“Neden Uydurma Hadisler var?”, “Ümmi Peygamber aslında ne demek” vb. sorulara Akademisyen gözünden cevaplar… 7.Akademisyenler Konferansı başladı!

Âlemlerin Efendisi Hz.Resûlullah’ın (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) ve hem torunu hem de On iki pâk İmam’ın Altıncısı olan Hz.İmam Cafer-i Sâdık’ın (Aleyhisselâm) mubarek viladetleri yıldönümü sebebiyle düzenlenen Uluslararası Risaletin Baharı Kültür Festivali Başladı. Bu sene 17-19 Ocak 2014 (15-17 Rebiulevvel 1435) tarihleri arasında düzenlenen Uluslararası Risaletin Baharı Kültür Festivalin bu yılki teması “Resûlullah (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi); hidayete götüren merhamet ve kurtuluş yolu” oldu. 8 yıldır ardarda düzenlenen festivalin görkemli açılış töreninden detayları sitemizin değerli ziyaretçileri ile bir önceki haberde paylaşmıştık.

İKİNCİ GÜN VE ÖNEMLİ BİR FAALİYET DAHA

Festivalin ikinci günü önemli bir festival etkinliği olan 7.Akademisyenler Konferansı başladı. Bağdat Üniversitesi’nin organizatörlüğünde düzenlenen akademik konferans, düzenlenen sabah ve öğleden sonra oturumlarıyla ilk günü tamamladı. Bu seneki sloganı “Muhammedî nur ile yazıyor... yepyeni eserler ortaya koyuyor... ve (bâtılın) karşısına dikiliyoruz!” olan konferans; Kur’ân-i Kerîm tilaveti ve Bağdat Üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç.Dr. Huseyn Hammûd’un açılış konuşmasıyla start aldı.

Hammûd konukları kutlu münasebet dolayısıyla tebrîk edip Hz.Resûlullah’ın (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) ve getirdiği dinin önemine dair hatırlatmalar yaptıktan sonra şunları söyledi:

“Sevgi ve birliktelik (ruhu ile) dolup taşan festivalimiz bugün başlamış durumda. Tüm dünyaya, bir kez daha; Hanîf dinimiz İslâm’ın sevgi, hoşgörü ve yüce ilkelerin dini olduğunu, nurların dini olduğunu hatırlatmak için buraya toplanmış bulunuyoruz. Bugün Mukaddes Kerbelâ’da toplandık. Hz.İmam Huseyn’in (Aleyhisselâm) sevgisi etrafımızı kuşatmış ve bu Mukaddes mekânın koridorlarında, dört bir yana yayılmış... İslam’ın ölümsüz mesajını ilmi ve kültürel olarak irdelemek amacıyla 7.Akademisyenler Konferansını dinlemeye başladık. Hz.Peygamber Efendimiz’in (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) ve Masum Hidayet İmamlarımız’ın (Allah’ın en ulvî salât-u selâmı başta Hz.Resûlullah olmak üzere hepsine olsun) önderliğinde fikri ve manevi bir diyaloğun temellerini atıp Muhammedî İslamımız’ın özelliklerini deklere etmek için toplandık. Onların önderliğinde, çünkü onlar; Allah-u Teâlâ’yı en iyi tanıyan arîflerdir. Çünkü Onlar; İnsanlık için hayırlı olan şeyleri ve insanın insanla nasıl kaynaşacağını en iyi bilenlerdir.”

“Buradaki araştırmalarımız şunu apaçık bir biçimde göstermektedir; Hz.Muhammed’in (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) ve Ehlibeyti’nin (Allah’ın salât-u selâmı üzerlerine olsun) Hadis ve tarih semalarının en parlak yıldızlarıdır, ilimleri veciz sözlerle dolup taşmış, Âriflerin gönül gözlerini ve araştırmacıların kalemlerini aydınlatmıştır. İşte bu yüzden Bağdat Üniversitesi; Mukaddes Hz.Huseyn ve Hz.Abbas (Aleyhimasselâm) Türbeleri Genel Sekreterlikleri tarafından düzenlenen konferanslara aktif bir katılmaya azmetmiştir. Üniversitemiz 40 araştırmacı ve 32 araştırma ile konferansa katılmış olup bunlardan 21 i kürsüye taşınacaktır. Bunların her biri derin ve bilimsel araştırmalar olup Konferansı düzenleyen komitenin ilgisi ve onayı ile mukabele olunmuştur.”


Hammûd sözlerin sonunda bu başarının tahakkuk etmesine vesile olan her hayırlı çaba sahibine ve bilhassa Bağdat Üniversitesi’ni seçmesinden ötürü; Mukaddes Hz.Huseyn ile Hz.Abbas (Aleyhimasselâm) Türbesi Genel Sekreterlikleri’ne teşekkürlerini ifade etti.

Akabinde Necef İlimler Havzası adına Seyyid Huseyn El-Hekîm sözü aldı. El- Hekîm sözlerinin başında; Mukaddes Hz.Huseyn ile Hz.Abbas (Aleyhimasselâm) Türbeleri Genel Sekreterlikleri’ne, Hüseynî Devrimin ilmi bir dille ifade edileceği böylesi organizasyonlar düzenlemeye yönelik sarfettiği yoğun çabalarından ötürü teşekkürlerini ifade etti. Irak Üniversiteleri’ne de, Ehlibeyt (Allah’ın en ulvî salât-u selâmı, başta Hz.Resûlullah olmak üzere hepsine olsun) ile ilmi bir şekilde irtibatta olmalarından ötürü teşekkür etti. Akabinde Hz.Peygamber-i Ekrem’in (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) şahsiyetine değindi:

“Bizler birlik ve uyum ortamını oluşturup içimizdeki tefrika unsurlarıyla yüzleşmeyhe son derece muhtaç durumdayız. Böylesi birşey de ancak; İnsanı harekete geçiren her türlü alanda gerçekleşirse mümkün olabilir. Edebiyat,bilim,sanat ve medya (gibi tüm alanlarda birden olmalıdır). Bu yüzden böylesi ilmi atmosferler ve konferanslarda Hz.Resûlullah’ın (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) şahsiyetleri esas rol oynar. Zira Ümmet, her türlü hayırlı ve sâlih işi O’ndan(Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) öğrenebilsin diye; insanın kemâlinin gerçek anlamı O’nunla (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) can bulmuştur.”

“Tüm akademisyenler; Hz.Nebiyy-i Ekrem’in (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) kişiliğine dair araştırmalar ve eserler yazmak için çok daha fazla çaba sarfetmelilerdir. Bu süreçte esnasında da, her türlü bilimsel komplimanlardan ve jestlerden uzak durmalıdırlar.”


Ardından konferansın ilk seminerine başlandı. Bağdat Üniversitesi’nden Nuri Sa’idî “Kur’ân-i Kerîm’in Hz.Peygamber’i (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) anma üslubu” konulu çalışmasını sundu. Sonrasında Bağdat Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nden Muhammed Cewâd Saîd Et-Tureyhî ve Safa Abdullah Burhan “Moriski ve İspanyol zihniyetleri arasında” isimli çalışmalarını paylaştı.Ardından da aynı Üniversitenin Eğitim Fakültesi’nden Hasan Mandil Hasan el Akîlî “Dili tanımak için bir kaynak; Hadîs-i Şerîf” isimli çalışmasını sundu.

YAYGIN BİLİNEN BİR YANLIŞ: “ÜMMİ” PEYGAMBER (SALLALLÂHU ALEYHİ WE ÂLİHİ) NE DEMEKTİR?

Kerbelâ Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Dr. Zeynelâbidîn Musewî El-Cafer “Ümmi Peygamber (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) – tarihsel bir araştırma” adlı çalışmasını paylaştı. Dr. Cafer “Ümmi” lafzına ışık tutuyor. Ümmi kelimesinin yaygın bilinen “okuma yazma bilmeyen” anlamıyla söylenmediğine dikkatlari çeken El-Cafer, bu mananın; kemale erişmemiş, etrafındaki genel kültürün ayrıntılarına vakıf olmayan bir kimseyi vasfederken kullanıldığını ifade etti. Cafer Yazı dili kayıtlarındaki anlam, yüzyıllar boyunca insanlar arasında yaygın olarak bilinen bu yanlış anlamla uyuşmamaktadır. Ümmi kelimesi farklı anlamlara da çekilebilir. Halilullah Hz.İbrahim’in (Aleyhisselâm) Ümmet olması gibi.(Arapça sarf bilimindeki Ümmi – Ümmet sahibi ilişkisinden faydalanılarak bu bağlantı kurulabilir.)

Hz.PEYGAMBER (SALLALLÂHU ALEYHİ WE ÂLİHİ) ADINA UYDURULAN YALAN HADİSLER VE VAROLUŞ SEBEPLERİ

İk oturumun sonunda Kûfe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Dr. Asım Kâzım El-Galibî ile Asistanı Muna Cemal Kâzım El-Tufeylî “Sahih-i Buhârî’deki Hz.Peygamber Efendimiz’e (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) yönelik hakaret anlamı ifade eden hadisler – Kur’ân ve Sünnet ışığında bir tenkit araştırması” isimli çalışmalarını sundu. Çalışmada şunlara değinildi: “Hz.Peygamber Efendimiz’e (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) ait hadis kitapları ve bilhassa “Altı Sahih – Sihah-ı Sitte” olarak adlandırılan kitaplar; “Resûlullah (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) adına uydurulmuş hadis” zulmü ve düşmanlığı ile doldurulmuştur. Bu hadislerin uydurulmasının sebebi Müslümanların Halifelerinin çoğunluğunun ve özellikle Ümeyyeoğulları ile Abbasoğulları halifelerini meşrulaştırmaktı. Güç kullanarak yönetimi ele geçirdikleri ve tahtta kalmak için en çirkin işkenceleri, insan kıyımlarını, zulümleri, rezaletleri ve dinin gerçek hükümlerini ayaklar altına aldıkları için; kendilerini meşru gösterecek çareler aramaya koyuldular. Önlerinde Hz.Peygamber’e (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) ait, bazı eylemlerini O’nun (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) – haşa – yaptığını iddia eden hadisler uydurmaktan başka çare bulamadılar. Bunu da uyduruk hadis rivayet eden raviler ile anlaşıp onları parayla satın almak suretiyle gerçekleştirdiler.”

Organizasyon komitesi, çok sayıda başvuru aldığından iki araştırmayı da oturum programına eklemeyi uygun gördü. Bunlardan ilki Kerbelâ Eyalet Sağlık Dairesi’nden Dr. Selim Cevher’in “Nübuvvet; inanç sistemlerinde değişkenlik yaratan ve tarihin seyrine yön veren fenomen” olup ikincisi de; Dr. Ahmed Hasan El-Mûsewî’nin “Alman Doğubilimci Goethe’nin edebi eserlerinde Hz. Resûl-i Ekrem (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi)” adlı çalışmalardır.

(En başta zikrettiğimiz üç araştırma hakkında daha çok bilgi isteyen ziyaretçilerimiz, haberimizin yorum kısmına bunu bildirmelerini rica ediyoruz. Bu talebin gelmesi halinde makalenin adını birer paragraf büyüklüğündeki açıklaması ile birlikte haberimizin altında tekrar zikredeceğiz. Ç.)
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: