Özüyle sözüyle doğru kimselerin önderi Hz.İmam Cafer-i Sadık’ın (a.s.) mubarek doğum günü yıldönümüyle…

Rebîülevvel ayının on yedinci günü çifte sevinç günüdür. Bu günde Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) yanı sıra on dört masumların sekizincisi ve altıncı Hidayet önderi Hz.İmam Cafer-i Sadık (Allah’ın selâmı üzerine olsun) da yeryüzünü şereflendirmiştir. İlim kaynaklarından ve hikmetin madenlerinden olan bu mukaddes hidayet önderi; 83. senesinde aynı ayın aynı gününde, ama Perşembe değil de Pazartesi gününde Medîne-i Münevvere’de doğmuştur.



Pek muhterem validesi Ümmü Ferve lakaplı; Ebi Bekr oğlu Muhammed oğlu Kasım’ın kızı Fatıma’dır. Hz. İmam Sadık (O’na selâm olsun) hakkında şöyle buyurmuştur: “Annem, (Kur’ân’da Maide suresinin 91. ayetinin sonunda geçen) iman edip Allah’tan sakınan ve ihsanda bulunan kimseler var ya; Allah ihsan eden kimseleri sever (ayetinin muhatabı) olan kimselerdendi.”



Babası Hz.İmam Bâkır ve Dedesi Hz.İmam Seccad’ın (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) terbiyesiyle yetişip ilimlerini miras alan Hz.İmam Cafer-i Sadık’ın (Allah’ın selâmı üzerine olsun) hidayet önderliği vazifesi 34 yaşında iken; hicri 117 senesinde babası Hz.İmam Bâkır (Allah’ın selâmı üzerine olsun) şehîd olduktan sonra başladı.



Hazret (O’na selâm olsun) dost düşman herkesin üstünlüğünü itiraf ettiği bir şahsiyetti. Âlimler, fakîhler ve kurra etrafında toplanırlar; minberinin altında derslerini dinler ve ilimlerinden, âdabından ve hikmetlerinden istifade babası ederlerdi. Kendi döneminde tartışmasız ilmi otoriteydi. Engin ilmiyle ve derinleri gören basiretiyle ilimde yepyeni kapılar açtı. Bir rivayette Hz.İmam Sadık’ın (Allah’ın selâmı üzerine olsun) kendi engin ilmini şöyle tanımladığı geçmiştir: “Allah’a yemin olsun ki; Allah’ın kitabını başından sonuna kadar avucumun içi gibi bilirim. İçinde semânın da haberi vardır onun, arzın haberi de; olmuş olanların da, olmakta olanların da. Yüce Allah (Azze ve Celle) şöyle buyurmuştur: ‘Biz kitabı sana her şeyin açıklayıcısı… olarak indirdik’ (Nahl 89)”



Hazretin ilminin mazharlarından biri de; dört bin talebenin onun ilminden yararlanıp tüm İslami medeniyetlerde onun öğrettiği dini öğretileri, şerî hükümleri ve birbirinden farklı ilimleri yaymış olmalarıdır.



Hazret’in (O’na selâm olsun) Himran b. Ayen’e şöyle buyurduğu geçmiştir: “Ey Himran! (Maddi) imkanlarda senden aşağıdaki kimseye bak, daha yukarıdakine değil. Zira bu Allah’ın sana biçtiği paya daha çok kanaat ettirir ve O’nun (Azze ve Celle) verdiğini fazlalaştırmasını sağlar. Bil ki; yakîn (kuşkusuz iman) üzere az ama sürekli bir biçimde yapılan amel, Allah katında yakîn olmadan çok yapılan amelden daha üstündür.”



Başka bir rivayette de Hz.İmam Sadık’ın (Allah’ın selâmı üzerine olsun) şöyle buyurduğu geçmiştir: “Eğer evinden hiç çıkmamayı yapabilirsen yap. Evden çıktığın vakit de; ne gıybet etmek için, ne yalan için, ne haset etmek için, ne riyakarlık için, ne göstermelik bir şeyler yapmak için ne de dalkavukluk yapmak için çık. Müslümanın manastırı evidir; onda nefsini, gözünü, dilini ve fercini (avret yerini haramdan) hapseder.”

Bir rivayette de adam Ebu Abdullah Hz.İmam Sadık’a (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Abdullah b. Cündeb’e şöyle buyurduğu aktarılmıştır: “Ey Cündeb oğlu! Gece uykunu, gündüz de sözlerini azalt. Zira bedende gözden ve dilden daha az şükreden bir şey daha yoktur. Annesi Süleymân’a (O’na selâm olsun) şöyle nasihat etmiştir: ‘Oğulcuğum (fazla) uykudan sakın; zira insanların amellerine ihtiyaç duyduğu gün seni fakir hale getirir.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: