Şaban ayının üçüncü gününde nur yayıldı, Hz.İmam Huseyn (a.s.) doğdu

Şaban-ı muazzam ayının üçüncü günündeyiz. Bu günde Hz.İmam Huseyn (Allah’ın selâmı üzerine olsun) yeryüzünü şereflendirmiş ve mübarek nuruyla bu âlemi aydınlatmıştır.

Hz.İmam Huseyn (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Medîne-i Münevvere’de; Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) evinin hemen bitişiğinde ve Mescid-i Nebevî’ye açılan evde dünyaya gelmiştir. Hz.İmam Huseyn ve Ağabeyi Hz.İmam Hasan (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) gerek yaratılışları, gerek konuşmaları ve gerekse de sıfatlarıyla olsun Dedesi Allah Resûlü’ne (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) büyük benzerlik göstermişlerdir.

Şeyh Tusî (Allah O’na rahmet eylesin) ve diğerleri muteber senetlere dayanarak Hz.İmam Rıza’dan (Allah’ın selâmı üzerine olsun) şöyle bir hadis nakletmişlerdir. “(Hadis devam ediyor)… Sonra Esma dedi ki: Fatıma Huseyn’i (İkisine de selâm olsun) doğurunca loğusalık bakımını ben yapıyordum. Allah Resûlü (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) geldi ve “Evladımı getir bana Esma” dedi. Ben de beyaz bir bez içerisinde onu ona uzattım. Tıpkı Hasan’a (O’na selâm olsun) yaptığı gibi yaptı. Sonra Allah Resûlü (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) ağladı ve şöyle dedi: ‘Senin bir hadîsin (hikayen,olayın) olacak. Allah’ım O’nu katledene lanet et. (Esma) bundan Fatıma’yı haberdar etme.’ Esma şöyle dedi: Yedinci gününe girdiğinde Hz.Peygamber (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) gelip şöyle buyurdu: ‘Evladımı bana getir.’ Getirdiğimde onun için semiz bir koçu akîka kurbanı olarak kestirdi. Ebeye koçun bir ayağını ve kalçasını verdi. Sonra (Huseyn’in) başını traş edip ağırlığınca gümüş yaprağı sadaka verdi. Başını ıslak traş etti. Sonra onu bağrına bastı ve şöyle buyurdu: ‘Ey Ebu Abdullah! (Senin öldürülüşünün) bende apayrı bir yeri vardır…’ Sonra ağladı. Esma şöyle dedi: ‘Anam babam sana fedâ olsun! Onun doğduğu ilk günde bunu yaptın; olacak olan nedir?’ (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) şöyle buyurdu: ‘Şu evladıma ağlıyorum. Ümeyyeoğullarından azgın, kafir bir topluluk onu öldürecek. Allah kıyamet gününde onları benim şefaatime nail etmesin! Dini ağzında çiğneyen ve Yüce Allah’ı inkar eden bir adam onu öldürecek.’ Sonra şöyle buyurdu: ‘Allah’ım şu ikisi (Hz.Hasan ve Hz. Huseyn, Allah’ın selâmı üzerine olsun) hakkında İbrahim’in kendi zürriyeti hakkında istediği şeyi senden isterim! Allah’ım sen onları sev, onları seveni de sev! Onlara buğz eden kimseye de yeryüzü ve semâlar miktarınca lanet eyle!’”

Şeyh el-Kuleynî el-Kafî’de Hz.İmam Sadık’tan (Allah’ın selâmı üzerine olsun) şöyle nakletmiştir: “Huseyn ne Fatıma’dan (O’na selâm olsun) ne de başka bir kadından süt emmedi. Onu Peygamber’e (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) getirirlerdi. Hz.Peygamber (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) de baş parmağını onun ağzına koyardı. O da onun baş parmağını emerdi. O ona iki üç gün yeterdi. O yüzden de Huseyn’in (O’na selâm olsun) eti Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) eti ve kanındandır. Meryem oğlu İsa ve Ali oğlu Huseyn’den (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) başka da altı aylıkken doğan bir bebek yoktur.”

Allah Resûlü Hz.Muhammed (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) Hz.İmam Huseyn’e (Allah’ın selâmı üzerine olsun) özel bir ihtimam göstermiş ve torunu henüz çocukken O’nun ve Ağabeyi Hasan’ın (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) sevgisini vasiyet etmiştir. Hadisler bununla ilgili olarak Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) şöyle buyurduğu geçmiştir: “Her kim Hasan’ı ve Huseyn’i severse o kimseyi ben severim. Ben bir kimseyi seversem o kimseyi Allah sever. Allah (Azze ve Celle) de bir kimseyi severse onu cennete dahil eder. Her kim o ikisine buğz ederse ben ona buğz ederim. Benim buğzettiğime Allah buğz eder. Allah buğ ettiği kimseyi de ateşte ölümsüz kılar.” Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) ayrıca şöyle buyurduğu da rivayet edilmiştir: “Huseyn bendendir ben de Huseyn’denim. Allah sever Huseyn’i seven kimseyi…”

İşte bu şekilde Hz.Huseyn (Allah’ın selâmı üzerine olsun); diğer Peygamberlerin tümünden daha üstün bir ahlâka sahip öğretmeninin, gelmiş geçmiş en iyi öğretmen olan dedesi Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) terbiyesi, ilgisi ve himayesi altında büyümeye başlıyordu…
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: