Hz.İmam Huseyn’in ve Kerbelâ şehitlerinin (a.s.) pâk bedenlerinin defnedilişi

Kaynaklarda hicri 61 yılında Muharrem-i Haram ayının on üçüncü günü ile ilgili şunlar anlatılmıştır: Hz.İmam Huseyn, hane halkı ve dostlarıyla (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) birlikte üç gün Kerbelâ çölünde, kavurucu güneşin altında üç gün ne bir kefenleyen ne bir defneden kimse olmaksızın bekledi. Hz.İmam Zeynelabidîn, Hz.Zeyneb-i Kübra, hanımları, çocukları ve Kerbelâ şehitlerinin ailelerinden sağ kalanların (Allah’ın selâmı üzerine olsun) oluşturduğu Esirler Kervanı zorla Kûfe’ye götürüldüğü için bunu kimse yapamadı. On üçüncü günde Esedoğulları kabîlesinden bazı kadınlar bölgeye indiği sırada yerde yatan başsız, atlarla çiğnenmiş ve güneşin altında üç gün beklemiş bedenler görünce korkuya kapılıp hızla erkeklere haber verdi. Erkekler de pâk bedenleri görüp olan biteni anlamak için Kerbelâ’ya geldi.

Esedoğulları, kundaktaki bebeği dahi kederden ihtiyarlatan o hüzünlü ve dehşetli manzara karşısında hayretler içerisinde kaldı. Sonra da defin işlemlerine başlamayı kararlaştırıldı. Hz.İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) pâk bedenini defin için hazırlamak istedikleri sırada Hz.İmam Zeynelabidîn (O’na selâm olsun) bir “Tayy-ul Arz Mucizesi” ile Kerbelâ’ya geldi.

Şeyh el-Mufîd şöye anlatıyor: Hz.İmam Seccâd (O’na selâm olsun) geldiğinde Esedoğullarını öldürülen naaşların etrafına toplanmış halde buldu. Ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Başları bedenlerinden ayrıldığı için kimi nasıl tanıyacaklarını da bilemiyorlardı. Başları olsa ailelerine sorabilirlerdi diye düşündüler. Hz.İmam Seccad (O’na selâm olsun) onlara o yatanların definlerini yapmak için geldiğini anlattı ve isimlerini bildirdi. Hangisinin haşîmi hangisinin dostlardan olduğunu söyledi. Bunun üzerine ağlayışlar yükseldi ve gözyaşları akmaya başladı.”

Sonra Hz.İmam Zeynelabidîn (O’na selâm olsun) babasının bedenine doğru yürüyüp ona sarıldı ve yüksek sesle ağladı. Sonra kabrinin olduğu yere geldi ve birazcık toprak kaldırdı. Orada kazılmış ve yarılmış bir kabir buldu. Babasının pâk sırtının altına elini koyup “Allah’ın ismiyle, Allah yolunda, Allah Resûlü’nün milleti üzere. Allah ve Resûlü doğruyu söylemiştir. Allah’ın dilediğidir. Ulu ve pek yüce (Aliyy-i Azîm) ola Allah’tan başkasından ne bir güç ne bir kudret yoktur” diyerek onu kaldırdı ve tek başına onu kabre indirdi. Bunu yaparken Esedoğullarından kimseyi bu işleme ortak etmedi ve “Yanımda bana yardım eden kimsem vardır” dedi. Sonra onu yattığı yere yerleştirip yanağını Şehitlerin Efendisi’nin (O’na selâm olsun) başının kesildiği yere koydu ve şöyle dedi: “Senin pâk bedenini içinde tutan toprağa ne mutlu. Dünya senden sonra karanlık; ahret ise senin nurunla aydınlanmıştır. Geceler uykusuz hale gelmiştir, hüzün ise ya sonsuza kadar veyahut Allah senin hane halkına senin içinde olduğun yurdu seçinceye kadar sürecektir. Benden yana; Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri üzerine olsun ey Allah Resûlü’nün evladı!”

“Sonra da kabrine şöyle yazdı: ‘İşte bu kabir; gurbet elde bir başına susuz bırakıp öldürdükleri Ebu Talib oğlu Ali oğlu Huseyn’in (Onlar’a selâm olsun) kabridir.’

“Ardından amcası Hz.Abbas’a (O’na selâm olsun) doğru yürüdü. Semânın yedi katını da hayretler içerisinde bırakan ve hurîleri cennette ağlatan o halini gördü. Mubarek başının bedeninden koparıldığı o mukaddes yeri öptü ve şöyle buyurdu: ‘Senden sonra dünyanın başına küller olsun ey Haşimoğullarının Dolunayı! Mükafatını Allah’tan bekleyerek sabreden ne güzel bir şehitsin sen; benden yana Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri üzerine olsun senin!’

Sonra onun için bir kabir açıp tıpkı babasına yaptığı gibi kendi başına onu kabre indirdi ve ‘Yanımda bana yardım eden kimsem vardır’ dedi. Bu iki istisna dışında Esedoğullarını diğer şehitlerin defnedilişine ortak etti. Şehitlerin ikisi için çukur kazdırdı. İlk çukura Haşimoğulları’nı diğer çukura da diğer dostları defnettirdi. Hürr er-Riyahî ise kendi aşireti tarafından alınmıştı ve şu anda kabrinin olduğu yere defnedilmişti. Hz.İmam (O’na selâm olsun) pâk naaşların defnini tamamladıktan sonra Kûfe’ye Esîrler Kervanı’nın arasına geri döndü.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: