üstün bir örnek ve güzel bir çağrı…” olan ve 2-6 Şaban (12-16 Haziran) tarihleri boyunca süren festivale bilim,sanat, din,kültür ve siyaset camiasından çok sayıda isim katıldı. 50’den fazla ülkenin katıldığı festivale basının ilgisi de büyük oldu. Yazılı,görsel,işitsel ve elektronik basının yoğun ilgi gösterdiği festival bazı uydu kanallarından canlı yayınlanırken bazı kanallar da ayrıntılı röportajlarla festival etkinliklerini duyurdu ve çeşitli radyo istasyonları, internet siteleri ve gazeteler de programlarında ayırdığı özel bölümler ya da tam sayfa ilan yoluyla festivalin detaylarını aktardı.

Festival açılışı ve etkinliklerinin gördüğü ilgi kapanış töreniyle de aynı şekilde devam etti. Yurt içi ve dışından katılan çok sayıda konuşmacı ve katılımcının hazır bulunduğu kapanış töreni adeta yeni bir festivalin açılışını andırıyordu.

Kur’ân-i Kerîm tilaveti ile başlayan kapanış töreninin açılış konuşmasını Mukaddes Hz.Huseyn (Aleyhisselâm) ve Hz.Abbas (Aleyhisselâm) Türbeleri adına Mukaddes Hz.Huseyn (Aleyhisselâm) Türbesi Genel Sekreteri Şeyh Abdulmehdî Kerbelâ’î yaptı.

Kerbelâ’î konuşmasında festivale katılan delegelere teşekkürlerini iletti ve tarif edilemeyecek ölçüde katkıda bulunduklarını söyleyerek övgülerde bulundu. Aynı şekilde festivale katılan değerli alimler, akademisyenler, araştırmacılar, şairler ve medya mensuplarına da aralarında bulunmalarından ötürü duyduğu minnet ve şükranlarını ileten Kerbelâ’î kendilerini Ehlibeyt (Aleyhumusselâm) İslam’ını doğru tanıtmaya, dünyanın farklı farklı yerlerindeki insanların gönül ve akıllarına ulaştırmak için her türlü çabayı sarfetmeye ve her türlü ilmi,kültürel,edebi ve sanatsal potansiyellerini, insanlığı kafir ve zalim odakların karanlığından ilahi hidayet vesileleri olan Hz.Resûlullah ve Paspâk Ehlibeyti’nin (Allah’ın en ulvi salât-u selâmı üzerlerine olsun) nurlarıyla kurtarmak için tüm potansiyellerini seferber etme çağrısında bulundu.Kerbelâ’î şöyle devam etti:

“Arap dünyası, İslam Alemi’nde ve Irak’ta yaşanmakta olan olayların yan etkileri baş göstermeye başlamış; İslam toplumunun kültürel ve toplumsal dokusuna negatif etki etmiştir. Bu sapıtma, saptırma, karalama, tahrif ve nefreti körüklemelerin en küçük sonucu; Müslüman toplumun küfür ve dalalet güçlerinin meydan okumaları karşısında dimdik ayakta durmasını sağlayan birliktelik kültürünün ve ruhunun bozulmuş olmasıdır.”

“Belki de günümüzün karşısında durulması en çok gereken ve en önemli tehlike kafir ve sapkın kültürel istila değildir sadece. Her ne kadar siyasi emeller yüzünden de olsa, günümüzde en çok yüzleşilip alt edilmesi gereken tehlike,İslam toplumunun ve kültürünün ruhunda kardeşlik, sevgi,barış, bir arada oluş ve istikrar yatan İslam düşüncesini yıkmaya yönelik akımların ortaya çıkıp beslenmekte olduğudur. Bunun neticesinde de, başkalarını tekfir etmeye ve itikadına ya da mezhebine dayalı aşağılamayı temel alan kokuşmuş fikirlerin unsurları (İslam toplumunda) beslenir olmuştur.”

“Buradan yola çıkarak kültür ve medyaya yönelik çalışmalarımızda iki unsura ihtiyacımız vardır diyoruz:”

“1-Hüccet,delil ve burhana dayalı Ehlibeyt’in (Allah’ın en ulvi salât-u selâmı başta Hz.Resûlullah olmak üzere hepsine olsun) fikrinin net bir tarifinin yapılması ve bunu yaparken Paspâk Ehlibeyt İmamlarının (Onlara selâm olsun) kullanmaktan uzak olduğu, Kur’ân-i Kerîm’in ile Hz.Peygamber’in (Sallallahu Aleyhi we Âlih) reddettiği; karşımızdakinin hatalarını araştırıp o hatalarına yüklenme,ezip aşağılama vs. dayalı üslüptan kaçınmak. Ve bu karşılıklı diyalog sürecini Kur’ân-i Kerîm ruhunun benimsediği diyalog uslübuyla, sakin bir biçimde ve herhangi bir gerginlik ortamı olmadan yürütmek.”

“2- Bazı bölge ülkelerinde fırtına gibi esmekte olan ve aslında kökeninde siyaset bulunan mezhep çatışmasının kurumsallaşmasına karşı bilinçlendirmek. Bu konuyu cuma hutbesinde detaylı olarak irdelemiştik.”

Son olarak bu festivalin başarısına katkıda bulunan herkese en içten şükran ve minnet duygularımızı tekrar ifade etmek isteriz. Allah-u Teâlâ sizlerden de ve bizden de kabul buyursun; şüphesiz O semî’dir,mucîbdir. *”


Akabinde sözü Kur’ân-i Kerîm’in ilk İspanyolca mealini yazan Raul Gonzales Buerno – veya artık Müslüman ismiyle Şeyh Cafer – aldı. Kendisi aynı zamanda İspanya’daki “İslam için Müslümanlar teşkilatı”nın lideridir. Şeyh Cafer’in konuşması özetle şöyleydi:
“Hz.İmam Huseyn’in (Salawâtullah Aleyh) kendi,hane halkı (Onlara selâm olsun) ve dostlarının (Allah’ın hoşnutluğu hep üzerine olsun) kanıyla Kerbelâ’da yazıp bizlere bıraktığı mektubu şu anda dünyanın her bir mamur beldesine varmıştır.”

“İslam’ı ve hakkı savunma hususunda Hz.İmam Huseyn’in (Salawâtullah Aleyh) gösterdiği üstün fedakarlık örneği bu gün başka hiçbir zaman diliminde olmadığı gibi sağlamlığını ispat etmiştir. Çünkü bu örnek Kur’ân ve Ehlibeyt’in (Aleyhumusselâm) okulunun içinde yaşamakta olduğumuz ahlaki değerleri bir bir düşüp yıkılan,zulüm ve savaşlar arasında kalmış toplumuna alternatif bir toplum içerisinde yaşayabileceğimizi bir kez daha,çok daha ciddi ve çok daha sağlam biçimde kanıtlamıştır.”

“İslam, insanlığın tümüne bir sevgi ve barış mektubudur . Bu mektubu ulaştırmak bizlere farzdır. Özellikle de içinde yaşamakta olduğumuz zaman diliminde; İslam’ın pınarından türeyen bu sevgi mesajını ulaştırmaya ve böylece; İslam’ın yerine, savaşa ve şiddete dayalı başka bir İslam ortaya koyarak İslam’ın imajını karartmak isteyenlerin maskelerini düşürmeye çok daha fazla ihtiyaç vardır. Bunu yapanlar, bununla; yeniden şahlanan Hz.Muhammed (Sallallahu Aleyhi we Âlih) ümmetine karşı yaptıkları kötülükleri ve ettikleri zulümleri haklı göstermek istemektedirler.”

“Şu anki en önemli işimiz bizleri ve insanlığı tefrikaya dayalı unsurlarla bölmek isteyenlere engel olmaktır. İhtilaf okullar ve dinler arasında değil; karanlık ve ilahi nur mesajı, “Allah yerlerin ve göklerin nurudur” (**) mektubunu taşıyanlar arasındadır.”

“İmam Huseyn’e selâm olsun, O’nun Aşûrâ’da bizlere bırakmış olduğu mektup yeniden parlayıp nurlanmış ve halklar derin uykularından uyanmış; zulümden,emperyalizmden ve siyonizmden tüm halkların özgür olması gerektiğine inanan hareketler türemeye başlamıştır günümüzde! Hz.İmam Huseyn’in (Aleyhisselâm) ekmiş olduğu fedakarlık ruhu, geleceğimizi şekillendirecek mesajları belirlerken kendisinden esinlenmemiz gereken yaklaşımın ta kendisidir. İşte o ruh; şu anda dünyanın dört bir yanına yayılmaktadır ve O mektup da, İspanya topraklarına ve tarihi Endülüs diyarına yeniden varmıştır.”

“Sözlerimin sonunda müminleri; İmam Huseyn’in (Aleyhisselâm) ve dostları’nın (Allah-u Teâlâ’nın hoşnutluğu üzerlerine olsun) İslam tarihinin bu herkesçe bilinen aydınlık sayfasını kanlarıyla yazdığı topraklara, Mukaddes Kerbelâ’ya getirmek için çalışıp çabalayan ve bu hususta var güçleriyle uğraşıp didinen herkese şükranlarımı sunmak istiyorum.”


Sonrasında kürsünün başına Mısır Arap Cumhuriyeti’nden gelen değerli şair Ahmed Muhammed Hasan geçti ve Hz.Ebelfazl Abbas (Aleyhisselâm) hakkında yazdığı şiiri okudu.
Sonrasında da Somali Ehlibeyt (Aleyhumusselâm) topluluğu temsilcisi Muhammad Mahmud Ali ve Londra’da yer alan Dünya Ehlibeyt (Aleyhumusselâm) Müessesesi Başkanı Seyyid Muhammed Mûsevî birer konuşma yaptılar.

Festival törenin son konuşmacısı ve festivalin hazırlık komitesi üyesi Ali Saffar’ın konuşmasıyla sona erdi.

Festival hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayınız.

* (Pek işiten Semî. Kendisine edilen duaları kesinkes icabet eden,cevaplayan - Mucîb . Esmâ-i Hüsnâ’dan. İkisinin bir arada anılması, onun her söyleneni işittiği gibi bu duayı da hemen cevaplayacağını zikretmek içindir de.)
**Nur ayetinin başı,Kur’ân-i Kerîm.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: