Safer ayının ilk günü: Safer ayının ilk günü: Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) esir edilmiş hanedânı ve mubarek başı Şam’a ulaşıyor...

Siyer kitaplarının yazarları hicri 61 yılının Safer ayının ilk günü ile ilgili olarak şunları aktarmıştır:

Peygamber emâneti Hz.İmam Huseyn’in (O’na selâm olsun) kesik başı, esîr edilen hanımları ve yetim edilen evlatlarını taşıyan Esirler Kervanı bu günde Şam’a ulaştı. Şam’a ulaştıklarında Ümmü Külsüm kervanın sorumlusu Şimr’den Kerbelâ şehitlerinin mızraklara takılı başlarını biraz önden getirmelerini istedi. Çünkü eğer başlar önden giderse insanlar başlara bakacak ve esir edilen hanımlara bakmayacaktı. Şimr denen soysuz oğlu soysuz, benzersiz alçaklıklarından birini daha yaptı ve istenenin tam tersinin yapılmasını emretti. Herkes o esir edilen hanımlara baksın diye başların tam da develerin arasından götürülmesini emretti!

Onları borazanlar ve deflerle “Bab-us Saat” denen bir yerde durdular. Ortalıkta tam bir şenlik ve oyun havası esiyordu.O sırada ihtiyar bir adam geldi ve şu soruyu sordu:


“Siz kimlerdensiniz ey esîrler?”

“Biz esirler, Âl-i Muhammed’deniz (Allah’ın selâmı üzerine olsun)” diye cevap verdiler.

Adam da Hz.İmam Seccâd’a (Allah’ın selâmı üzerine olsun) doğru

“Sizi öldürüp perişan eden, kulları erkeklerinizden rahat ettiren ve Müminlerin Emîri’ni size galip kılan Allah’a hamdolsun!”

Seyyid Abdurrezzâk Mukarrem burada şöyle aktarıyor: İşte tam burada Hz.İmam Seccâd (O’na selâm olsun) yapılan imalarla aldatılmış olan bu zavallı adama şefkatinden ötürü adamı hakka yaklaştırmak ve doğru yola eriştirmek için ikramda bulunmuştur. Ehlibeyt (O’na selâm olsun) işte böyledir; kalplerinin saflığını, tıynetinin paklığını ve hidayete elverişli olduğunu bildikleri kimseye nurlarını parlatırlar.

Huseyn oğlu Ali (Hz.İmam Seccad - İkisine de selâm olsun) adama yaklaşıp şöyle dedi: “Ey Şeyh (ihtiyar adam), Kur’ân okur musun sen?” Adam “Evet” diye cevap verince şöyle buyurdu:
“Hiç ‘Sizden yakınlarıma sevgiden başka bir karşılık beklemiyorum’ (Şûra 23) ayetini okudun mu?’”

Adam “okudum” deyince (O’na selâm olsun) şöyle buyurdu: “O yakınlar işte biziz ey şeyh, peki Benî İsrail’deki ‘Ve yakın akrabaların hakkını ver…’ ayetini okudun mu?” (İsra Sûresi 26) Adam ‘Onu okudum’ deyince (O’na selâm olsun) şöyle buyurdu: ‘İşte o yakınlar biziz ey şeyh, peki ya şu ayeti okudun mu? ‘Ey Ehl-i Beyt! Şüphesiz Allah, (tekvini iradeyle) sadece sizden her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister.’ (Ahzab 33) Adam ‘Onu da okudum’ deyince Hazret (O’na selâm olsun) şöyle cevap verdi: “İşte biz o Ehlibeyt’iz; Allah o tathîr (pâk kılınmışlık) ayetini sadece bize kılmıştır ey şeyh.”

Adam bir süre sessiz kaldı; söylediği sözlere pişman oldu ve şöyle dedi: “Allah’a yemin olsun; siz onlar mısınız?!” Bunun üzerine Huseyn oğlu Ali (İkisine de selâm olsun) “Tallahi biz onlarız; bundan hiç kuşku yoktur. Ceddimiz Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) hakkına (yemîn olsun ki) biz onlarız!” Adam bunu duyunca ağlayıp Hz.İmam Seccâd’ın (Allah’ın selâmı üzerine olsun) ayaklarına kapandı ve ayaklarını öptü. Sonra başını semâya doğru kaldırıp şöyle dedi: “Allah’ım ben onlara buğz etmekten sana tövbe ediyorum; ben Muhammed’in ve Muhammed soyunun (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) düşmanı olan insanlardan da cinlerden de berîyim!”

Sonra şöyle dedi: “Benim için tövbe (şansı) var mıdır?” Hazret (O’na selâm olsun) “Evet… Eğer tövbe edersen Allah tövbeni (kabul eder) ve bizimle beraber olursun” diye buyurdu. Adam da “Ben tövbe ettim” dedi.

İhtiyar adamın haberi Muaviye oğlu Yezîd’e ulaşınca adamın öldürülmesini emretti ve adam öldürüldü.

Esîrler getirilince Yezîd denen alçak kibirle gelen esirlere ve mızraklara takılı başlara baktı. O sırada bir karga gaklayınca bir şiir okudu. Şiirinde kargaya hitaben şöyle diyordu:
“İster gakla ister gaklama, aldım borcumu Resûl’den nasılsa …”

İçeri girmeden önce ipler getirdiler ve Hz.İmam Zeynelabidîn’in (O’na selâm olsun), Hz.Ümmü Külsüm’ün (O’na selâm olsun) ve Allah Resûlü’nün (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) kızlarının boyunlarına bu iplerle doladılar. Onları yürüttüler ve ne zaman küçük adımlar atsalar onlara vurdular. Sonunda hepsini Yezid’in önünde durdular. Yezid o sırada yatak gibi bir tahta uzanıyordu. O sırada Hz.İmam Zeynelabidîn (Allah’ın selâmı üzerine olsun) ona dönüp şöyle dedi: “Allah Resûlu bizleri şu halde görüldü ne yapardı sence?”

Bunu duyan etraftakiler ağlayınca Yezid iplerin kesilmesini emretti.

(Emevî) Camiinin merdivenlerinin önünde bekletildiler. Hz.İmam Huseyn’in (Allah’ın selâmı üzerine olsun) mübarek başını önüne getirtti. O melun mübarek başı gözleriyle süzüp iğrenç şiirlerinden birini daha okudu…
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: